Etik İlkeler Özlük Hakları
ARADA BİR YERDE ANKARA / ATÖLYE & SERGİ
HABERLER
Yayına Giriş Tarihi
2024-07-02
Güncellenme Zamanı
2024-07-18 23:14:02
Yayınlayan Birim
ANKARA

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak daha önceki yıllarda gerçekleştirdiğimiz sergilerde Ankara`nın kent merkezleri Ulus ve Yenişehir`e odaklandık. 2019 yılında "Bilinmeyen Ulus" sergisiyle Ulus`un bilinmeyen yönlerini ortaya çıkarmayı hedefledik. 2020 yılında pandemi sebebiyle açılışını ertelediğimiz, Yenişehir`in değişken yapısını irdeleyen "Yarım Kalan Yenişehir" sergisini 2021 yılında izleyicisiyle buluşturduk. 2022 yılında kente daha bütüncül bir yaklaşımla bakan, Ankara`ya, Ankara`nın insanlarına ve duygularına odaklanan "Duygular Coğrafyası Ankara" sergisini gerçekleştirdik. 2023 yılında ise Ankara`nın başkent oluşunun yüzüncü yılında gerçekleştirdiğimiz "Olasılıklar Üzerine Bir Sergi: Ankara" sergisinde kentin dünü, bugünü ve yarınının olasılıklarını keşfe çıktık. Tüm bu sergilerin ardından bu yıl "Arada Bir Yerde Ankara" başlıklı sergisi için atölye serisi çağrısında bulunuyoruz.  Aşağıda sergi bünyesinde yer alacak atölyelerin çağrı metinlerine ulaşabilir ve ilgi duyduğunuz atölyeyi seçerek başvurularınızı yapabilirsiniz.  

 

Tüm sergilerimizde benimsendiği gibi, yine sergi ürünlerinin bir dizi atölyenin çıktısı olarak üretilmesi amaçlanmaktadır. Atölyeler, kolektif ve interdisipliner üretim sürecini teşvik etmenin yanı sıra, bütünleştirici, kapsayıcı, eşitlikçi ve adaletli bir bakış açısını benimsemektedir. Bu amaçla yürütülmesi hedeflenen atölyelere ilişkin açıklamalar sunulmuştur. Bir arada düşünme, üretme ve ortak karar alma kültürünün bir parçası olarak atölyelerde aktif ve gönüllü görev alacak, yöntem ve kapsamını şekillendirdiği sergi atölyesinin ruhunu benimseyecek, tüm sürece katkı sunacak atölye katılımcılarımızı bekliyoruz.

 

Atölye başvuruları 7 Temmuz 2024 tarihine kadar açıktır. Sergi tarihi ve yeri atölyelerin çalışmaları ile paralel, ileri bir tarihte duyurulacaktır.

 

Tüm soru ve görüşleriniz için bize spoankara@spo.org.tr adresinden ulaşabilirsiniz.

 

Katılım Formu: https://forms.gle/PLgdJjwjYg6RyKrK7

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

 

 

 

 

MANİFESTO

 

