Etik İlkeler Özlük Hakları
MÜMKÜNLERİN KIYISINDA - ATÖLYE & SERGİ - KATILIMCI ÇAĞRISI
HABERLER
Yayına Giriş Tarihi
2025-06-16
Güncellenme Zamanı
2025-06-23 14:59:37
Yayınlayan Birim
ANKARA

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak daha önceki yıllarda gerçekleştirdiğimiz sergilerde Ankara‘nın kent merkezleri Ulus ve Yenişehir`e odaklandık. 2019 yılında "Bilinmeyen Ulus" sergisiyle Ulus`un bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarmayı hedefledik. 2020 yılında pandemi sebebiyle açılışını ertelediğimiz, Yenişehir`in değişken yapısını irdeleyen "Yarım Kalan Yenişehir" sergisini 2021 yılında izleyicisiyle buluşturduk. 2022 yılında kente daha bütüncül bir yaklaşımla bakan, Ankara`ya, Ankara`nın insanlarına ve duygularına odaklanan "Duygular Coğrafyası Ankara" sergisini gerçekleştirdik. 2023 yılında ise Ankara`nın başkent oluşunun yüzüncü yılında gerçekleştirdiğimiz "Olasılıklar Üzerine Bir Sergi: Ankara" sergisinde kentin dünü, bugünü ve yarınının olasılıklarını keşfe çıktık. 2024 yılında, geçmiş ile gelecek arasında sıkışmışlığı, belirsizliği ve yön arayışını merkezine alan "Arada Bir Yerde Ankara" sergisiyle kentin zaman ve mekân arasında salınan hâline odaklandık. 

Tüm bu sergilerin ardından bu yıl "Mümkünlerin Kıyısında" başlıklı sergi  için atölye serisi çağrısında bulunuyoruz. Aşağıda sergi bünyesinde yer alacak atölyelerin çağrı metinlerine ulaşabilir ve ilgi duyduğunuz atölyeyi seçerek başvurularınızı yapabilirsiniz.  
 
Tüm sergilerimizde benimsendiği gibi, yine sergi ürünlerinin bir dizi atölyenin çıktısı olarak üretilmesi amaçlanmaktadır. Atölyeler, kolektif ve interdisipliner üretim sürecini teşvik etmenin yanı sıra, bütünleştirici, kapsayıcı, eşitlikçi ve adaletli bir bakış açısını benimsemektedir. Bu amaçla yürütülmesi hedeflenen atölyelere ilişkin açıklamalar sunulmuştur. Bir arada düşünme, üretme ve ortak karar alma kültürünün bir parçası olarak atölyelerde aktif ve gönüllü görev alacak, yöntem ve kapsamını şekillendirdiği sergi atölyesinin ruhunu benimseyecek, tüm sürece katkı sunacak atölye katılımcılarımızı bekliyoruz.
 
Atölye başvuruları 25 Haziran 2025 tarihine kadar açıktır. Sergi tarihi ve yeri atölyelerin çalışmaları ile paralel, ileri bir tarihte duyurulacaktır.
 
Tüm soru ve görüşleriniz için bize spoankara@spo.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
 
Katılım Formu: https://forms.gle/WmNJtmLjuwWb1iX26
 
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

 
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

 

MANİFESTO

"Çünkü biz aynı zamanda kaybettiklerimiziz"
(Amores Perros)

Gözden silinen sokaklar, sesi kısılmış meydanlar, hafızamızda solan anılar… Kent katmanlarındaki bu kayıp izler, bugün Ankara`nın hikâyesini silikleştiren eksiklerdir. Oysa eksiklik bir yokluk değil, yeniden hatırlamaya uzanan bir davettir. Ulus`un bilinmeyen pasajlarından Yenişehir`in yarım kalan hikayelerine; duygular coğrafyasının görünmez titreşimlerinden olasılıklarla dolu sokaklarına kadar her boşluk, bize kendini yeniden yazdıracak bir satır aralığı bırakır.

Kaybettiklerimiz, bir mahallenin ruhu, bir ağacın gölgesi, bir meydanın sesi, kent hafızasından silikleşse de mekânın derinliklerinde hâlâ yaşar.

"Mümkünlerin Kıyısında", karamsarlığın gölgesine sığınmak yerine, kayıpların izini sürerek umudu filizlendirmeyi amaçlar. Biliyoruz ki her yıkım, yeniden kuracağımız köprünün ilk taşını oluşturur; her unutuluş, ortak bir hatırlayışın kıvılcımını tutuşturur. Sustuğumuzda kayıplar çoğalır; bir araya gelip konuştuğumuzda yaşam yeniden vuku bulur. Bu sergi, hatırlamanın iyileştirici gücünü arayan herkese açık bir çağrı; Ankara`daki kayıpları umutla ve cesaretle arayanların ortak manifestosudur.

Bu sergide mekânsal hafızasında yara almış, aidiyet duygusu sarsılmış, sembollerini kaybetmiş ya da terk edilmiş bir kentin davranış kalıplarına odaklanıyoruz. Böyle bir kent, sınırlarını genişletebilir, parçalanabilir, dönüşebilir ya da sessizleşebilir. Boşluk, hem bir kaybın izidir hem de yeniden kurmanın imkânını taşır. "Mümkünlerin Kıyısında" sergisi, geçmişin yükünü ya da geleceğin vaadini taşımayan bir kentin olasılıklarını ve o kentte yaşayanların yeniden var olma biçimlerini görünür kılmayı hedefler. Kentin kendisini yeniden üretme ihtimalini bazen boşlukta, bazen direnişte, bazen de sessizlikte arar. Bir harabeden doğan şiirsellik kadar, bir boşlukta büyüyen öfke de bu anlatının parçasıdır.

