Ankara`nın tarihi kent merkezi olan Ulus gibi bir semtin kalbinde, Mustafa Kemal Atatürk`ün doğumunun yüzüncü yılı vesilesiyle "100. Yıl Çarşısı" adını almış anıtsal bir Çarşıyı yıkan Ankara Büyükşehir Belediyesi,  yerine yaptığı "Ulus 100. Yıl Meydanı`nın" açılışını gururla kamuoyuna duyurmuştur. Bu açılış vesilesiyle, daha önce sayısız defa dile getirdiğimiz gerçekleri bir kez daha ifade etme ihtiyacı hissediyoruz:

• Ankara Büyükşehir Belediyesi, Mustafa Kemal Atatürk`ün bize emaneti olan bu kente Cumhuriyet tarihini yok eden bu ve benzeri projelerle sistematik biçimde ihanet etmektedir. 
• Ulus tarihi kent merkezinde, Gökçek döneminde başlayıp Mansur Yavaş döneminde aynı şekilde devam eden "yayalaştırma projesi" hiçbir planlama çalışmasına dayanmamakta ve şehircilik bağlamına oturmamaktadır. Gökçek`in parlak(!) fikirlerinden biri olan ve Mansur Yavaş`ın yeni bir proje olarak pazarladığı 100. Yıl Çarşısı`nın yıkılması ve meydan ve otopark yapılması projesi, Gökçek döneminin Ankara`yı Cumhuriyet Başkenti kimliğinden uzaklaştıran uygulamalarından biridir. Bugün Ankara`da bu ve benzeri müdahelelerle karşı karşıya kaldığımız durum, Gökçek dönemi uygulamalarının aynı iştahla devam ettirilmesinden başka bir şey değildir. 
• Ankara Büyükşehir Belediyesi, tarihi bir çarşıyı özgün dokusuna uygun olarak yeniden restore edip, kimliğini koruyarak kente kazandırmayı tercih etmemiştir. Aksine, çarşıyı yıkıp yerine beton dökerek otopark yapmış, kentte bir boşluğa dönüşen alanda yapılan göstermelik ağaç dikimi çalışmasının "kamusal hizmet sunumu" olduğunu savunmuştur. 
• Ulus`un en temel ihtiyacı, kapalı otoparklardan, düzlenmiş yavan meydanlardan önce, yıllardır savunduğumuz gibi bütüncül bir koruma amaçlı imar planıdır. Ancak "halkın proje beklediği" savunusuyla başkente karşı suç işlenmeye devam edilmektedir. Başkentliler bu parçacıl ve yıkıcı projelerden çok daha fazlasını hak etmektedir. 
• Son olarak, şehircilik esasları ve işlevsel kent mekanlarının üretimi açısından bakıldığında, hareketli ve kullanılan Ulus Meydanı`nın hemen karşısında, yine hareketli ve kullanılan, yarışmayla elde edilmiş modern bir mimari üsluba sahip, dolaşımı iyi çözülmüş ve kentin bir parçası niteliğindeki çarşının kent yaşamına ve mekanına kattıkları, bir otoparktan ve fazlaca düşünülmeden, üst ölçek kentsel akışlar ve ilişkiler gözetilmeden yapılmış başka bir meydandan çok daha fazladır. Açılışı yapılan projenin aynı hareketliliği ve kent yaşamına aynı katkıyı sağlamasını beklemek hayalcilik olacaktır.