1956 yılında eğitim faaliyetlerine başlayan ODTÜ, kurucu rektör Kemal Kurdaş döneminden itibaren Eymir gölü ve etrafını da kapsayan ve bütün bileşenleriyle gerçekleşen etkin bir ağaçlandırma faaliyetiyle ODTÜ ormanını Ankara`ya kazandırmıştır. Ankara`nın en önemli yeşil alanlarından biri niteliğinde olan ODTÜ kampüsü, Ankara`nın planlama tarihinde kentin gelişme koridoru olarak tanımlanan batı aksında yer aldığı için her zaman tartışma konusu olmuş, belediyelerin ve merkezi yönetimlerin bütüncül olmayan müdahalelerine maruz kalmıştır.
Mekansal öneminin yanı sıra aynı zamanda ürettiği toplumsal değerler bütünü bağlamında da ODTÜ ülkemizin toplumsal-siyasal tarihinde önemli kırılmalar yaratmıştır. Dünyanın ve Türkiye`nin değişen toplumsal iklimi ODTÜ öğrencilerini her daim etkisi altına almış, 68 hareketinden 2013 Gezi İsyanına, Tekel Direnişinden 19 Mart siyasi operasyonlarına kadar birçok toplumsal harekette ODTÜ kendine has bir direniş kültürü üretmeyi başarmış ve kurulduğu günden bu yana öğrencisinden mezunlarına, akademik personelinden işçisine kadar direnişin simgesi haline gelmiştir.
Dolayısıyla ODTÜ arazisi, toplumsal ve mekansal ölçekte taşıdığı bu anlam ve değerler sebebiyle her zaman saldırı altında olmuştur. Bundan ötürü ODTÜ kampüs alanını ve yakın çevresini kapsayan plan ve projeler uzun yıllardır meslek odamızın ve kamuoyunun gündemindedir. İçinden geçtiğimiz dönemde de ODTÜ arazi bütünlüğünü bozan birçok plan ve müdahale bulunmaktadır. Hem bunlardan bazılarını bütünlüklü bir şekilde incelemek hem de ilk planlarından son planlarına kadar ODTÜ ve yakın çevresinin geçirdiği değişim ve dönüşüme biraz olsun ışık tutabilmek için bugüne kadar ODTÜ ile ilgili hazırlanan planlar genel hatlarıyla incelenecektir.