Şehir Plancıları Odası‘nın yıllık sergisi, bu yoklukların ve kayıpların içinden yeni bir başlangıç yaratmak için bir çağrıdır. Hep birlikte, kolektif bir emekle, paylaşarak özgürce yeniden üretmek için buradayız. 

Ve belki de bu nedenle, tam da şimdi her şeyi yapabiliriz. 

Kaybedecek bir şeyimiz yok: şimdi üretmenin, paylaşmanın ve yeniden kurmanın tam zamanı!



1. Duydum Ki Unutmuşsun: Boşluğun arkeolojisi


Yürütücüler: Ankara Aks /
Naz Şerife Özcan Cengiz, Zeynep Ünsal  

Boşluk, bir yokluk değil; duyulmayan bir sesin, görülmeyen bir katmanın izidir.
Kentin unutulmuş yerlerinde hâlâ anlatılmamış hikâyeler, tutulmamış yaslar, kurulmamış cümleler vardır. Biz, bu atölyede o boşluklara bakmakla yetinmiyoruz—onları dinliyor, kazıyor, kaydediyor ve yeniden kuruyoruz. Unutulanı hatırlamak için, kaybolanı görünür kılmak için, şehirle aramızda kalan sessizliği birlikte çeviriyoruz.

Çünkü her boşluk, yeniden başlamanın en açık yeridir.

Boşluğun Arkeolojisi, Ankara`da sessizleşmiş, terk edilmiş, unutulmuş ya da işlevini yitirmiş kentsel alanlara odaklanan bir araştırma ve üretim atölyesidir. Atölye, boşluğu bir yokluk değil; zamanla silikleşmiş hikâyelerin, yarım kalmış mekânların ve bastırılmış kent hafızasının bir parçası olarak ele alır. Katılımcılar, Ankara`dan seçilen boşluk alanlarını araştıracak; geçmişten bugüne bu alanların taşıdığı izleri gözlem, arşiv taraması, belge toplama ve sahada yapılan üretimlerle ortaya koyacaktır. Atölye süreci, katılımcıların küçük ekipler hâlinde çalışmasıyla ilerleyecek ve tüm üretimler, kolektif biçimde şekillenen tek bir ortak işe dönüşecektir.
Yaklaşık altı hafta sürecek bu çok disiplinli süreç; saha ziyaretleri, haftalık toplantılar ve yaratıcı üretim aşamalarından oluşur. Katılımcıların sürece aktif şekilde dâhil olmaları, birlikte düşünmeye ve üretmeye açık olmaları beklenmektedir. Atölye toplamda 15 kişiliktir. Katılımcıların 10`u  Aks Yaratıcı Genç Komünite`den, 5`i ise bu açık çağrı üzerinden başvuran kişiler arasından seçilecektir.

"Boşluğun Arkeolojisi", kentin kaybolmuş mekânsal katmanlarına dikkatle bakan; hafızayı, izleri ve sessizlikleri birlikte düşünmeye açık katılımcıları bekliyor! 

Kontenjan: 15 Kişi (5 kişi Açık çağrı + 10 kişi Aks Yaratıcı Genç Komünitesi)

Atölye Tarihi: 15 Ağustos 2025-30 Eylül 2025 (Online ve yüz yüze)



2. Axis Ancyra (Eksen Ankara)

Yürütücüler: Açık Atölye Ankara / Berrak Esen, Seda Pakkan, Sevinç Köker


"Axis Mundi" kavramı, dünyanın merkezini, gökyüzü, yeryüzü ve yeraltını birbirine bağlayan kozmik ekseni temsil eder. Mitolojide, dinlerde ve sanat tarihinde sıkça karşımıza çıkar. 

Bu kavramdan referans alan  "Axis Ancyra"  Ankara`nın ruhunu yeniden  biçimlendiren, birleştiren bir  merkez, boşluğun hafızasını ifade eden akışkan bir form  alanıdır.

Bu eksende; bitişler başlangıçlara, boşluklar düzene ve düzensizliğe, yıkımlar yeniden doğuşlara dönüşür. 

Ankara`nın katmanlı belleğinde, her form bir karşılık bulur ve kendi merkezini  ilan eder.

  • Bu atölye deneysel bir keşif yolculuğudur.
  • Katılımcıların gönüllü olması yeterlidir.
  • Alan bilgisine ihtiyaç duymaz.

Katılımcılar ile birlikte aşağıdaki gibi bir akışın  deneyimlenmesi planlanmaktadır:

  • Kentin içinden geçen görünmez hatlar,
  • Düzen ile kaos arasındaki geçişler, 
  • Boşlukların içindeki anlamlar,
  • Her defasında kentin "kendi yenisini" var eden bir akış.

 

Kontenjan: 15 kişi 

Atölye Tarihi ve Saati: 10 Ağustos 2025 / 14.00-16.00/Yüz yüze / Atölye mekanı :Unite Ortak Mekan



3. Bir Zamanlar Şimdi

Yürütücü: Hülya Çetinkaya

"Her biri, yitirilenle yeniden karşılaşmanın bir ihtimalini taşır."

Ve biz, bu kıyıda — mümkünlerin kıyısında — hatırlamaya yeniden başlıyoruz. Geçmişi yalnızca "anımsamak" değil, yeniden kurmak, yeniden "duygulanmak" ve hafızayı bugünün eksikleriyle dokumak isteyenleri çağırıyoruz.

Bu atölye, her şeyin silindiği, seslerin dindiği, isimlerin unutulduğu bir şehirde başlıyor. Haritası eksik, belleği dağılmış, zamanı paramparça bir yerde. Artık hiçbir şey yerli yerinde değil. Öyle ki sıfır noktasında duruyoruz. Yerle bir olmuş zamanın içinde ancak hafızanın hala bir yerlerde iz bıraktığı bir zemin bu. Bir zamanlar yaşanmış olmanın yok olduğu ama belki de tam bu yüzden yeniden kurulabileceği bir eşikteyiz. Yitip gidenin ardından kalan boşlukta, geçmişi sadece hatırlamak için değil, onu yeniden kurmak için toplanıyoruz.

