Etik İlkeler Özlük Hakları
OSTİM�DE YAŞANAN FELAKET HAKKINDA 07.02.2011 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMAMIZ‏
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2011-02-07
Güncellenme Zamanı
2011-04-04 16:26:47
Yayınlayan Birim
ANKARA
Yine bir felaket, yine acı veren ölümler; 17 insanımızı OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgelerindeki patlamalarda kaybettik. Kaybettiğimiz insanlar kamuoyu gündemine işçi güvenliği, iş sağlığı, kaçak işçi ve işyeri, ruhsatlandırma ve denetim yetkisi, sanayilerin kent içinde yer seçimi ve denetimini gibi konuları tartışmaya açtı.

 

Organize Sanayi Bölge yetkilileri patlamalar ve can kayıpları için belediyeleri suçluyor. Belediye Başkanları yetki bizde değil diyor. Bakan açıklama yapıyor; "Hırsızın hiç mi suçu yok" diyor.  Hırsız kim! Yetki Kimde! Tartışmalar devam ediyor, ama insanlarımız öldü ve yine ateş düştüğü yeri yaktı.

 

17 Ağustos 1999 da binlerce insanımızı depremle kaybedince, kentlerimizin her istediğimiz parçasının yapılaşmaya açılamayacağını acı bir şekilde anladık, anlatabildik. Deprem tartışmalarının sonucunda İmar Mevzuatında önemli değişiklikler oldu, ama kentlerimizde rant temelli yapılaşma anlayışında değişen bir şey olmadı. Kimi zaman imar planı değişiklikleri, kimi zaman kentsel dönüşüm adı altında her kentte, her yerde, her türlü yapılaşma şekli ve yoğunluğu gerçekleştirildi. Deprem rantın bahanesi haline geldi, insan hayatı, kent yaşamı kalitesinde değişen çok fazla bir şey olmadı, ama halkımızı korkutarak duvarlarla çevrili Toplu Konut alanlarına, alışveriş merkezlerine hapsettik. 

 

Ülkemizde hemen hemen tüm kentlerimizi her yıl sel basar, aynı dereler neredeyse her yıl birkaç kez taşar. Ankara`da en modern ama dere yatağındaki hastanemiz saatlerce sular altında kaldı, insanlarımız öldü, evlerimizi, mallarımızı sel götürdü, kamuoyu gündemine dere yataklarındaki yapılaşmalar ancak o zamanlarda geldi.  Ama biz bugün hala Şehir Plancıları Odası olarak, dere yatakları yapılaşmaya açılıyor gerekçesi ile imar planı değişikliklerine dava açmak zorunda kalıyoruz. Bu gibi sorunları çözmek amacıyla yapılması gereken, "Kentsel Dönüşüm" projeleri ise daha çok rant, daha çok para, daha çok yapı yoğunluğu yaratmanın yasal yolu haline getirilerek, jeolojik sakıncalı alanları, gecekondulaşmış vadileri, merkezde kalmış eski fabrika ve kamu alanlarını, tarım arazilerini yapılaşmaya açma aracı olarak kullanılıyor.

 

Ne kadar acıdır ki, şimdi de Ankara`da yaşadığımız can kayıpları üzerine, organize sanayi bölgelerinin yetkilerini, denetimi ve yer seçimlerini tartışıyoruz. İnsanlarımız ölmeden sanayi ve diğer kentsel kullanımların yer seçimleri, yapılaşma şekil ve yoğunluklarının, denetim ve ruhsatlandırma standartlarının ve yetkili kuruluşun ne kadar önemli olduğunu anlamadık, anlatamadık.