Başkent oluşunun ilk yıllarından beri sürekli değişen, dönüşen Ankara, geçmişine, geleceğine, şimdiye dair neler söylüyor bize? Cumhuriyetin ilk yıllarında sahneye hem heyecanlı bir çocuk hem de köklü ve kalıcı olma hayaliyle öneminin farkında kadim bir kişilik gibi ilk adımlarını atar. Ulus`tan Yenişehir`e ve diğer tüm genişleyen rotalarında Ankara`nın yarım kalmışlığı, bitmemiş planlarıyla sürekli anımsanan geçmişi, bir yandan da dönüşebileceği tüm olasılıklarına kapı aralayan geleceğin kenti olması, geçmiş ve geleceğin, eski ve yeninin, kalıcılık ve geçiciliğin bir arada olmasından kaynaklanan bir "araf" kente dönüştürür onu. Gri şehir ne siyah ne beyazdır, arada kalmış bir kenttir. Zıtlıklar, çelişkiler onu herkesin ayrı duyguları barındırdığı araya sıkışmış bir Ankara`ya dönüştürür. Bir yandan nesiller boyu kentte yaşayan insanların aidiyetlerini duygularına ve kimliklerine yansıttıkları kent, kendine gururla Ankaralı diyenlerin evi olurken; aynı zamanda köksüzlerin, evinden uzakta olanların yeni evi olmaya öykünür. Burada yeniden kök salabilmeleri için onlara kucak açar. Yıkımların, ümitsizliğin, yalnızlığın kenti; öte yandan yeniden yapılanmanın, umudun, dayanışmanın kalbidir. Ankara mekânsal anlamda kır ve kenti bağlayan, arada bir kentleşip, arada bir kırsalın ortasında kalan, zamansal algıda ise geçmiş ve geleceği bağlayan bir eşik gibidir. Ankara, arada kalmış, arada bir yere sıkışmış, arada bir hatırlanan, arada bir unutulan, arada bir uğranan, arada bir uzaklaşılan bir yer... Tüm bunlara rağmen Ankara, tüm zıtlıklarıyla, tüm olasılıklarıyla, tüm planlarıyla eşzamanlılığı ve çoğulculuğu barındırıyor içinde.  

 

 

1. Urban Metamorphosis

Yürütücüler: Sezen Savran Penbecioğlu, Berk Kesim, Nilüfer Baturayoğlu Yöney

 "I cannot make you understand.

I cannot make anyone understand what is happening inside me.

I cannot even explain it to myself."*

(Franz Kafka-The Metamorphosis)

Kentler sürekli bir metamorfoz halindedir. Bu çevresel başkalaşım zamanda çözünür, kentin bambaşka yüzlere sahip olmasını sağlar. Gece karanlıkta, gündüz aydınlıkta ayrıdır. Dönüşüm kentte tarihçidir; mekanda birikir, izler bırakır.

Kent mirasını karanlık da olsa, yapılı çevresiyle açığa vurulur. Kentsel başkalaşım çok boyutludur: Mekânda, zamanda ve insanda izi sürülebilir. Kentte metamorfoz; döngüler, birbirine zıt haller ve arada kalmışlıklar yaratır. Dönüşüm, bu arada olunan eşiklerde belirginleşir, netleşir.

Metamorpolis atölyesinde kentteki döngüleri, zıtlıkları ve eşikleri ortaya çıkarmak için onu hem ters yüz edeceğiz hem iç içe geçireceğiz. Yöntemine atölye katılımcıları ile birlikte karar vermek istediğimiz atölye; video çalışması, fotoğraf ve kolaj, üç boyutlu üretimler, sanatsal veya yapısal performanslar vb. gibi sonuç ürünlere evrilme potansiyelini taşır. Kente dair yukarıda tarif ettiğimiz merakımıza ortak olan tüm katılımcılarla tanışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz!

*"Size bunu anlatamam. Kimseye bunu anlatamam. İçimde neler olup bittiğini kendime bile açıklayamam." (Franz Kafka-Dönüşüm)

Kontenjan: Sınırsız (Ankara‘da olma zorunluluğu bulunmuyor, ekip olarak da başvuru yapılabilir)

Atölye Tarihi: Daha sonra katılımcılar ile birlikte karar verilecek.

 

2. Ara(ba)da Kaldım! - Araç Odaklı Mekânlarda Yaya Olmak

Yürütücüler: Urban.koop - Ahmet Onur Altun

Motorlu taşıt odaklı planlanan ulaşım senaryosu içinde kent içi ulaşımı ve trafiği rahatlatması vaadedilen, tartışmalı ana ulaşım akslarında bir yaya olarak seyahat etmek ve bu alanları deneyimleyerek otoban kenarlarında yaya erişimi olan ama yaya dostu olmayan, arada kalmış, zaman zaman genişleyen zaman zaman daralan ve hatta zaman zaman yok olan mekânları, belirlenecek bir rota üzerinden takip ederek keşfetmek, potansiyellerini, zorluklarını ve kent içinde sağladığı/sağlayamadığı bağlantıları belgelemek amaçlanmaktadır.