Çünkü inanıyoruz ki: Hiçbir manzara tamamen kaybolmaz. Her iz bir anlatıya dönüşebilir. Yıkımın ardından kalan sessizlikte bir şey hala varlığını sürdürür. Mekan, yerinden edilse de içindeki duyguyu saklar. Geçmiş burada bir hikaye değil bir ihtimaldir. Ve bu ihtimal, umutlu olmayı seçtiğimiz bir hafıza pratiğidir. Umut etmek, geçmişi yeniden kurmaya razı olmak değil ona yeniden anlam yüklemeye cesaret etmektir.

Hala umudu olanlar ve umuttan bütünüyle vazgeçenler için...

Kapsam: Bu atölye, geçmişin kalıplaşmış imgelerini değil, hafızanın bugünle kurduğu ilişkiyi sorgular. Çünkü artık hafıza, yerinden edilmiştir. Kendi yerinde değildir. Her yerinden edilme halinde, mekanın tesellisini ararız. Atölye; bellek, yer, kayıp ve yeniden kurma üzerine düşünmeyi; geçmişe bugünden, bugüne geleceğin belleğinden bakmayı amaçlar. Hafızayı yalnızca hatırlamak değil, yeniden şekillendirmek; sadece olanı değil, olması mümkün olanı tahayyül etmek için bir zemin olarak ele alır.


Katılımcılarla birlikte; kayıplar, kopuşlar ve yerinden edilmeler üzerinden geçmişle kurulan ilişkileri sorgularken, aynı zamanda yeni anlatılar üretmenin yollarını arayacağız. Atölye, nostaljiden çok tanıklığa yaslanır; yok olanı idealize etmektense, kaybın içindeki çatlaklardan sızan yeni imgeleri görünür kılmayı hedefler. Tanıklığı sadece insanla sınırlamayıp, duygulara, nesnelere, doğaya da alan açacağız.

Yöntem: Atölye kapsamında sergi mekanında yapılacak yerleştirmelerle etkileşimli bir deneyim alanı oluşturulması düşünülmektedir. Bu çalışma, hatırlamanın bir eylem olduğunu ve geçmişin sadece yaşanmış değil, kurulabilir bir şey olduğunu önerir. 

Atölye boyunca fotoğraf, eskiz, kolaj, resim gibi görsel üretimler, arşiv çalışmaları ve anlatı gibi araçlarla kişisel/kolektif hafıza fragmanlarını bugüne yerleştirerek, geçmişi yeniden kuran yeni bir hafıza oluşturmayı deneyeceğiz. Silinmiş veya kaybolmuş yerlerin spekülatif hikayelerini yazacağız. Kayıplarımıza nostaljiyle değil; ümit, tanıklık ve inşa ile yaklaşacağız. Mevcut tarih anlatılarını değil, bireysel ve kolektif tanıklıkları dinleyeceğiz. Bellek, yerinden edilme, mekanın tesellisi, anı inşası gibi kavramları birlikte sökerek ve yeniden düşünerek; nesneler, görseller, duygular ve hikayeler üzerinden hatırlama biçimlerini tartışacağız. Yok olan, unutulan ya da bastırılan geçmişlerin yerine yeni yerleştirmeler ve tahayyüller yapacağız.


Beklentiler: Bu atölye; uzmanlık değil, sadece bir şeylerin mümkün olabileceğine hala inanan bir bakışla açıklık talep eder. Atölye, disiplinlerarası düşünmeye, birlikte üretmeye ve duygusal/eleştirel derinliği olan ifadeler geliştirmeye açıktır.

Katılımcılardan:

  • Sürece açık, üretime istekli ve birlikte düşünmeye gönüllü olmaları;
  • Hafızaya, mekana ve kayıplara dair düşünsel ve duygusal bir açıklıkla yaklaşmaları;
  • Kendi deneyimlerinden, gözlemlerinden ya da hayallerinden yola çıkarak anlatı üretmeleri;
  • Yazılı, görsel, işitsel vb. biçimlerden kendilerine uygun olanı kullanarak hafızaya dair başka yaratıcı yollarla kendi anlatılarını inşa etmeleri, bu kapsamdaki çalışmalara ve üretimlere yatkın olmaları;
  • Atölye boyunca yapılacak okuma, tartışma ve üretim süreçlerine aktif ve düzenli olarak katılmaları;
  • Diğer katılımcılarla paylaşıma ve karşılıklı ilham alışverişine açık olmaları beklenmektedir.

 

Kontenjan: 10 kişi

Atölye Tarihi: Tarihlere katılımcılar ile birlikte karar verilecektir. Atölye toplantıları yüz yüze olacaktır. Aynı zamanda saha çalışmaları da yapılması planlanmaktadır. 


