Etik İlkeler Özlük Hakları
PARSEL PARSEL SORUYORUZ VOL.3 ANKARA’NIN YEŞİL ALANLARINDA NELER OLUYOR?
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2016-08-05
Güncellenme Zamanı
2016-08-05 14:07:49
Yayınlayan Birim
ANKARA

Doğal ve yapılı çevre ilişkisi, ilk insan yerleşimlerinden bu yana planlamanın ve kentleşmenin önemli bir alt teması olmasına karşın, özellikle sanayi devriminden sonra yeniden tariflenmeye başlamıştır. Kent mekanlarında yoğunlaşan ağır sanayi gelişiminin dayattığı çalışma koşulları, mekansal formlar ve kentsel gündelik yaşam, 19.yüzyıl ortalarından 20.yüzyıl ortalarına kadar geçen bir süreçte kente ve planlamaya iki önemli kavramı da çağırmıştır: "kentsel yeşil alan" ve "rekreasyon".

Sanayi devrimine tepki olarak gelişen romantizm akımı etkisiyle, özellikle işçi sınıfının kendini kentlerde yeniden üretmesi amacıyla doğanın kent içine sokulduğu büyük kentsel parklar inşa edilmiştir. Böylesi kapsamlı tasarım araçlarının ve bütçelerinin olmadığı kentlerde ise meydanların doğal birer uzantısı şeklinde daha organik gelişen küçük parklar ortaya çıkmıştır. Kentin ve kentlinin doğayla temas edeceği ve kökeninde doğanın kente sokulma motifi olan bu alanlar zamanla daha bütüncül planlama yaklaşımlarının konusu haline gelmiş, modernist çerçevelerde salt kamu sağlığının düzeltilmesi için değil, gittikçe kentsel mekanın daha işlevsel ve daha güzel hale getirilmesi için kullanılan planlı açık alanlar haline gelmiştir. Buna paralel olarak, modernizm temelindeki ütopyaların mekan kurgularında da önemli bir yere sahip olmuş, kimi örneklerde bütünleştirici kimilerinde de ayırıcı-tampon işlevi gören mekansal araçlar olarak kurgulanmışlardır.

Rekreasyon kavramı ise 1920‘lerde, kendini yenilemenin biyolojik bir ihtiyaç olduğunun tartışılmaya başlanması ile birlikte, planlı yeşil alanlarla ilişkilendirilmiş; örgütlü etkinliklerin, öğretici ve eğlendirici faaliyetlerin yapılabildiği çocuk oyun alanları, spor sahaları, mahalle parkları ve reform parkları gibi alanlarda çözülmeye başlanmıştır. Zamanla yeşil alanların iyileştirici, sağlıklaştırıcı ve kentsel mekansal örüntüde denge yaratıcı işlevi daha fazla önem kazanmış; rekreasyon kavramı açık kentsel alanlarla ilişki içine girmiştir. Bu ilişki 1960‘lardan sonra bölüşüm siyasetinin de öne çıkışıyla artan bir şekilde yerel yönetimlerin yetki alanı ve çalışma konusu haline gelmiştir. Bu noktadan sonra üretilen ve kullanılan rekreatif amaçlı tüm mekanların içinde, açık kamusal mekanlar olarak üretilen yeşil alanlar, özellikle mahalle parkları, en temel mekansal öğe olma özelliğini taşımaktadır ve kökeni doğal çevre olan bu alanlar tanımları gereği salt kamu yararı için üretilirler.

Tarihsel gelişimine bakıldığında kendi sınırları çerçevesinde doğadan kopuşu içerisinde barındıran kentler, yarattıkları bu kopuş ile kentlilerde sosyal, psikolojik ve kültürel anlamda birçok olumsuz etki ortaya çıkarmıştır. Bu etkilerin azaltılması, kent formu içerisinde doğayla bütünleşmenin sağlanabilmesi ve emeğin yeniden üretimi için bireyin toplumla bütünleşik olarak kendini yeniden yaratabileceği (1) mekanların tasarlanması amacıyla, rekreasyon alanları açık yeşil alanlar başlığı altında şehircilik disiplininde önemle üzerinde durulan ve durulması gereken alanlardandır.

Ancak Ankara kenti için son zamanlarda yürütülen planlama faaliyetlerinde, rekreasyon alanları insani ve öncelikli bir ihtiyaçtan çok yasal zorunluluk gereği açık-yeşil alan olarak ayrılması gereken alanlar içerisinde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bunun sonucu olarak da kentimizde açık-yeşil alan eksikliği ve giderek niteliksizleştirilen, erişilemeyen rastgele üretilmiş izlenimi veren parklarımız ortaya çıkmıştır. Bu durum kentte bütünlükten yoksun, birbirinden kopuk, kamusallığı parçalayan ve gerçek anlamda rekreatif amaca hizmet etmeyen ‘yeşilsiz‘ kentsel yeşil ve rekreasyon alanları yaratmıştır.

