Etik İlkeler Özlük Hakları
GÖKSU KAVŞAĞINDA YAŞANAN FECİ TRAFİK KAZASI VE HEDEF GÖSTERİLMEMİZE DAİR AÇIKLAMA
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2023-12-08
Güncellenme Zamanı
2023-12-08 18:30:31
Yayınlayan Birim
ANKARA

Gamze Gürel`in karşıdan karşıya geçerken geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybetmesinden dolayı derin üzüntü duymaktayız. Ailesi ve sevenlerine başsağlığı dileriz. Bu talihsiz olayın Büyükşehir Belediyesi ve basın organlarınca bizimle ilişkilendirilme biçimi, sürece dair detaylı bir açıklama yapılması gerekliliğini doğurmuştur.

TMMOB Şehir Plancıları Odası, imar planları ve uygulamalarının, planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun yapılmasını denetlemek, bu konudaki eksiklikleri, yanlışlıkları ortadan kaldırmak için gerekli çalışmaları yapmakla yükümlüdür. Unutulmamalıdır ki, Ankara Büyükşehir Belediyesi`nin yanlış bir kararı, Odamız (ya da herhangi bir vatandaş) tarafından açılan bir dava ile iptal edilmiş olur ise hukuka ve kamu yararına aykırı olduğu için iptal edilmiş demektir. Yanlışı ortaya çıkaran değil, bizzat bu yanlışı tesis edenin sorumlu olduğu dikkate alınmalıdır.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi`nin 09.07.2021 gün ve 1337 sayılı kararı ile onaylanan "İstanbul Yolu-Güney Göksu KDGPA girişine köprülü kavşak ve alternatif yol kurgusuna yönelik 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişikliği" 18.11.2021 tarihinde dava konusu edilmiştir. 14.03.2022 tarihinde mahkeme heyeti, bilirkişiler ve tarafların katılımıyla keşif incelemesi gerçekleştirilmiştir. 28.04.2022 tarihli bilirkişi raporu tarafımıza tebliğ edilmiştir. Ankara 11. İdare Mahkemesi 2021/2273E. 2022/2046K. ile 28.09.2022 tarihinde söz konusu planın iptaline karar vermiştir.

İptal edilen bu imar planında yaya güvenliği veya sürdürülebilir hareketliliğe yönelik herhangi bir analiz, detay, gösterim, yaklaşım bulunmamakta, aksine otomobile bağımlı ulaşım sistemi sürdürülmektedir. 4+4 şeritli bir yol üzerinde köprülü kavşak yapımı trafik hızını artırmaktan öte bir uygulama değildir. Burada yaya hakları ve güvenliği dikkate alınsaydı trafik sinyalizasyon uygulamaları, yaya geçitleri, trafik yavaşlatma projeleri, hız kesiciler veya yaya üst geçidi gibi daha düşük bütçeli ve daha kısa sürede gerçekleşebilecek uygulamalar hayata geçirilebilirdi. Ankara genelinde, otomobil ve hız odaklı ulaşımda ölümlü kaza sayılarının her geçen gün arttığı bilinmesine rağmen, yatırımlar hala asfalta yapılmaktadır. Basit, uygulanabilir ve bilimsel uygulamaları tercih etmek yerine, yaya geçişlerinin sadece köprülü kavşak ile mümkün olabileceği gibi bir algı oluşturmak, plan iptali sonrasında yine sadece taşıt yolu içeren farklı bir imar planı sunmak ve tüm bunların üzerine de bir meslek örgütünü hedef göstermek kolaycılıktan başka bir şey değildir.

Yaya Geçitleri

Büyükşehir Belediyesi bugüne kadar kaç yaya geçidi yapmıştır? Bunların hangisi için imar planı değişikliği yapmıştır?

Yapımı tamamlanmış olan yaya geçitleri imar planlarına konu edilmemekte, ilgili kurumlar ihtiyaç olan alanlarda yaya geçitlerini yapmaktadır. Bu kapsamda ihtiyaç halinde Büyükşehir Belediyesi`nin yaya yolu, yaya alt/üst geçidi gibi çözümler üretmesinin önünde hiçbir engel bulunmamaktadır.

Ankara, birbirinden kopuk parçacıl imar planları ve hatalı ulaşım yatırımı kararlarıyla, bugün kentsel niteliklerini kaybetmiş, çevresindeki tarlalarda gökdelenlerden ibaret dev, beton ve saçaklanmış bir kent olmuştur. Başarılı ve planlı şekilde yapılaşmasını tamamlayan Eryaman bölgesinin hemen etrafında yüksek yoğunluklu rant alanları yaratılmış, plansız gelişme ile bugün ulaşım başta olmak üzere birçok soruna sahip dev bir rant ve spekülasyon alanına dönüşmüştür. Göksu Parkını çevreleyen alan ise bunun en somut örneklerinden biridir.

Bu bölge kent bütününe yönelik hazırlanan ve 2007 yılında onaylanmış olan üst ölçekli imar planında Kentsel ve Bölgesel Parklar olarak belirlenmiştir. Bir vadi tabanının devamı olan ve rekreasyon alanı olarak planlanmış bir alanın bölgeye ve kente hizmet vermesi beklenmektedir. Oysa bugün reklamları yapılan rant alanlarına sadece bir ‘manzara` olmaktadır.