4. Direnişin ‘Ben` Hali: Flanör`ün Seyir Defteri

Yürütücüler: Pınar Çobanyılmaz, Damla Karagöz, Ayça İnci, Faruk Gayretli 

Madem en sonunda kendimizi kaybettik, o zaman önce kendimizden başlayalım!..
Kaybettiklerimizin daha ötesi yok diye düşündüğümüz bir zamanın kırılımında, sıfır noktasındayız. Gittikçe anlamı çözülen ve sesimizi boğan bir dünyanın içinde, umudu filizlendirmek ve eksilenleri kimi zaman hatırlayarak kimi zaman ise onların yerine yenisini koyarak tamamlamak belki de şu anki en büyük mücadelemiz. "Neden" ve "nasıl" sorgusunun günlük hayat rutinimizden hızla uzaklaştı(rıldı)ğı bir zamanın içindeyiz. Kentimize, meydanlarımıza, bize ve benliğimize yönelen baskı  karşısında direnmek ise tek çıkış yolumuz. ‘Ben` den başlayarak ‘biz` olma yolunda anlamımızı, değerlerimizi  yeniden bulmak zorundayız. İşte tam da bu yüzden; benliğimizi önce yaşadığımız kentin hafızasına, sonra mekânlarına, ardından birbirimize ve nihayetinde kendimize yabancılaştıran bu çok katmanlı yapının örtülerini tek tek kaldırma vaktinin geldiğine inanıyoruz…

Bu atölye kapsamında bir flanör olarak direnişin ‘ben` haliyle seyrimize başlıyoruz. Ve sonrasında ‘biz` e dönüşerek şimdiye kadar olup biteni yeniden anlamlandırmaya çalıştığımız, oluşlara kapı araladığımız kolektif bir arayışı deneyimlemeyi umuyoruz.

Seyirde Flanör                                                                                                                  

Yavaşlayan Beden . Derinleşen Bakış . Sorgulayan Zihin . Keşfeden Ben

Bir flanör olarak gündelik yaşamın kaosu ve hızı içerisinde zaman algımızı yeniden gözden geçirerek, bazen yavaşlayarak bazen de sadece durarak bir seyir gerçekleştireceğiz. Bu seyir;  ‘ben` olarak kendimize ve çevremize bakışımızı derinleştirdiğimiz,  tekil ve kişisel bir deneyim olacak. Duygu ve düşüncelerimizin  mekân ve başkaları ile olan izdüşümlerini sorgulayarak; bende, bizde ve mekânda olup bitenin farkına varıp, keşfedeceğiz... 


Arayışta Direniş                                                                                                               

Anlama . Eleştirme . İfşa Etme . Yeniden Anlamlandırma

Belki de direniş hiç bitmeyen bir arayış, kimi zaman bir izi sürme kimi zaman da başka direniş biçimleri ile karşılaştığımız bir durak… Bizim arayışımız ise, önce olanları anlayarak ve bunun muhalif eleştirisini yaparak başlayacak. Kendimiz ve çevremiz ile olan ilişkimizde gerilim yaratan, derinde gizlenen, kuşat(ıl)an, savuran ya da içine çeken her neyse önce bunu kendimize ifşa edeceğiz. Sonrasında birbirimizle olan yollarımızı kesiştirerek kolektif bir ifşa ve yeni bir anlam üretme sürecinin içine gireceğiz… 


Oluşlarla ‘Ben`den ‘Mekân`a ve ‘Biz`e                                                                           

Umut . Üretim . İyileşme 

Umutlu bir başlangıcın eşiğinde;  kendimize, mekâna ve bize dair olup biteni bir üretim süreci haline getirerek oluşlara dönüştüreceğiz…  Çizimden fotoğrafa, kavramsallaştırmadan haritalamaya uzanan araçlarla, hem bireysel hem de kolektif yolculuğumuzu yaratıcılıkla birleştireceğiz. Bu deneyimde yolculuğumuzun en önemli şahidi seyir defterlerimiz olup,  biraz katarsis, biraz hayal kurma, çokça birlikte düşünerek hep birlikte iyileşeceğiz…


Kontenjan: 8-10 kişi 

Atölye Tarihi: Atölye tarihleri katılımcılar ile belirlenecek olup toplantılar yüz yüze ve çevrimiçi olarak gerçekleştirilecektir. 28-29 Haziran arası ortak belirlenen bir günde ilk yüz yüze toplantı yapılacaktır.

Katılımcı Notu: Çizim, soyutlama, fotoğraf ve video çekimi, haritalama, kavram haritası çıkarma konularına heyecan duyan katılımcılar bu atölyeye davet edilmektedir. Flanörlük  deneyimi bireysel olup, sürecin biz halini inşa etmek için düzenli atölye toplantıları yapılacaktır. 


5. Kent Fragmanları

Yürütücüler: Esra Çelikoğlu, Melis Acar, Sıla Özcan

Bu atölyede, tek değil birlikte, mümkünlerin kıyısında kurmaca bir kente inanıyoruz.
Kurallarını, sosyal normlarını, çelişkilerini, sokaklarını birlikte hayal ediyoruz.


Bu şehirde bir gün bir şey oluyor—bir şey kırılıyor, taşınıyor, patlıyor ya da yankılanıyor.

Ve biz, bu hiç yaşanmamış "isyan" anının fragmanlarını üretiyoruz.

Sessiz bir patlamanın izleri.

Dağılmış kelimeler, yarım kalmış çizgiler, bölünmüş imgeler…
 
En sonunda elimizde ne tam bir hikâye, ne net bir plan kalacak.

Ama belki de tam orada—parçalanmış, dağınık, kolektif bir nesnede—bir şehrin hayali isyanı yankılanacak.

Kontenjan: 8-10 kişi

Atölye Tarihi: Atölye toplam 5 buluşmadan oluşacaktır. Buluşmalar yüz yüze ya da çevrimiçi (online) olarak gerçekleşebilir. Tüm atölye tarihleri, katılımcıların uygunluklarına göre birlikte belirlenecektir. İlk buluşma, 28–29 Haziran tarihleri arasında, katılımcılarla ortaklaşa kararlaştırılacaktır.

Katılımcı Notu: 

  • Atölye, üretmeye istekli ve birlikte düşünmeye açık herkese açıktır.
  • Farklı disiplinlerden katılımcıları özellikle teşvik ediyoruz.
  • Başvuranların üniversitelerin en az 2. sınıfını tamamlamış olmaları beklenmektedir.
  • Atölye toplam 5 buluşmadan oluşur; katılımcıların en az 4 oturuma aktif olarak katılması beklenir.