Kent gündemini yıllardır meşgul eden yeni bulvarlarıyla, yoğun yağışlarda dolan batçıklarıyla, yetersiz toplu ulaşım olanaklarıyla kent sakinlerini bireysel araç sahipliğine neredeyse mecbur bırakan Ankara`da ana ulaşım aksı olarak kabul edilen otoyol kenarlarında yaya olarak varolmanın imkânları görsel ve işitsel materyaller, krokiler ve illüstrasyonlar aracılığı ile anlatılacaktır.

İlk online buluşmada rota belirlenecek, sahada belgelenecek yöntemlere göre iş bölümü yapılacak ve gruplar belirlenecektir. Saha çalışmasının yapılacağı yüz yüze buluşmada rota takip edilerek görsel ve işitsel belgelemeler yapılacak, son online buluşmada ise çıktılar üzerine tartışılacaktır. Atölye çıktısı olarak takip edilen rotanın bir zihin/duyu haritası ile bu haritayı destekleyici görsel ve işitsel materyaller hazırlanması ve sergilenmesi amaçlanmaktadır.

Atölye katılımcılarının temel çizim programlarına hakim olması beklenmektedir. Atölye çıktıları illüstrasyon ve çizim ağırlıklı olacağı için bu konuda temel yetkinliğe sahip katılımcıların atölyeyi tercih etmesi önerilir. 

Kontenjan: En fazla 10 kişi

Atölye Tarihi: Ağustos ayının ilk haftası belirlenen rota üzerinde yaya deneyimi, saha gezisi öncesi ve sonrasında birer adet olmak üzere toplam 2 adet online atölye yapılacaktır. 

Atölye Süresi: Saha çalışması yarım gün, online atölyeler 2 şer saat olacaktır.

 

3. ANK-ARA‘DA BİR YERDE- Kendine Ait Bir Oda, Bir Sokak, Bir Şehir

Yürütücüler: Hülya Çetinkaya

"Ben kimim?" "Neredeyim ben? " "Ben nereye aitim? "

 

 "Bir yandan özgürlüğe düşkündür insan ruhu, diğer yandan tutunacak dal arar."

Adem Güneş-Aidiyet - Aile İle Bağlanma

 

Bizler, şehirlerin karmaşıklığı içinde kaybolmuş bireyleriz. Bu karmaşada kendimizi bazen ait ,bazen yalnız ve aidiyetsiz hissederiz. Her birey kendine ait bir odanın, bir evin veya bir mekanın varlığına ihtiyaç duyar.  Her gün sokaklarda dolaşırken, bir yandan hem varoluşumuzu pekiştiren hem de aidiyet duygusuyla bağlantı kurabileceğimiz mekanlar ararız.

Aidiyet ve aidiyetsizlik kavramları bireyin yaşadığı mekanlarla, sahip olduğu nesnelerle ve dahil olduğu kamusal alanlarla doğrudan ilişkilidir. Ev gibi mahrem yapıda olan mekanlar kadar cadde, sokak, ve bütün bir şehir gibi kamusal alanlar da bu ilişkiye dahildir.

Kendine Ait Bir Oda: Virginia Woolf‘un söylediği gibi, her bireyin yaratıcılığı için bir alanı olmalıdır. Bazen fiziksel bir oda olabilir, bazen de kişinin kendi iç dünyasında var olan bir mekandır. Bu alanlar, bireylerin kendi kendilerini ifade etmeleri, düşünmeleri ve yeniden doğmaları için önemlidir.