Üst ölçekli plan kararlarına aykırı birçok yapılaşma kararının olduğu bölgede onlarca davamız bulunmaktadır. Bahsi geçen imar planı ve dava süreci de bunlardan biridir. Aşağıdaki görsellerde de görülebileceği üzere Çevre Yolu ve Fatih Sultan Mehmet Bulvarı arasında kalan bölge dağınık ve yüksek yoğunluğa sahip konut adalarından oluşmaktadır. Bugüne kadar teknik altyapı ve donatı ihtiyaçları ile bütüncül bir planlamaya konu edilmediği için söz konusu alanda ulaşım, sağlık, eğitim vb. birçok sorun ve ihtiyaç bulunmaktadır.

 

Yüksek yoğunluklu konut alanları ile üretilen rant paylaşılıyor. Birileri zengin olurken ortaya çıkan sorunlar ise burada yaşayanlara ve kamu bütçesinin sırtına yükleniyor.

Bu yapılaşma, kentin çeper bölgelerinde rant amaçlı parçacıl imar planlarının bir sonucudur. Bu sürecin yarattığı kent parçaları çeşitli kamu hizmetlerine erişimi imkansız hale getirmekte, belirlenemeyen altyapı yatırımları ile sürekli yeni altyapı çalışmalarına ve büyük bütçelerin israf edilmesine yol açmaktadır.

Binlerce kilometre yeni yol açılıyor, asfalt rekorlarıyla övünülüyor ancak Ankara`nın ulaşımında plansızlık sürüyor!

Tüm bu rant dağıtımı neticesinde oluşan kentsel sorunlar başta ulaşım olmak üzere pek çok konuda hayati riskler barındırıyor. Ulaşım yatırımlarına ayrılan yerel yönetim bütçelerinin önemli bir bölümü olması gerektiği şekilde değil, rant alanlarını birbirlerine, kentsel hizmetlere, kente bağlamak ve yeni rant alanları üretmek için harcanıyor. Belediye tarafından Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planı çalışmaları devam ettirilirken, aynı zamanda yaya öncelikli olmayan, otomobil ve rantı önceleyen parçacıl plan kararları üretilmeye devam ediyor. Bu durum, insanı ve daha iyi bir yaşam çevresini hedefleyen sürdürülebilir kentsel hareketlilik felsefesi ile bu ve bunun gibi pek çok uygulama birbiriyle çatışan kararlar üretmek anlamına gelmektedir.

Büyükşehir Belediyesi Melih Gökçek`in iptal edilen Çevre Düzeni Planındaki tüm yolları yaptı! Üstelik imar planlarına konu dahi etmeden.

Bugüne kadar yapılmış olan tüm rant planlarını meşrulaştıran ve yeni rant alanları açan, yaklaşık 20 milyon nüfus için hazırlanan 2017 yılı onaylı 2038 Çevre Düzeni Planındaki tüm yollar, plan iptal edilmiş olmasına rağmen Mansur Yavaş döneminde, planlamaya konu edilmeden, sadece ihale edilerek uygulanmıştır. Katlı ve köprülü kavşaklar, itirazlarımıza ve mahkemelerin iptal kararlarına rağmen yapılmış, hatta dava süreci devam ederken, mahkemeler daha karar bile vermemişken yapımları tamamlanmıştır.

Örneğin "2021/425352-TRT Genel Müdürlüğü Önü Kavşağı Katlı Kavşak Yapım İşi", "2021/435508-İnönü Bulvarı-İncesu Caddesi Bağlantısı Karayolu Tünelinin Uygulamaya Esas Kesin Proje Hizmet Alımı İşi" ve "2021/425328-Ufuk Üniversitesi Caddesi ile Ziyabey Caddesi Bağlantısı Altgeçit Yapım İşi" ihaleleri. Bir kısmı ise yapımı tamamlandıktan sonra imar planına işlenmiştir.

Böyle bir süreçte parçacıl imar planlarıyla kamuya ve kentlilere birçok sorun yaratarak büyüyen Ankara`da, kentleşme ve kent sorunlarıyla doğrudan ilgili bir meslek grubunun uyarılarını ve itirazlarını dikkate almayan Büyükşehir Belediyesi, mahkeme kararlarına da uymamaktadır. ABB, kararlarının sorgulanmamasını mı istemektedir? Aleyhinde alınan mahkeme kararlarını göz ardı edip, itiraz eden kurumu bir tabela ile hedef mi gösterecektir? ABB kimi iptal kararlarına uymayı, kimi iptal kararlarını ise ihale yöntemiyle ya da mükerrer kararlarla bypass etmeyi mi tercih etmektedir?