 


6. Görünmeyen Heykelin Peşinde

Yürütücü: namekân / Ruşen Cesur Kurtoğlu, Sevil Duman Uzun


Belki geçmişin doğrudan tanıkları değiller. Ama bugünün duyarlılığı ve ortak iradesiyle kendi dünyalarını ve geleceklerini şekillendirmeye cesaretleri var. Bu atölye, umutsuzluklara direnen, böylesi bir arayışın ve ortak hayalin izinde olan gençler için.

Atölye, geçmişte kentle birlikte var olmuş ama bugün artık yerinde olmayan ya da görünmez kılınmış bir kamusal heykelin izini sürüyor. Katılımcılar, bu heykelin yapılış amacını, sanatçısını ve kent içindeki bağlamını dinleyecek; formuna, görseline veya fiziksel varlığına dair hiçbir şey görmeyecekler. Heykelin hikâyesi duyulacak, imgesi ise katılımcıların hayal gücüne bırakılacak.

Bu bilinçli "görmeme" hali, geçmişle kurulan ilişkiyi bir yeniden üretim zeminine taşıyacak.

Kaybolan bir formun yalnızca maddi değil, aynı zamanda kültürel, toplumsal ve duygusal anlamlarının da eksildiğini fark ederek bu boşlukların peşine düşeceğiz. Önemli olan, görünmeyeni başka bir formda tekrar görünür kılmak. Hayal ettiğimiz heykeli tekrar yapacağız.

Atölye sonunda ortaya çıkacak form, yalnızca artık görünmez olana bir yankı değil; sezgiden doğan, bugünden beslenen ve yarına dair olacak.


Kontenjan: 10 kişi - Atölyeye yalnızca üniversite öğrencileri davetlidir.

Atölye Tarihi: Temmuz veya Ağustos ayında gerçekleştirilmek üzere güne katılımcılar ile karar verilecektir.

 


7. Mekanın Hafızasında Direniş, Ankara`nın Eylemliliği

Yürütücüler: Roof Coliving / Emre Güzel, İzel Büyükgöze, Sıla Kartal


Kapsam: Ankara`nın sokaklarında direnişin, dayanışmanın, yan yana gelişlerin izleri var. Bu atölyede, kentin yakın geçmişindeki ve bugünündeki kolektif eylemlilik hafızasını birlikte yeniden görünür kılmak istiyoruz. Kuğulupark`tan Yüksel Caddesi`ne, Tandoğan`dan Kolej Meydanı`na, Abdi İpekçi Parkı`ndan Güvenpark`a uzanan bu alanlar, geçmişten bugüne birçok mücadeleye tanıklık etti. Peki, gündelik hayatın bir parçası olan bu mekanlar, bir direniş anında nasıl dönüşüyor?

Roof Coliving ekibi olarak, farklı kuşaklardan gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde Ankara`daki eylemlilik mekanlarına dair kişisel anılar, duygular ve deneyimleri topladık.

Atölye katılımcılarıyla bu hikayeleri paylaşacak, ardından anlatıları dijital modellemeler, fotoğraflar, kolajlar ve fanzinler gibi çeşitli görsel araçlarla sergiye dönüştüreceğiz. Atölyede, aynı mekanlarda farklı zamanlarda aynı meseleler için nasıl örgütlenildiğini ve bu mekanların nasıl sahiplenildiğini anlamaya çalışacağız.

Kent hakkı, kolektif hafıza ve mekanın politik gücü üzerine kolektif bir üretim alanı yaratmayı hedefliyoruz. Atölye için katılımcılar açık çağrı ile seçilecektir.

Kontenjan: 15 kişi (Açık çağrı)

Atölye Tarihi: Katılımcıların üretim ve somutlaştırma adımları için iki buluşma günü ayırmaları beklenmektedir. Oturumlar 2-3 Ağustos tarihinde gerçekleşecektir.
   

 

8. Bir Beden Nasıl Direnir?

Yürütücüler: Memory / Arzu Aydınay, R. Şura Bulut

"Bedenim, benim toprak çizgimdir. Orada başlar dünya."

Bir beden nasıl direnir?

ODTÜ`de, Güvenpark`ta, Tandoğan Meydanı`nda...Ankara`nın meydanlarında, bir beden direnirken nasıl konumlanır? Bir kaldırımı mesken tutar, bir meydana yayılır, bir duvara yaslanır. Yalnızca bulunarak bile direnebilir.

Bizler bedenin sadece bir taşıyıcı değil, aynı zamanda bir anlatıcı, bir karşı duruş, bir tanıklık olduğuna inanıyoruz.

Bedenimiz; baskı altında kıvrılan bir omuzda, haykıran bir ağızda, gözlüğün arkasındaki net bakışta direnir. Kalabalık içinde bir duruşta; siper alırken bir eğimde, yürürken bir gerilimde, sırtını dönerken bir kararlılıktadır.

Bu atölyede; Bedenlerimizi sadece temsil etmeyeceğiz, yeniden inşa edeceğiz. Direnişi sadece anlatmayacağız, somutlaştıracağız. Hafızayı sadece hatırlamayacağız, bedenle kazıyacağız.
Çünkü biliyoruz ki; Her beden, direnişin bir formudur. Her jest, bir isyandır. Her sessizlik, yankılanacak bir çığlıktır.

Beden direnir. Ve o direniş, biçim alır. Strüktür olur. Kolaj olur. İz olur.