Öyleyse bir odada ikamet etmek ne demektir? Bir yerde ikamet etmek, o yere sahip olmak mı demektir? Bir yere sahip olmak ne demektir? Bir yer neden ve nereden itibaren bütünüyle bize ait olur?*

*Georges Perec-Mekan Feşmekan 

Kendine Ait Bir Sokak: Sokaklar insanları etkileşime sokar, birbirlerine bağlar, tekrar eden davranışlara, ortak deneyimlere sevk eder, hatıralar ve anlamlar yaratır. Her bireyin anılarla dolu bir sokak veya mahalleye sahip olma hakkı vardır. Bu mekanlar, geçmişten gelen izlerle şekillenir ve bireylerin kimliklerinin temel taşlarından biri haline gelir.  Ancak sokaklar küreselleşme, modernizm ve kapitalizm tarafından işgal edilmiş durumdadırlar.

Öyleyse sokakların gerçek sahipleri yani bizler, şehrin bu parçalarını deşifre ederek sokakları tekrar ait olduğumuz ve bize ait mekanlara nasıl dönüştürürüz?

Kendine Ait Bir Şehir:  Odalar bir araya gelerek evleri, evler bir araya gelerek sokakları, sokaklar bir araya gelerek şehirleri oluşturur. Bireyler şehrin kimliğini oluştururken şehirler de bireylerin kimliklerini şekillendirir.  Sadece kimliklerimizin inşa alanı değil aidiyet duygularımızın da inşa edildiği, kolektif bir hafıza ve tecrübe alanıdır. 

Öyleyse bir şehre alışmak ne kadar zaman alır?  Bir şehri nasıl tanırız? İnsan kendi şehrini nasıl tanır? Şehre hakim olmak o şehre ait olmak anlamına gelir mi? Bir şehre nasıl ait olunur? Bir şehre ait olmak, aynı zamanda şehrin size ait olduğunu hissetmek anlamına gelir mi?

Bu atölye, görsel sanatlar ve etkileşimli deneyimler aracılığıyla kentlerin ve aidiyetin çok yönlü doğasını keşfetmeyi amaçlar. Her eser, izleyicinin kendi deneyimlerini yansıtması ve kendi kimliğiyle ilişkilendirmesi için bir fırsat sunar. İzleyiciler, sergiyi gezerken kendi aidiyetlerini, kendi yaşam deneyimlerini ve kentler üzerindeki izlerini gözden geçirme ve yeniden tanımlama şansına sahip olacaklardır. Kentin izlerini takip ederken, aidiyetin anlamını yeniden keşfedeceğiz ve kendimize ait olanı bulma yolculuğunda ilerleyeceğiz.

Kendine ait olanı bulmak ve bir şehre ait olmak isteyen tüm katılımcıları bekliyoruz.

Yöntem: Atölye kapsamında sergi mekanında yapılacak yerleştirmelerle etkileşimli bir deneyim alanı oluşturulması düşünülmektedir. Sokağın ve şehrin deneyimlenmesiyle birlikte fotoğraf, eskiz ve kolaj çalışmaları yapılması planlanmaktadır. Katılımcıların bu kapsamdaki çalışma ve üretimlere yatkın olması beklenmektedir.

Kontenjan: 15 kişi

Atölye Tarihi: Atölyeler yüz yüze olup aynı zamanda saha çalışmaları da yapılacaktır. Tarihlere katılımcılar ile birlikte karar verilecektir. 

 

 

4. [De]Coding_Ankara

Yürütücüler: Ankara Aks - Naz Şerife Özcan, Aylin Karanfil, Sıla Özcan, Barış Gür, Berke Çınar

Kapsam: [De]Coding_Ankara normal olanın keşfedildiği; ayrıksı olanın ortaya çıktığı ve yeniden oluştuğu bir arayüz tasarım atölyesidir.

Arayüz, iki farklı bileşenin birbiriyle iletişime geçmesini sağlayan bir bağlantı, etkileşim noktası, katmandır. Ankara eski-yeni, kalıcı-geçici, düz-eğri, aşağı-yukarı yani arada bir yerdedir. Tüm bu çelişkilerin, zıtlıkların içerisinde Ankara ile iletişime geçmenin yolu ise arayüzler tasarlamak ile mümkündür. Bu atölyede, öncelikle kentin ayrıksı durumlarını deşifre edeceğiz (Decoding!). Ardından burada edindiklerimizi yeniden kodlayarak bir arayüz tasarlayacağız (Coding!).

