Etik İlkeler Özlük Hakları
ANKARA’NIN KAMUSAL SANAT ÖYKÜSÜ: YIKIM, KAYIP, ŞİDDET VE SÜRGÜN
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2016-06-10
Güncellenme Zamanı
2016-06-10 11:15:02
Yayınlayan Birim
ANKARA

Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen İtfaiye (Hergelen) Meydanı‘ndaki Telefoncular Çarşısı yıkımı sürecinde, 1992 yılından beri bulunan Rolf Westphal‘ın heykelinin de yıkıldığı tespit edilmiştir. Ankara‘nın tarihi merkezi Ulus‘ta kamu yararı düşünülmeden süregelen yıkım ve inşaat çalışmaları sürecinde bir kamusal sanat öğesinin de yıkıldığını öğrenmekten dolayı duyduğumuz üzüntünün yanı sıra, kültürel mirasımızı ve tarihi varlıklarımızı bütün değerleri ile korumakla görevli olan Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkıldığını öğrenmekten dolayı ise büyük bir endişe duymaktayız.

Bu olaya ek olarak, 1992 yılından beri Seğmenler Parkı‘nda yer alan İlhan Koman‘ın bronz heykelinin ve 1983 yılında tamamlanan Burhan Alkar‘ın parkın adı ile özdeş Seğmenler Heykeli‘nin her iki rölyefinin de yerinde olmadığı geçtiğimiz günlerde ortaya çıkmıştır.  İlhan Koman‘ın eseri Pietrasanta ustaları tarafından bronza dökülerek yapılmış tonlarca ağırlıktaki bir heykeldir. Bu heykelin, nasıl bir anda ortadan kaybolduğu merak konusudur. Bu kapsamda, Ankara Büyükşehir Belediyesi sorumluluğunda olan, kent merkezinde aktif bir şekilde kullanılan Seğmenler Parkı‘ndaki bu heykelin çalındığı ve Emniyet yetkililerinin gerekli işlemleri yaptığı bilgisi Belediye yetkilileri tarafından açıklanmıştır.

Hatırlatmak isteriz ki, çalındı iddiasıyla ortadan kaybolan ve akıbetleri hakkında hiçbir bilgi alamadığımız benzer hadiseler geçtiğimiz senelerde de Ankara‘da bir çok kez yaşanmıştır. Dünyaca ünlü piyanist ve besteci Chopin‘in bronz büstü, AOÇ‘deki Tarımcı Atatürk Anıtı‘nın rölyefleri, 21 yıl önce Yüksel Caddesi‘ne yerleştirilen "Çiçekçi Kız" ve "Oturan Yorgun Amca" heykelinden sonra geçen sene hepimizin günlük hayatının hafızalarında yer eden "Oturan Kadın" heykeli de çalındı iddiasıyla ortadan kaybolmuştur. Kamusal mekânlarda halka mal olmuş kentsel kamusal sanat öğelerimiz, bu örnekler ve daha kim bilir nicesi akıbetlerini bilmediğimiz bir şekilde tek tek yok olmaktadır. Eğer böylesi organize bir suçun varlığı söz konusu ise bu sorun yıllardır neden çözülmemiştir?

Ankara‘nın meydanlarında, parklarında yer edinmiş neredeyse Başkent ile yaşıt olan "Su Perileri" heykeli de benzer bir öyküye sahiptir. "Su Perileri" heykelinin son olarak 90‘lı yıllarda bulunduğu Tandoğan Meydanı‘ndan kaldırıldıktan sonra akıbeti öğrenilememiş, ancak yıllar sonra belediye depolarında çürümeye bırakıldığı tespit edilmişti. 16 yıl depoda kaldıktan sonra, geriye kalabilen parçalarının restorasyonu yapılarak Cer Modern otoparkında bekçi kulübesinin yanındaki alana yerleştirilmesi uygun bulunmuştu. Bu örneklerden ötürü olayın birinin faili belli iken, kaybolduğu öne sürülen ve çalınması yeterince zor olan bu heykellerin yine çeşitli depolarda bulunup bulunmadığının haklı endişesini yaşamaktayız.