Bu atölye, direnişin yankılarını bedenin politik varoluşu üzerinden düşünmek, hissetmek ve somutlaştırmak üzere kurgulandı. Katılımcılarla birlikte hem bireysel hem kolektif bir üretim süreci deneyimlenecek. Atölye üç temel fazdan oluşur:


Düşünsel ve Bedensel Giriş: 
Katılımcılarla birlikte bedenin politik bir özne olarak nasıl konumlanacağını konuşacağımız bir düşünsel buluşma gerçekleşecektir. Bu kısımda bedenin performatif, savunmacı ve dirençli halleri üzerine fotoğraf ve felsefik örnekler incelenip tartışılacaktır. Strüktürel Direniş Mankeni Üretimi: Belirlenen grup tarafından, "direnen beden"i simgeleyen, sembolik bir manken üretilecektir. Bu strüktürel manken, sadece insan formu değil; aynı zamanda bir fikir, bir jest, bir an ya da bir çığlık olabilir. Kolaj ve Müdahale: Üretilen mankenlere geçmiş eylemlerden, protestolardan, gündelik hayattaki pasif/agresif direnişlerden alınmış beden duruşlarının fotoğrafları iliştirilerek, manken kolaj tekniğiyle zenginleştirilecek; gaz maskeleri, kalkanlar, başlıklar, gözlükler, sloganlar gibi sembollerle müdahale edilerek manken yaşayan ve direnen bir bedene dönüştürülecektir.


*Strüktürel manken metal telden üretilecek olup bunun yanında atık kağıtlar, tutkal, kumaş parçaları ile strüktür desteklenecektir.


**Hatırlama pratiği için direnen bedenlerin fotoğraflarını temin edecek grup, strüktürel mankeni üretecek grup, kolaj müdahalelerini gerçekleştirecek grup olmak üzere, katılımcılar 3 gruba bölünecektir.


***Düşünsel buluşma kısmı gerektiği takdirde online olarak gerçekleştirilebilir.


Kontenjan: 15 (±3) kişi

Katılımcı Notu: Atölye; istekli, maket/kolaj temsiline ilgisi olan herkese açıktır. Katılımcılardan dahil oldukları grupların çalışmalarına disiplinli bir şekilde katılmaları beklenir.

 


9. Bir Ankara Seyahatnamesi

Yürütücü: Seda Şen

[...] these fragments I have shored against my ruins
T.S. Eliot

Ankara`ya Seyahatname eserinde yer veren Evliya Çelebi Ankara`ya dair gözlemlerinin tarih boyunca bir hayalet gibi kenti takip etmesini bekler miydi? Kent hakkında gezginlerin deneyim ve gözlemlerini oluşturan gezi metinleri Ankara`nın anlamlarını şekillendiren metinler olmuşlardır. Turist Danışma bürolarında yer alan broşürlerin bir kısmında bile bu anlamları vurgulayan yönlendirmeler bulunabilir. Turistik bir broşürü veya bir gezi kitabını ele aldığınızda, gezecek olduğunuz kentte "mutlaka görülmesi gereken" yerlere sizi yönlendirerek standart ve kontrollü bir deneyim sağlar. Peki ya herşeyini kaybeden, molozlarından yeniden inşa edilen bir Ankara`nın turist broşürü hazırlasaydık, içinde neler barındırırdı?   

Bu atölyede Ankara`ya dair yazılan eski metinler kullanılarak yeni Ankara`nın ziyaretçileri için "mutlaka görülecek yerleri ve yapılması gerekenleri" barındıran harita, broşürler yapılacak, bu turistik anlatıya dahil edilebileceği tartışılarak bir sergi formatında hazırlanacaktır.

Kontenjan: 8 (+3 Edebiyat bölümlerinde okuyan öğrencilere ayrı kontenjan)

Atölye Tarihi: Temmuz - Ağustos aylarında yüz yüze 3 toplantı sonrası bireysel veya küçük grup çalışmaları

Katılımcı Notu: Yüzyüze toplantılara katılabilecek, spekülatif kurgu fikrine açık, kolaj, metin yazımı, şiir üretimi gibi yaratıcı üretimleri yapmaya istekli, kentin veriye dayalı "doğruluğu" ve "keskinliği" yerine kurgunun sağladığı "ihtimallere" ve "hayallere" yer veren herkese açıktır. 

 


10. Sinema Hatırlatır

Yürütücüler: O`film / Ali Gençoğlu, Emrah Öztürk, Mert Arık, Nurşah Ferah

Sinema, bize en yakın hatırlama aygıtıdır. Yeniden ve yeniden inşa edilen şehirler, sinemanın kaydetme gücüyle hem belgeSinema, bize en yakın hatırlama aygıtıdır. Yeniden ve yeniden inşa edilen şehirler, sinemanın kaydetme gücüyle hem belgelenir hem de hissedilir. Bu atölye, Ankara`nın sinematik belleği üzerinden kentteki mekânsal ve duygusal kayıpları görünür kılmayı amaçlar.

Atölye yürütülürken "Frame in Frame" ile katılımcılar, filmden alınan sahneleri aynı açıyla yeniden kadrajlayarak geçmiş ve bugünü üst üste düşürecekler. Bunun dışında "Duygu Tabanlı Tartışmalar"la "Bu sahne size ne hissettiriyor?", "Bugün bu mekân nasıl bir duygu veriyor?", "Kaybolan neydi?" gibi sorular üzerinden mekân-duygu ilişkisi tartışılacak.

Atölye sonunda "Kolektif Duygu Haritası" ile film kareleri, bugünün fotoğrafları ve katılımcıların yorumlarıyla oluşturulacak renkli bir duygu haritası hazırlanacaktır. "Mekânsal Hatırlama Panosu" ile post-it`lerle toplanan anlık duygusal tepkiler görsel bir panoda sergilenecektir.

