Etik İlkeler Özlük Hakları
ESKİYEN VE YIKILAN SADECE KÖPRÜ DEĞİLDİR!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2014-08-09
Güncellenme Zamanı
2014-08-09 11:49:56
Yayınlayan Birim
ANKARA

05.08.2014 tarihinde Mithatpaşa Caddesi‘nde Süleyman Sırrı Caddesi Kavşağı‘ndaki üst geçit yaşanan çökme tehlikesi nedeniyle yaya kullanımına kapatılmıştır. Olay basit şekilde kamuoyu nezdinde bir yaya üstgeçidinin eskimesi/çürümesi olarak gösterilmeye çalışılsa da esas itibari ile çürüyen ve çöken bu üstgeçit örneğiyle somutlaşan bir kentsel politikadır.

Ankara kent merkezi geçen yıllar itibari ile yayalara yabancılaşan bir alan haline dönüştürülmüştür. Kent merkezinin işlevsizleştirilip adeta öldürülmesi anlamına gelen bu bilinçli tercihin en önemli uygulama aracı kent merkezimizdeki taşıt trafiğinin artırılması olmuştur. Bunun ilk adımı olarak ışık kontrollü hemzemin (eş düzey) yaya geçitlerinin sayısı hızla azaltılmıştır. Sonraki aşamada ise Kızılay Merkezi dışındaki tüm hemzemin geçitler yayalara yasaklanarak, yaya üstgeçitleri şeklinde düzenlenmiş, kent merkezindeki trafik hızı artırılmıştır. Yaya dolaşımının zorlaşması ve azalması neticesinde kent merkezindeki ekonomik potansiyel düşmüş, Ankaralılar Kızılay kent merkezi yerine zaman içerisinde başka bölgelere, Alışveriş Merkezlerine yönel(til)mişlerdir.

Yayalar için kent merkezindeki yaşam zorlaşırken, engelliler için kent merkezi tamamen kullanılmaz hale gelmiştir. Örneğin, görme engelliler için döşenen sarı kabartmalı yüzey uygulamaları kısa süre içerisinde bozulmuştur. Asansörlerin ise birçoğu çalışmaz durumdadır. Dolayısıyla engelli ve yaşlı Ankaralılar için Kızılay kent merkezi adeta tuzaklardan oluşan bir alandır.

Taşıt trafik hızını artırmak için yayalara karşıdan karşıya geçiş için tanınan süre sürekli kısaltılmış; günümüzde Kızılay Kent Merkezi‘nde en çok kullanılan yer olan Güvenpark ve Gökdelen arasındaki yaya geçiş süresi 23 saniyeye düşmüştür. Bu süre yetişkin bir Ankaralı için bile karşıdan karşıya geçmek yetersiz kalmakta çoğu kez karşıdan karşıya geçişler için iki yeşil ışık süresi beklemek zorunda kalınmaktadır. Bu da 35 metrelik bir mesafenin yaklaşık 3 dakikada geçilebilmesi anlamına gelmektedir.

Tüm bu yanlış politikalar neticesinde Atatürk Bulvarı (Kuğulu Park‘tan Sıhhiye Köprüsü‘ne kadar olan alan) şehir içi otoyol haline gelmiştir. Bulvarın iki yakası fıskiye ve yeşillerle örülü bir duvarla birbirinden ayrılmıştır. Bu uzun koridorda sadece iki yerde (Zafer Çarşısı önünde ve Kızılay kent merkezinde) ışık kontrollü yaya düzenlemesi yapılmıştır. Bulvar üzerinde geçmişte yer alan tüm karşılıklı geçişler ve meydana açılan tüm yollardaki hemen hemen tüm geçiş noktaları, yaya üst geçişleri haline dönüştürülmüş, yayalar bu köprülerden geçişe zorlanmışlardır. 

Oysa kentte yaşayanlar ve kent arasındaki ilişkinin bir hak biçiminde tanımlanmaya başlandığı ve bu konuda yasal düzenlemelerin yapıldığı günümüzde kent merkezleri yayaların önceliklerine ve taleplerine göre şekillendirilmektedir. Örneğin Avrupa Parlementosu tarafından 1988 yılında kabul edilen Yaya Hakları Bildirgesi‘nin belirli maddeleri şu şekildedir:

Madde 1. Yayanın; fiziksel ve ruhsal sağlığını korumaya uygun koşullar sunan kamu alanlarının nimetlerinden özgürce yararlanma ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı vardır.

Madde 2. Yayanın; motorlu taşıt değil, insan ihtiyaçlarına göre şekillenmiş kent merkezlerinde yaşama hakkı vardır.

Madde 3. Çocuklar, yaşlılar ve engellilerin kendi zaafiyetlerini şekillendirmeyen ve kolay sosyal ilişkiye izin veren kentsel düzenlemelere sahip olmaya hakları vardır.

Madde 4. Engellilerin bağımsız hareketliliklerini sağlayacak ulaşım sistemlerine, kamusal düzenlemelere, uyarı, işaretleme sistemlerine ve taşıt araçlarına sahip olmaya hakları vardır.

Madde 5. Yayanın, izole yaya bölgelerine değil kentin düzeniyle uyumlu, ulaşılabilir, kısa ve makul bağlantıları olan yaya alanlarına sahip olmaya hakkı vardır.

Madde 7. Yayanın tam ve engelsiz hareketini sağlayacak bütüncül bir taşıma sistemine, özellikle de;

 

  • Otoparkların yaya hareketlerini engellemeyecek ve yayaların mimarı olarak özelleşmiş alanlardan alacağı keyfi etkilemeyecek şekilde konumlanmasına hakkı vardır.

 

Tüm gelişmiş ülkelerde kent merkezleri taşıt trafiğinden mümkün olduğunca arındırılmış yaya öncelikli politikalarla şekillendirilirken, kentimizde mantık dışı ve kentlilerin sosyal, ekonomik ve kültürel tüm taleplerini hiçe sayacak şekilde, kent merkezi taşıt öncelikli kılınmış ve kent merkezini yaşatan en önemli unsur olan yaya ikinci plana itilmiştir.

Bu anlamda kentimizde esas olanın insanın kent mekanını insanca veya "yaya" ölçeğinde algılaması ve kentin nimetlerinden huzurlu bir biçimde faydalandırılmasının, kent merkezine yönelik temel politika haline getirilmesi gerekmektedir. Bundan hareketle yeni bir politikanın Ankara‘da gündeme gelmesi zorunludur.

Dolayısıyla eskiyen/çürüyen ve yayalar için tehdit oluşturan sadece Mithatpaşa Caddesi‘ndeki köprü değil tüm kentimizi içine alan yanlış kentsel politikalardır. Bu anlamda ilgili idareleri Ankara‘da yayalar adına sürdürülen bu zorlayıcı-dayatmacı ve kentlileri hiçe sayan, kentlilerin kent ile ilişkisini estetik, ekonomik ve psikolojik anlamda koparan anlamsız yaya düzenlemelerini biran önce terk etmeye çağırıyoruz.

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>