Kaybettiğimiz değerlerin yanı sıra, halen mevcut yerlerinde konumlanan bir çok heykel ise tahribata uğramış, yıkılmış veya bakım ve onarımdan yoksundur. Ayrıca, heykellerin bir kısmının belediyelerin ek düzenlemeleri nedeniyle mevcut konumları değiştirilmiş veya çevresine eklenen çeşitli öğeler sonucunda kent ve kentli ile etkileşimi kesilmiştir.

Yıllardır yerel ve merkezi yönetim aktörleri tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalan çeşitli sanat eserlerinin kent mekânlarından  alıkonulduğu veya yıkıldığı bir yönetim anlayışı içerisindeyiz. 1994 yılında Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek tarafından "Ben böyle sanatın içine tükürürüm." diyerek kaldırtılan ve o tarihten 14 yıl sonra yeniden Altınpark‘a yerleştirilen "Periler Ülkesinde Heykeli"nin uzun mücadelesi ve 2013 yılında Kars ilinde dönemin başbakanının "ucube" olarak nitelendirdiği (henüz tamamlanmamış) "İnsanlık Anıtı"nın bu söylemden çok kısa bir süre sonra yerel yönetimlerce yıkılması bu baskıcı, gerici ve nefret unsurları içeren anlayışın kültür ve sanata yaklaşımını en çarpıcı şekilde gösteren örneklerdir. Muhafazakâr toplum kabuğu oluşturulması amaçlanarak çıplak kadın heykeli eylemi yaptırılan, müstehcen bulunarak üstü kapatılan, toplum tarafından darp edilen heykeller, basılan galeriler, darp edilen sanatçılar gibi günlük hayatımızda yer edinmeye başlamış tepkilerin ise topluma aşılanmaya çalışılan, sanata ve sanatçıya yönelik nefret politikasının sonuçları olduğunu bilmekteyiz.

Bu süreçte, Melih Gökçek‘in 22 yıl boyunca kamusal sanat adı altında kent mekânlarına iliştirdiği örnekler ise, mekanla ve kentle hiçbir ilişkisi olmayan, niteliksiz dev robot, dinazor, goril, seğmen kedileri, köylü-hayvan figürleri, masal kahramanları ve saat kuleleri gibi öğelerden oluşmaktadır. Büyükşehir Belediyesi tarafından toplu alım yoluyla elde edilen, bir meta olarak sayı ve maddiyatları ile anılan bu üretimlerin estetik, anlam, özellik ve işlevden tamamen yoksun olduğu aşikardır. Büyükşehir Belediyesinin, kentin her parkında veya araç kavşağında rastgele yerleştirdiği bu öğeler "heykel" olarak lanse edilerek kent mekânında sanat öğesinin anlam ve değerini düşürmekte, bunun yanı sıra aynı figürlere sahip, çevresiyle bütünlük sağlayamamış bu öğeleri içeren birbirine benzer mekânlar üretmektedir.

Bu tutuma karşın, ağlıklı ve yaşanabilir çevrelerin mekâna katkı sunan her öğesi ile bir bütün olduğu bilinci, kentin var olan değerleriyle korunması, bu değerlerin bulunduğu çevre ile birlikte bakımlı olmasının sağlanması, kentimizin ihtiyaç duyduğu kaliteli kamusal alan düzenlemelerinin mekâna değer katan tüm öğeleri ile bir bütün olarak tasarlanması gerektiği yönünde verdiğimiz mücadeleye devam etmekte kararlı olduğumuzu vurgulamak isteriz. Bu süreçte, kent mekânından teker teker yok olan bütün değerlerimize karşı bu ağır sessizliğin son bulması için mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğimiz ve kaybolan her değerin peşinde olacağımız bilinmelidir.

Sonuç olarak, İtfaiye Meydanı‘nda Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılan heykelimizin ve Seğmenler Parkı‘ndan çalındığı iddia edilen heykellerimizin akıbeti ile ilgili yetkililer tarafından ivedilikle bir açıklama beklemekteyiz. Kaybolan bütün heykellerin bulunmasını, eski yerlerine yerleştirilmesini ve tüm süreçlerde kamunun bilgilendirilmesini talep etmekteyiz.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>