Atölye iki fazda gerçekleşecektir. Bu kapsamda öncelikle hep birlikte bir kent yürüyüşü gerçekleştireceğiz ve kentte ayrıksı durumları ele alacağımız bir harita tasarlayacağız. İkinci faz, decoding-coding döngüsünde ayrıksı durumları yeniden ele alarak bir araya getireceğiz ve günlük yaşamlarımızı yeniden kodlayarak yaşadığımız mekânların simülasyonlarını ortaya çıkarmış olacağız. Tüm bunları yaparken görsel ve işitsel veriler, yeniden kodlayacağımız Ankara`mız için temel altyapıyı oluşturacaktır.

Decoding-Coding döngüsünde keşfettiğimiz tüm arada kalmışlıklar, "deneyim" oyununa dönüşerek atölyenin sergi ürününü oluşturacaktır. Bu oyun, sergi ziyaretçileri için oynanabilir bir formatta tasarlanacak olup kenti paylaşan ve arada kalan herkes için kolektif bir hafıza oluşturmayı hedeflemektedir.

Kontenjan: 15 Kişi

Atölye Tarihi: Katılımcılar ile birlikte belirlenecek online ve yüzyüze 6 saatlik atölye çalışmasına ek olarak 20 Temmuz Cumartesi günü kent yürüyüşü. 

 

5. Mekansal Aralıklar

Yürütücüler: Roof Coliving

"The development of an informal public life depends people finding and enjoying one another outside the cash nexus."

  • Ray Oldenburg, The Great Good Place: Cafes, Coffee Shops, Bookstores, Bars, Hair Salons, and Other Hangouts at the Heart of a Community

Kentler, sadece binalardan ve sokaklardan oluşan cansız yapılar değil; insanların hikayelerini, deneyimlerini ve etkileşimlerini barındıran organizmalar gibidir. Bu karmaşık yapının içinde, ev ve iş yeri dışında kalan "üçüncü mekanlar", toplumsal yaşamın nabzını tutan önemli noktalardır. Tarih boyunca forumlardan hamamlara, kahvehanelerden parklara kadar çeşitli formlar alan bu mekanlar, günümüzde belki daha az gösterişli ama bir o kadar da üretken ve yaşamsaldır. Özellikle kadınların kentsel yaşamdaki varlığı ve deneyimleri söz konusu olduğunda, bu üçüncü mekanlar bambaşka bir anlam kazanır. Mahalle aralarındaki küçük kafeler, parkların köşelerindeki bank grupları, bina eşikleri, toplum merkezleri, üretim atölyeleri, belediye kursları ve kütüphaneler, kadınların kendi hikayelerini yazdıkları, dayanışma kurdukları ve kent yaşamına aktif olarak katıldıkları alanlara dönüşür. 

Mekansal Aralıklar atölyesi ile gizli kalmış mekanların peşine düşerek, kadınların üçüncü mekanlarını keşfetmeyi ve bu mekanların kent dokusundaki önemini ortaya çıkarmayı amaçlıyor.

Atölye katılımcıları ile üçüncü mekan kavramı çerçevesinde, bellek, kimlik ve aidiyet gibi temaları bir aradalık ile ele alacak ve görsel ve işitsel sanat formları aracılığıyla ortak yaratım sürecini deneyimleyeceğiz.

Kontenjan: En fazla 10 kişi. (Bu atölye, kentsel mekanlara ilgi duyan ve kadınların bu mekanlarda yaşadığı deneyimleri keşfetmek isteyen herkese açıktır, Roof Coliving komünitesi başvuruda önceliklendirilecektir.)

Atölye Tarihi: Toplam 5 çevrimiçi buluşma gerçekleşecek olup buluşma tarihleri Temmuz-Ağustos boyunca atölye katılımcıları ile ortak belirlenecektir.  