 

Ülkemizde planlama mevzuatı ve bunun yansıması olarak kentlerimizin planlanması ve yönetilmesinde yaşanan karmaşa had safhadadır. Devlet mekanizmasından veya halkın seçiminden geçerek aldığı hiçbir kamusal görevi, yetkisi olmadan Organize Sanayi Bölgelerinin belediyelerden kopuk yönetilmesi doğru değildir. Bir sanayi bölgesi, kendi iştigal alanında maksimum fayda sağlamak adına, bunun için birlikte hareket ederek kendi aralarında ortak standartlarını belirleyebilir. Ancak, bir kentsel altyapının idaresi, kent içinde halkın ve çalışanların güvenliği, ulaşımı, kentle ilişkisi, ruhsatlandırılması, iştigal konularına göre yer alıp alamayacaklarının kararı ve idaresi kamu görevi gerektirir. Bu konuya ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek haklıdır. Teknik kamu kadrosu ile yapılabilecek görev ve denetim bugün için ancak, asli devlet memuru kadrosu ile çalışan belediye eli ile yapılabilir. Ancak bu şekilde tabandan tavana, teknik veya idari gerçek sorumlulara hesap sorulabilir.

 

Kaldı ki konuya can kayıpları yaşanan OSTİM ve İvedik Organize Sanayi Bölgeleri açısından bakıldığında durum daha da vahimdir. Her iki sanayi bölgesi de Ankara kenti ile bütünleşmiş iç içe geçmiş durumdadır. Caddeler, sokaklar, kentin diğer bölgeleri ile ortaklaşa kullanılan altyapı, kontrolsüz giriş-çıkışlar, olmayan koruma bantları bu alanların Organize Sanayi Bölgesi standartlarından ziyade küçük sanayi bölgesi şeklinde kullanıldığını göstermektedir. Sanayi Bakanlığı her iki Organize Sanayi Bölgesinin standartlara uygun olup olmadığını, bugün benzer başvurulara hangi şartlarla izin verildiğini, yapılaşma koşul ve standartlarını, ihtisaslaşma şartlarını açıklamalıdır. 

 

Planlama, kent içinde ve dışında yer alacak her türlü faaliyetin/farklı arazi kullanım biçimlerinin her faaliyetin ihtiyacı olan altyapı ve üstyapı ihtiyaçlarına, her bir faaliyetin risk düzeyine ve insan sağlığına etkisine göre birbirleri ile ilişkisine bağlı olarak yer seçimini düzenleyen disiplindir. Bu açıdan değerlendirildiğinde sanayi kullanımlarının içerdiği risk durumuna göre yer seçim kriterleri bulunmaktadır. Genel olarak sanayi, küçük sanayi, küçük imalathaneler risk durumuna göre yan yana gelebilecek, yan yana gelmesi riskli faaliyetler yada taşıdıkları riskler nedeniyle çevresinde koruma bandı bırakılarak tek başına konumlanması gereken faaliyetler olarak değerlendirilmektedir. Bu faaliyetler "Gayrisıhhi Müesseseler" olarak adlandırılmaktadır ve bu müesseselerin kent içinde yada kent dışında yer seçimini düzenleyen Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği 10 Ağustos 2005 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır. Kaldırılan yönetmelik yerine "İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik" getirilmiştir.

 

Son mevzuat düzenlemelerde yer seçimi ve sağlık koruma bandı belirlenmesini idari süreç olarak tanımlanmıştır. Denetim eksikliği, iş güvenliğine ilişkin eksiklikler ile birlikte planlamadaki çok başlılık ve insan sağlığı için risk oluşturan faaliyetlerin yer seçimindeki yanlışlıklar sonucunda facia kaçınılmazdır.

 

Unutulmamalıdır, yaz gününde sel suyunda boğulmak, dolgu alanda denize gömülmek, denetimsiz işyerinde havaya uçmak kader değil, yapılan yanlışların doğal sonucudur.  Bu nedenledir ki, TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak, can kaybı beklemeden yetkililerimizi izlemekte olduğu planlama ve yönetim karmaşasından uzaklaşmaya, kamu yararlarına uygun davranmaya davet ediyoruz.

 

Değerli basın mensuplarımızın aracılığıyla halkımızın bilgilerine sunarız.

 

 

Orhan SARIALTUN

 

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI

ANKARA ŞUBE BAŞKANI

 

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>