Rota güzergahlarının olduğu (Ulus-Kızılay) bir haritada kaybedilen ve bir mücadele alanı olarak hala kent içinde varlığını koruyan mekanlar haritada belirtilecek ve kentin sinema aracılığıyla dolayımlanan mekan hafızası haritası çıkartılacaktır. Bu harita ve yukarıdaki çıktılarla sinemanın hatırlatıcı etkisi ortaya konulacaktır. Bu çıktılar sergi salonunda güncel bir müdahale olarak yer alacak ve ziyaretçilere "hatırlama" eylemini deneyimleme imkânı sunacaktır. Katılımcılarla birlikte mekânın sadece fiziksel değil, aynı zamanda duygusal ve politik anlam katmanları da yeniden tartışmaya açılacaktır.

Kontenjan: 20 Kişi

Atölye Tarihi: Ağustos-Eylül aylarından birinde yüz yüze olarak gerçekleştirilecektir.

 


11. Çocuklukta Saklı Mümkünler

Yürütücüler: Urban Reflection / Raziye Çiçek, Asya Karabaş

Gözlerimizin önünde her an yeni bir dünya doğar. Mümkünlerin kıyısında, bir düşün peşinde birlikte yürürüz; yolumuz uzun, ama ellerimiz sıkıca kenetlenmiş. Çünkü umut, yarına açılan en gerçek haritamızdır.

Bazen kent, yalnızca büyüklerin sesinden ibaret gibi gözükür. Oysa arka sokaklarda, park köşelerinde, okul duvarlarında başka hikâyeler de vardır — yere çok yakın duran, içten ama az duyulan hikâyeler.

Bu atölyede göz hizamızı değiştiriyoruz. Çocukların kentle kurduğu kırılgan, yaratıcı ve cesur ilişkiyi yalnızca izlemiyor; onlarla birlikte hayal ediyoruz. Onların bakışıyla yürüyerek, kelimeleriyle konuşarak, oyunlarıyla keşfederek kentin görünmeyen yüzlerine yaklaşıyoruz.

Çünkü o köşelerde hâlâ kurulmamış cümleler, çizilmemiş haritalar, sorulmamış sorular var.

Atölye süreci, çocukların gözünden kente yeniden bakmayı hedefleyen kısa bir belgesel çalışmasıyla başlayacak bir süreçte şekillenecek. Amacımız, çocukların sezgileriyle, elleriyle, oyunlarıyla kentin olanaklarını yeniden düşünmek ve birlikte görünür kılmak. Katılımcılarla hem sahada hem kurgu sürecinde ortak bir üretim dili oluşturmak istiyoruz.

Birlikte yürüyecek, birlikte soracak, birlikte düşünecek bir ekip arıyoruz.

Çocukların ayak izleriyle mümkünlerin kıyısına varmak isteyenleri bekliyoruz.

Kontenjan: 10 kişi

Atölye Takvimi: Toplam 5 buluşma olarak planlanan atölyenin kesin tarihleri, belgesel çekim sürecine dair teknik ekibin takvimi doğrultusunda, seçilen katılımcılarla birlikte belirlenecektir.

Katılımcı Beklentileri: 

  • Çocuklarla yaratıcı ilişkiler kurabilen,
  • Şehri deneyimlemeye ve farklı açılardan bakmaya istekli,
  • Hikâye anlatımına, görsel yada işitsel üretime ilgi duyan,
  • Çocuk gelişimi, psikoloji, şehir ve bölge planlama, mimarlık, peyzaj mimarlığı, sosyoloji, grafik tasarım gibi alanların yanı sıra; sanat, medya, antropoloji, iletişim, eğitim bilimleri ve benzeri disiplinlerde çalışan ya da öğrenim gören,
  • Tercihen video, fotoğraf, ses veya kurgu gibi alanlarda deneyimli,
  • Disiplinlerarası bir yaklaşımla birlikte düşünen, sorgulayan ve üreten bir ekibin parçası olmak isteyen tüm katılımcılar davetlidir.

 

Tercihen video, fotoğraf, ses ya da kurgu alanlarında deneyimi olan katılımcılar önceliklidir. Birlikte düşünecek, soracak ve üretecek bir ekibin parçası olmak isteyen herkesi bekliyoruz.

 


12. Bir Varmış Bir Yokmuş

Yürütücü: Can Gölgelioğlu

Kapsam: Kaybedenler zamanla silinir; önce sesleri kısılır, sonra suretleri silikleşir. Görünmezlik bir tortu gibi birikir ve sonunda öfkeye, hatta bedene sinen bir hafızaya dönüşür. Oysa yaşam, ne yalnızca geçmişin izlerinde ne de geleceğe dair umutlu tahayyüllerde saklıdır. Yaşam, bu iki uç arasında gidip gelen, bir varmış bir yokmuş hâlinin kendisidir. Belirsizlikle biçimlenen, eksiklikle tamamlanan, kayıpla derinleşen bu aradalık, aslında yaşamın ta kendisini kurar. İşte bu yüzden, yaşamı gerçekten kavrayabilmek için yalnızca hatırlamak değil, onunla yüz yüze gelmeyi de göze almak gerekir.

"Bir Varmış Bir Yokmuş" atölyesi, yaşamla ve ona bağlı mekanlarla bağları kopma noktasına gelen dört karakterin unuttuklarıyla yüzleşmeleri, görünmezleştirdiklerini yeniden görmeleri ve bir mekanda yaşamı kendi bütünlüğü içinde yeniden anlamlandırmaları üzerine kurulu bir enstalasyon tasarımını hedeflemektedir. Bu deneyim, her bir karakterin kişisel kayıplarından, unutulanları kolektif olarak hatırlamaya uzanan bir yolculuğu tetiklerken, izleyiciyi de kendi "bir varmış bir yokmuş"larıyla karşı karşıya bırakmaya çağırır.