 

6. ÖRÜNTÜLER

Yürütücüler: Berrak Esen, Esra Tekin, Seda Pakkan, Sevinç Kôker

Meydan -Mekan- Yer - Kimlik - Aidiyet

Kişi mekana müdahale ettiğinde mekan da kişiye müdahale eder ve aralarında bir iletişim oluşur. Bu iletişim zamanla mekânsal aidiyet haline evrilir.

Mekan burada hem aidiyeti üreten, hem de özne konumundadır.

Atôlye ve sergi sürecinde ; 

Mekan‘ın   ôzne  olarak ele alındığı ve kente ait  aidiyet ôrüntülerinin ,deneysel ve disiplinlerarası sanat yolu ile araştırılması planlanmaktadır.

Ôrüntülerin; aşağıdaki üç ana başlık üstünden gitmesi ve sergide bu başlıkların üç adet yerleştirme (enstalasyon ) ile sergilenmesi düşünülmektedir .

* KOMÜNAL  EV  

Kullanıcıların birbirine müdahale edebilme hali mekanı da dönüştürebilme yetisini getirmektedir. Farklı kullanıcı tiplerinin aynı mekana farklı müdahaleleri olacaktır. Bu da dolaylı olarak kullanıcıların birbirine ve mekana olan aidiyet halini tetikleyecektir.

*ARA MEKAN 

Bu mekan;  aidiyetin  ne alışılageldik çerçevesine içkin ne de dışarıda diye nitelendirilebilen  üçüncül bir mekanı temsil etmektedir.

*SURLAR-SINIRLAR 

Sınırların bozulması yerel ve yerel olmayan, ev sahibi ve misafir arasındaki çizginin de netliğini kaybetmesine sebep olmaktadır. Böylelikle kendisi de bir ara durum olan sınırlar yani ilk etapta mekan, öncelikle kendini yok ederek, tekrar bağlantı olma durumuna / aidiyete evrilir.

Kontenjan: Sınırsız

Atölye Tarihi: Ağustos ayının ilk haftasında Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi`nde gerçekleştirilecektir.

Atölye Süresi: Yüz yüze, üç saatlik tek atölye 

 

7. Bir Tahammül Egzersizi: Ankara, hikâye, o şarkı…

Yürütücüler: O Şarkı & ŞPO Ankara Şubesi

O Şarkı, belirli temalar etrafında bir araya geldiğimiz ve temaya uygun seçtiğimiz şarkıları baştan sona dinleyip hakkında sohbet ettiğimiz kolektif bir dinleme etkinliğidir. Etkinliği "Arada Bir Yerde" sergisiyle bütünleştirecek "Bir Tahammül Egzersizi: Ankara, hikâye, o şarkı…" atölyesi ise kent yaşamı içerisinde öne çıkan deneyim ve anların müzik ile kesiştiği noktalara parmak basmak ve şarkılar, mekânlar, bellek ve hisler arasındaki iletişimi bir araya getirmek amacıyla düzenlenecektir. 

Ankara`yla kurduğumuz bağ bu kentin sevdiğimiz yönlerinin yanı sıra "arada bir yerde" kalmış mekansal ve kültürel unsurlarına tahammül gerekliliğini de kapsıyor. Bu tahammül durumu hoşgörü/empati duygusuyla değiştirme/müdahale potansiyelini beraberinde taşıyor. Şimdiye dek birçok farklı alanda yaratıcı çabaya imkân veren bu durumu, biz de bu kez müzik alanına taşıyoruz. 

Uzun zamandır O Şarkı buluşmalarında deneyimlediğimiz dinleme pratiğini, sergi kapsamına uygun temalarla devam ettireceğimiz bu atölyede, katılımcıların seçtiği şarkıları yine birlikte dinleyecek ve şarkıların temayla uyumlu hikayelerini, "Arada Bir Yerde" sergisinde ziyaretçilerle paylaşılacak bir harita formatında çıktı olarak sunacağız.

