Etik İlkeler Özlük Hakları
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ HAKKINDA 05.06.2011 TARİHLİ BASIN AÇIKLAMAMIZ‏ (ANKARA ŞUBE)
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2011-06-05
Güncellenme Zamanı
2011-06-14 15:17:08
Yayınlayan Birim
ANKARA

 

BASININ ve KAMUOYUNUN DİKKATİNE

 

Ankara‘nın yerleşim alanı, yönü batıya bakan hilal şeklinde dağlarla çevrili bir coğrafi yapıya sahiptir. Bütün bu dağ sıralarından gelen dereler ve çaylar, Atatürk Orman Çiftliği‘nde buluşarak hilalin ortasında Ankara Çayı‘nı oluşturur. Ankara‘nın bu coğrafi yapısı, dere yataklarının ve Ankara Çayı‘nın açık ve yeşil alan olarak korunmasının, yaşadığımız sel felaketlerinden kurtulmak için ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Ancak, Ankara‘da yıllardır süren, dere yatakları ve vadilerdeki betonlaşma artarak devam etmekte, önümüzdeki dönem için Ankara Projeleri olarak sunulmaktadır.

 

Güneykent adı altında projelendirilen, 500.000 nüfuslu yeni şehir ve yeni üniversite projeleri adıyla Karagedik‘de planlanan ‘‘Yeni Bilkent‘‘ konut ve alışveriş merkezleri Gölbaşı havzasında yer almaktadır. Gölbaşı havzası, Eymir Gölü üzerinden İmrahor Vadisi‘ne ulaşmaktadır. İşte burada da göl manzaralı Güneypark konut projeleri yıllardır, hukuka aykırı şekilde ısrarla devam ettirilmektedir. Vadinin devamında İncesu Deresi, Kolej‘de kanalizasyona dönüşerek, Adliye Binasının altına ulaşmaktadır. İşte biz orada TMMOB Şehir Plancıları Odası olarak, Gölbaşı Havzası‘nı, Eymir Gölü‘nü, İmrahor Vadisi‘ni betonlaşmadan, hesapsız nüfus artışından korumak için ve Ankara‘yı sellerden kurtarmak için bağımsız yargıya başvurduk.

 

1990‘lı yılların başında, Dikmen Vadisi‘nde bulunan gecekondular yıkılırken, açık ve yeşil alan ağırlıklı, Ankara‘ya hava koridoru da oluşturacak bir kentsel dönüşüm planlanmıştı. Ancak bugün nerede duracağı belli olmayan yüksek yoğunluklu konut yapılaşması devam ediyor; hava koridorunun önünde şimdi kuleler ve köprüler var. Yetmedi, Dikmen Deresi‘nin önüne Ayrancı Lisesi ve Emniyet Genel Müdürlüğü binaları yapıldı. Dikmen Deresi kanalizasyon oldu, bulvarların altına girdi; İncesu Deresi ile Sıhhiye‘de buluşarak yine Adliye Binasının altına gitti. Biz yine, TMMOB Şehir Plancıları Odası olarak, Dikmen Vadisi‘nde giderek artan yapılaşmaya dur demek, Ankara‘yı hesapsız nüfus artışından ve sellerden korumak için bağımsız yargıya başvurduk.

 

Kavaklıdere‘nin kavaklarını bugün artık sadece Elçilik bahçelerinde, Seğmenler Parkı‘nda ve Kuğulu Park‘ta görebiliyoruz. Kavaklıdere, Tunus Caddesi‘nin altında kanalizasyon olarak Adliye Binasının altına, yargıya sığınıyor. "Koruma Planı" adı altında Kavaklıdere üzerindeki inşaat yasallaşma yolunda sabırla bekliyor; ama biz Ankara için takipteyiz. Anayasa‘dan aldığımız yetkiyle meslek alanımızda yapılan yanlışlara karşı, toplumsal mücadelemizi sürdürüyoruz.

 

Adliye‘de buluşan dereler bu kadarla da kalmıyor. TOKİ‘nin, Mamak‘ta yapılaşmaya açtığı Hatip Çayı aynı bölgeye akıyor. Çubuk yerleşim alanı, Esenboğa Havalimanı ve çevresindeki sanayi alanları, Pursaklar yerleşim alanı ve TOKİ‘nin Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projeleri Çubuk Çayı Havzası‘nda yer alıyor. Bu dereler birleşip Ankara Çayı‘na, Ankara Çayı Sakarya Nehri‘ne, Sakarya Nehri Karadeniz‘e ulaşıyor.

 

Bütün bu dere yatakları ve vadiler ne ilginçtir ki, Adliye Binasının altında buluşuyor. TMMOB Şehir Plancıları Odası olarak yıllarca Adliye Binasının dere yatağında olduğunu dile getirmiştik, ancak gelişmeler gösteriyor ki yapanlar en azından zorunlu adresi doğru tespit etmişlerdir.

 

Ankara kenti ve halkı için en önemli alanların başında ise Atatürk Orman Çiftliği yer almaktadır. Çünkü Ankara yerleşim alanında bulunan bütün bu dere ve vadi sistemlerinin ve sayılmayan diğerlerinin birleştiği alan, Atatürk Orman Çiftliği alanıdır. Ankara‘nın "çılgın projesi" olarak sunulan Orta Doğunun en büyük hayvanat bahçesi ilk bakışta makul görülebilmektedir. Ancak, hayvanat bahçesini de içine alan, Atatürk Orman Çiftliği 1. Derece Doğal Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı tam bir yapılaşma ve rant planıdır. Bu nedenle Odamız, Atatürk ve Cumhuriyet mirası, Ankara doğal çevresinin güvencesi olan bu alanı yapılaşmadan kurtarmak için, yine dere yatağı üzerinde kurulu Adliye Binasına, bağımsız yargıya başvurmuştur.

 

Ankara‘da "planlama" veya "çılgın proje" adı altında, dere yataklarının yapılaşmaya açılması, arazi kazanma hırsı ile derelerin ve vadilerin,  Atatürk Orman Çiftliği‘nin yok edilmesi, kaçak yapı alanlarında "kentsel dönüşüm" adı altında yapılan yasallaştırma ve yoğunlaşmalar yaşanan sel felaketlerinin devam edeceğinin habercisidir. Ankara kentsel yerleşim alanında giderek artan biçimde yaşanan sel, toprak kayması gibi felaketlerin "doğal afet" veya beklenmedik yoğunlukta yağış olarak tanımlanması mümkün değildir. Yaşananlar hukuka uymayan, hiçbir teknik ve bilimsel gerçeklere dayanmayan, akıldışı yaklaşımların sonucu ortaya çıkan "çevre felaketi"dir.

 

 

Kamuoyuna saygıyla duyurulur. 

 

 

  

  

  

Orhan Sarıaltun

  

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Ankara Şube Başkanı

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>