Kontenjan: 4-5 Kişi (Davetli Çağrı)

Atölye Tarihi: Temmuz - Ağustos



13. Boşluk Bakışımın Biçimini Alıyor: Horror Vacui

Yürütücüler: Urban.Koop / Ahmet Onur Altun, Mehmet Akder, Ceren Gamze Yaşar 


Horror vacui; karış karış her yeri tanımlama, tarifleme, doldurma isteği, kısaca boşluk korkusu. Bozkırda boşluk bol; ama nedense biz her boşluğu doldurmak, etrafını çevirerek tanımlamak istiyoruz. "Horror vacui" sadece güzel sanatlar evreninde bir kavram değil; Ankara`nın kentleşmesinde, kent politikalarında, belediyecilik anlayışında, imar planlarında, çeperdeki yayılma baskısında, apartman arası mesafelerde saklı bir kentleşme refleksi; ve hatta hayata dair bireysel kararlarımızda karşımıza çıkan temel bir dürtü. Boşluk, bazen meydan; bazen kentten ötesi, bazen bir köşede, bazen surlarımızın dışı; bazen de içimizde. Bu korku ve bulduğumuz her boşluğu doldurma isteği yalnızca bugünün rant odaklı kentsel rejimine özgü değil; boşlukla baş edemeyen kolektif bir tahayyülün, bir türlü barışamadığımız açıklığın, toplumsal agorafobimizin kalıntısı belki de.

Bu atölye, Ankara`nın merkezinden çeperine uzanan, mimari ölçekten kent ölçeğine, kent mekânından kıra bambaşka biçimlerde karşımıza çıkan, bizi korkutan ama bir şekilde, farkında olmasak bile ihtiyaç duyduğumuz boşlukların peşine düşüyor. Bozkırın ortasındaki bu kentte, gerçekten de "boşluktan bol ne var?" diye sorarken, bu boşlukları nasıl tahayyül ettiğimizi, nasıl tanımlayıp sınırlandırdığımızı, ya da doldurmak için uğraştığımızı düşünmek ve anlamak için buluşuyoruz. Soluksuz doldurmak istediğimiz bozkırın boşluğu Ankara‘nın gerçeği. Hal böyleyken neden  sadece baktıkça içine düşeceğimiz bir "abyss" olsun boşluk? Bazen de bir ihtiyaç bu boşluk: bedensel, görsel, duyusal, ruhsal ve fiziksel. Boş zamanlarımızda mekansal boşluklarda kendimizi yeniden üretme, rekreasyon! aracı. 

Bu atölye, Ankara`nın hâlâ kaybedilmemiş boşluklarının, unutulmuş kenarlarının, tariflenmemiş ara mekânlarının, içine düşülüp bir şey üretilebilecek "hiçbir yer"lerinin yokluğunun peşine düşüyor. Oysa boşluk, yalnızca yokluk değil; yeniden düşünme, kendimizi yeniden üretme, durma ve bakma imkânıdır.

Yataydan dikeye, kamusaldan özele, kırdan kente, şehirden zihne uzanan çok ölçekli bir boşluk keşif süreci bu. Herkesin kendi boşluğa bakış biçimini arayabileceği kolektif bir atölyeye davet ediyoruz. Yöntemler serbest, yollar çok.

"Boşluk bakışımın biçimini alıyor" diyerek birlikte üreteceğiz.

Kontenjan: 20-25 Kişi

Atölye Tarihi:  Temmuz - Ağustos 

 

14. Kaybolanın izinde: Modern Konutun Sessiz Tanıkları 

Yürütücüler: Dilan Çetinkaya, Pelin Kılıç

Ankara`nın modern konut mirasında, sessizce solan ama bütünüyle kaybolmayan izler var. 1950`li yıllarda, planlı kentleşmenin ve modern yaşam ideallerinin birer yansıması olarak inşa edilen bahçeli kooperatif evleri bugün kentin katmanları arasında hâlâ nefes alıyor. Bazıları dönüşümle biçim değiştirdi, bazıları zamana direndi; bazıları ise, gölgesiyle bile hikâyesini fısıldamaya devam ediyor. Bu çalışma, o fısıltıların peşine düşüyor. Mahallelerin sokaklarında yürüyerek, kimi zaman dış cephelerin dokusuna, kimi zaman evlerin içindeki detaylara bakarak, zamana direnen bu modern konutların görsel ve sözel kayıtlarını oluşturuyoruz. Her karede yalnızca bir yapı değil; bir dönem, bir yaşam biçimi ve bir kent tahayyülü beliriyor. Bugüne ulaşan hikâyeler, kaybın ve hatırlamanın ince çizgisinde bize yeni sorular soruyor: Ne korundu, ne kayboldu? Ve bugün yeniden hatırlamanın yolları nelerdir? Bu atölye, Ankara`nın kaybolan ama bütünüyle silinmeyen modern konut mirasına, yeniden bakma ve yeniden hatırlama davetidir.

Kapsam: Bahçeli kooperatif evlerinden günümüze ulaşanların bugünkü izlerini; dış cephelerinden iç mekânlarına, dönüşümden korunmaya uzanan katmanlarıyla fotoğraflıyor ve hikâyelerini kayıt altına alıyoruz. Her kare, kaybolanın ve kalanının izini sürmeye bir davet.

Yöntem:  Bu atölye, Ankara`nın modern konut mirasını belgelemek amacıyla bahçeli kooperatif evlerini barındıran mahallelerde yürüyüşler ve saha gözlemleriyle gerçekleştiriliyor. Mahalle sokaklarında yapılan fotoğraf yürüyüşleriyle dış cepheler kayıt altına alınırken, bazı ev sahipleriyle kurulan birebir temaslar sayesinde iç mekânlara da erişiliyor. Çalışma, mekânın bugünkü katmanlarını ve sessiz tanıklarını görünür kılmayı amaçlıyor.

Kontenjan: 5 kişi

Atölye Tarihi: Temmuz- Ağustos

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>