Atölye katılımcılarının hikayeleri, bu atölyelerin bir çıktısı olarak haritalandırılarak sergiye katkı sunacaktır. 

Kontenjan: Toplam 4 buluşma, her buluşmada 30 kişilik kontenjan

*GIS ve haritalandırma için de yardımcı olacak atölye katılımcıları dahil edilebilir.

Atölye Tarihi: 28 Temmuz Cumartesi aynı mekanda farklı saatlerde 2 buluşma, 18 Ağustos Pazar aynı mekanda farklı saatlerde 2 buluşma

 

8. Kent Merkezlerinin Değişim/Dönüşüm Sürecinde Arada Bir Yerde Sokak Deneyimleri

Yürütücüler: Ceren İlter Soy, Betül Buldak

 

Atölye kapsamında, önemli bir kent merkezi olarak, her kesimden kitleyi karşılayan Ankara Kızılay`da, sosyal hareketliliğin yoğun olduğu (Sakarya, Konur Sokak gibi) yerlerin, son dönemlerdeki değişen karakterine odaklanılmaktadır. Kentin kolektif belleğinde yer etmiş sosyal etkileşim merkezi sayılan bu alanlardaki sokak ve mekanlar, ortaya çıkardığı sosyal ve kültürel yapı ile bir döneme damgasını vuran önemli kamusal alanları oluşturmaktadır. Günümüze kadar gelen bu süreçte değişen kentleşme politikaları ile sosyal dinamiğin yer değiştirmesi sonucu etki ve cazibesini yitiren bu alanların geçmiş ve günümüz arasındaki bağlantı noktalarına, mekânsal, kültürel ve yaşamsal unsurlarına bakma deneyimleri incelemeyi hedeflemektedir.

Yöntem olarak, tespit edilen yerlerde mekânsal değişim/dönüşümün izlerine röportaj, haritalama ve görsel kayıtlar eşliğinde yaklaşılacaktır. Ortaya koyulan çıktılarla birlikte üretim biçimlerine atölyemize katkı sunmak isteyenlerle birlikte karar verilecektir.

Kontenjan: 5-10 Kişi

Atölye Tarihi: Temmuzun 2. haftası belirlenecektir.

 

9. Kamusal Mekan Deneyimi, Psikocoğrafya

Yürütücü: Esra Gürel

Şehirlerdeki kamusal mekânların düzeni, tasarımı ve kullanımı, insanların günlük yaşamlarını ve algılarını derinlemesine etkiler. Kişilerin bu mekânsal deneyimleri, onların bireysel ve toplumsal kimliklerinin bir parçası haline gelir. Bu atölye, katılımcıların kamusal alanlardaki deneyimlerini gözlemlemelerine ve psikocoğrafik dökümantasyon teknikleriyle (eskiz, fotoğraflama, video kayıt vb.) kaydetmelerine olanak tanır. 

Atölye İçeriği ve Süreci:

 

Gözlem ve Deneyim: Katılımcılarla, Ankara‘nın çeşitli kamusal mekânlarında belirlenen rotalar üzerinde buluşmalar düzenlenecektir. Katılımcıların bu mekânları hem bireysel hem de toplu deneyimler bağlamında gözlemlemeleri hedeflenmektedir. 

 

Psikocoğrafik Dökümantasyon: Katılımcılardan, kamusal mekândaki deneyimlerini, insan etkileşimlerini ve kendi duygusal deneyimlerini  psikocoğrafik dokümantasyon teknikleri (eskiz, fotoğraf, video kayıt) ile kayıt altına almaları beklenmektedir.

 

Görselleştirme Teknikleri:  Atölye süreci boyunca kaydedilen deneyimlerinden illüstrasyon, maket gibi görselleştirme teknikleri kullanılarak üretime dönüştürülmesi hedeflenmektedir.

Atölye Tarihi: Katılımcılarla birlikte belirlenecektir.