Belirtmek gerekir ki, rekreatif amaçlı yeşil alanların teorik anlam ve kökenlerinden bu kadar uzaklaşılan bir çerçevede, değerli kamusal alanlarımızdanaçık yeşil alanlara müdahale bununla da kalmamıştır. Rekreasyon ve yeşil alan kavramlarının her ikisinde de kökenlerinden uzaklaşılarak, değişim değerini öne çıkaracak ve dengenin yapılı çevre lehine bozulduğu, yasal zorunluluğun da bir yana bırakıldığı onlarca örnek türemiş; rekreasyon olgusu yeşil alandan ayrı bir sosyo-mekansal boyutmuşçasına bir fırsata dönüştürülmeye çalışılmıştır. Şöyle ki, yakın dönemde planlama faaliyetlerinde açık yeşil alan olan ‘park alanlarının‘, ‘ağaçlandırılacak alanların‘, ‘vadi tabanlarının‘, ‘rekreasyon‘ alanına dönüştürülmesinin ön görüldüğü birçok imar plan değişikliği Odamız tarafından tespit edilmiştir.

Bizzatihi rekreasyon amacı taşıyan park alanlarının "rekreasyon" alanlarına dönüştürülmesinin herhangi bir kamu yararı taşıyan işlem olduğu söylenemez. Bu iki kavram teorik olarak birbirinin karşıtı olmasa da incelenen uygulamalarda görüldüğü üzere tamamen farklı bir anlam taşır hale gelmiştir. Mutlak suretle yapılaşma engeli, sınırlaması olan "ağaçlandırılacak alanların" ve "vadi tabanlarının", "rekreasyon" adı altında dönüşümü ile yapılaşmaya açılması tümüyle kamu yararına ve toplumun güvenliğine aykırıdır.

Ne yazık ki yapılan plan değişikliği işlemleri ile "rekreasyon" kavramı içi boşaltılan bir kavram, "park alanları" kolayca el değiştirilebilir, yer değiştirilebilir; "ağaçlandırılacak alanlar" da ortadan kaldırılabilir birer arazi kullanımı olmuştur. Açıkça görülmektedir ki, rekreasyon adı altındaki dönüşüm amaçlı uygulamalar, esas itibari ile kentsel alana ekonomi ve rant odaklı bakışın somutlaşmış halidir. Çünkü birçok alanda izlendiği üzere bu alanlara ikinci bir adım veya çeşit müdahale de gerçekleşmektedir. Bahsi geçen bu alanlara ilişkin ardıl olarak yapılan ikinci bir imar plan değişikliği ile "rekreasyon alanları", "ticari rekreasyon alanları"na dönüştürülmektedir.

Kentsel alana bir yaşam alanından ziyade yatırım ve değişim değeri üzerinden bakıldığından, belediyeler rekreasyon alanlarını "ticari rekreasyon" kullanımına dönüştürmektedirler. Kamulaştırma bedellerinden kurtulmak amacıyla yapıldığı ileri sürülen bu imar plan değişiklikleri kamu yararı amacı taşımamaktadır, plan kararları ile öngörülen kamu arazisi ve kamusallık üretimi için kamulaştırma işlemleri yapılmalı ve kamu kaynakları kamu hizmeti olarak sunulmalıdır.

Ayrıca, ticaret ve rekreasyon kullanımı esas itibari ile birbirinden farklı iki kullanım türünü ifade etmektedir. Dahası, planlama çalışmalarında da zaman içerisinde ticari rekreasyonda emsal oranları E:0.10‘dan E=1.00‘a kadar yükselmiştir. Yani artık ticari rekreasyon adı altında planda yeşil alan olarak görülen ancak fiiliyatta tamamen yapılaşmış kapalı alanlardan oluşmuş mekanlar kurgulanmaktadır. Bu durum, açık olarak ifade etmek gerekirse kamusal bir hak olan rekreasyon ihtiyacının piyasalaştırılmasıdır.

Halbuki, plan kapsamında öngörülen park, rekreasyon alanları bir zorunluluk tanımı içerisinde değil kentin ve kentlilerin ihtiyaçları doğrultusunda, tüm kesimlerin erişebileceği, farklı ölçeklerde, büyüklüklerde ve birbirini tamamlar bir bütün olarak ele alınması gereken açık yeşil alanların parçasıdır. Kent arazisinin her kamusal parçasından rant elde etme güdüsündeki zihniyet artık çok sınırlı, yetersiz ve niteliksiz yeşil alanları dahi yüksek yapılaşma oranlarıyla yapılaşmaya açmak çabasındadır.

Yapmış olduğumuz plan incelemeleri neticesinde karşılaşmış olduğumuz plan ve meclis kararlarına binaen soruyoruz:

1-Plan tadilatlarıyla yeşil alanken kademe kademe yapılaşmaya açılan alanlardaki rant oyunlarından kimler maddi çıkar elde etmektedir?

2-Plan tadilatlarıyla ticari rekreasyon alanlarına dönüştürülen yeşil alanlardaki ticari ünitelerin işletmeleri kimlere verilmektedir?

Bir kez daha vurgulamak isteriz ki, kent esas itibari ile kamusal bir kurguya sahip olduğu sürece yaşanabilir bir alan olmakta ve sağlıklı bir yaşam üretilebilmektedir. Bu doğrultuda bütün yerel idareleri bu tür hilelerle Ankara halkının en önemli kamusal değerlerinden olan yeşil alanlarda yürüttükleri bu yöntemi terk etmeye ve ihtiyacımız olan nitelikli rekreasyon alanları yaratmaya çağırıyoruz.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

1-Rekreasyon, Fransızca kökenli olan "recreation" sözcüğünden dilimizde kullanılmaya başlanmıştır ve kendini yeniden yaratma anlamına gelmektedir.

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>