Kontenjan: 10 kişi

Katılımcı Notu: Atölye katılımcılarının eskiz üretimine yatkın olması beklenmektedir.

 

10. Arada Bir Yaşam

Yürütücüler: Anlı Ataöv, Can Gölgelioğlu

Arada Bir Yaşam, Ankara`nın Güvenevler, Kavaklıdere, Barbaros, Çankaya ve Seyranbağları mahallelerindeki apartmanların 1960`ların geleceğini ve günümüzün geçmişini yansıtan mekânsal ve yaşamsal detaylarını incelemektedir. Apartmanların mimari yapıları ve estetik özellikleri incelenirken, aynı zamanda apartman sakinlerinin kişisel hikayeleri ve anıları da paylaşılmaktadır. Her apartmanın kendine özgü tarihi dokusu ve mekânsal düzenlemelerinin günümüzün hızlı kentleşme süreçleriyle nasıl bir değişim geçirdiği gözler önüne serilmekte, mekânların insan üzerindeki duygulanımsal etkileri irdelenmektedir. Çalışma, insan ve mekân ilişkisi bağlamında apartmanların estetik ve duygulanımsal öğelerini vurgularken, apartman sakinlerinin geçmiş ve bugünkü yaşantılarının görünmeyen yönlerini ortaya çıkarmakta ve arada kalan yaşamlara dair deneyimleri belgelemektedir. 

Kontenjan: Kapalı / ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğrencileri

Atölye Tarihi: Ağustos ayı içerisinde buluşulacaktır.

 

11. Ankara I Love You, But You`re Bringing Me Down

Yürütücüler: Bahadır Duman, Ceren Gamze Yaşar, Pelin Kılıç

Takım elbiseli şehrimizde, Ankara sevgimizden bu şehrin güzel yanlarını görmeye epey uğraşıyoruz fakat bu şehir başkent olduğu kadar da uğraşılmış çirkinlikler diyarı. Boş duran Gökkuşağı refüj çarşısını görünce sinirleniyorduk ama çarçur edilmiş kaynaklara ve kent mekanına göre göre gülmekten başka yapacak bir şey kalmadı. Kaç günde yapıldığı ile övünülüp isim olarak konan sonrasında bir de su basan "battı çıktılar", bir dünya para gömülmüş kent kapıları, kim kırdı değil kim yaptı demek gereken fıskiyeler, inşasıyla-işletmesiyle safi kamu zararı dinazorlu dev parklar, plastik kayalar, olmadık kuleler, geçilemeyen katlı kavşaklar, tarlalara yayılmış birbirinin aynı yavan ve biçimsiz apartmanlar, 80 santimlik kaldırımlar, iki üç katlı mahallelerin ortasında yükselmiş, kendini kanıtlama derdinde fallik binalar ve üzülerek bulacağınızı bildiğimiz niceleri.  Uğraşılmış çirkinliklerde markalaşacak kadar çok örneğe sahip şehrimizde bu sefer sizi sinirlendirerek güldüren, o yerlerin ve o anların fotoğraflarını bekliyoruz. Fotoğrafların siyah - beyaz olması ve Ankara`nın sizi ve bizi aşağı çeken yanlarının çok olması nedeniyle sayıca fazla fotoğraf çekebileceğinizi bildiğimiz halde tek beklentimiz kişi başı 5 fotoğrafı aşmamak olacaktır. Gelen fotoğraflardan arasından yapacağımız seçki ile duvar üzerinde kompozisyon oluşturulup sergileme sürecine dahil edeceğiz. 

 

Tür: Sokak Fotoğrafçılığı - Kara Mizah

 

Kontenjan: Katılımcı sayısı sınırsız. Her katılımcı en fazla 5 fotoğraf ile katılabilir. 

 

Fotoğraf Çağrısı Tarihi: 10 Temmuz - 25 Temmuz arasında açık çağrıya çıkılacak. Duyuruları takip etmeyi ve fotoğraflarınızı bize yollamayı unutmayınız. 


 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>