Bu noktada konu edilen dava kapsamında Bilirkişi Tespitleri ve Mahkeme Kararlarını kamuoyuna sunmak gerekmektedir. Ankara 11. İdare Mahkemesi`nde görülen 2021/2273 Esas sayılı davaya ait bilirkişi raporunda özetle;

Planların kademeli birlikteliği ve mevzuat hükümleri yönünden;

  • Köprülü kavşağın doğu yönünde bağlantısının nasıl devam ettirildiğini gösterecek şekilde bir üst ölçekli plan olan 1/5000 ölçekli nazım imar planının hazırlanmamış olması yönlerinden planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırı olması,
  • Dava konusu Uygulama İmar Planı Değişikliğinin mevzuattaki kurum görüşlerine değinilmeden, analiz ve araştırmalar yapılmadan, planın yapılma gerekçesini açıklayan nesnel, teknik ve bilimsel veriler ortaya konulmadan ve tüm bunları ortaya koyan bir detaylı bir raporlamanın yapılmaması,
  • Dava dosyasına sunulan belgeler kapsamında, alana ilişkin onaylı mikro bölgeleme etüt raporu veya jeolojik-jeoteknik etüt raporunun bulunmaması,
  • Alanda kentsel ulaşım sistemiyle doğrudan ilişkili bir işlem yapılmasına rağmen, yönetmelikte belirtilen kentsel teknik altyapı etki değerlendirmesi raporunun hazırlatılmaması,
  • Plan değişikliği ile "bölgesel park ve rekreasyon alanı" ve "park alanı" kullanımlarına eşdeğer yeni bir alanın bu bölgede ayrılmadığı,
  • Bütüncül olarak planlanmış "bölgesel park ve rekreasyon alanı" kullanımını ikiye bölerek bölgesel donatı alanının bütüncüllüğünü ve sürekliliğini bozduğu için kentsel teknik ve sosyal altyapı dengesinin bozulduğu,

Ulaşım Planı yapma tekniği yönünden;

  • Dava konusu işlemde yapılan müdahaleyi gerekçelendiren herhangi bir bölgesel üst ölçekli bir analizin bulunmadığı, noktasal olarak ulaşım amaçlı yürütülen plan çalışmasının, konusunun gerektirdiği analizi içermediği, yolun doğu yönünde devamlılığının nasıl öngörüldüğünün belirtilmediği yönünden dava konusu işlemin ulaşım planı yapım tekniğine uymaması,
  • Öneri kavşağın yer seçiminin, Göksu kavşağından İstanbul yoluna katılan kısım ile öneri kavşağa giriş yapılan kısım arasındaki mesafenin az olması yönünden yüksek hızda seyredilen böyle bir ana arterde, hem kaza olasılığını arttırarak trafik güvenliğini zedelemesi, hem de yeni bir trafik yoğunluğu oluşturma olasılığının yüksek olması,
  • Dava konusu kavşak noktasının yer seçiminin, kontrollü erişimin yapıldığı söz konusu bulvarın niteliği ve mevcut kavşak kararı pratikleri ile beraber analiz edildiğinde Göksu kavşağına çok yakın bir mesafede tekrar kavşak oluşturması sebebiyle uygun olmaması,
  • Dava konusu plan değişikliği ile önerilen köprülü kavşak ile Göksu Kavşağı arasındaki mesafenin 700 metre olduğu, benzer nitelikli 8 adet kavşağın bulunduğu bunların arasındaki mesafenin (kavşakların orta noktaları arası mesafe) ise 1760 metre ile 3900 metre arasında değiştiği,
  • Köprülü kavşak önerilen noktanın gerek bir önceki Göksu Köprülü Kavşağı`na yakınlığından dolayı oluşturabileceği güvenlik sorununun, gerekse bulvar üzerinde kent bütünü içinde önceki planlama pratikleri ile oluşturulmuş kavşak noktalarının yer seçimi üzerinden analizi gerektiği,

hususları belirtilmiştir.

Ankara 11. İdare Mahkemesi 2021//2273E. 2022/2046K. iptal kararı incelendiğinde ise;

  • Plan değişikliği işleminde üst ölçekli 1/5000 ölçekli nazım imar planının bulunmadığı,
  • Bütün-parça dengesinin bozulduğu,
  • Plan yapım aşamasında kurum görüşlerine başvurulmadığı, yeterli analiz ve etütlerin yapılmadığı,
  • Jeolojik etüt raporlarının bulunmadığı, usule ilişkin planın birçok eksiğinin bulunduğu,
  • Donatı alanlarının bütüncüllüğünü bozduğu,
  • Göksu kavşağına yakın bir mesafede kavşak oluşturulması sebebiyle trafik güvenliğinin zedelenebileceği,

Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında dava konusu planın öncelikli olarak planlama esaslarına aykırı olduğu, bunun yanında planların kademeliği birlikteliğine ve nihai olarak kamu yararına aykırılık teşkil etmesinden ötürü 28.09.2022 tarihinde iptal edilmiştir.

Yol için yeni Plan Değişikliği bu yıl Eylül ayında onaylanmış, 25 Ekim`de askıdan inerek yürürlüğe girmiştir.

Ankara Büyükşehir Belediyesinin 12.09.2023 gün ve 1266 sayılı meclis kararıyla onaylanan Etimesgut İlçesi Güney Göksu KDGPA yol bağlantısına yönelik 1/1000 ölçekli uygulama imar plan değişikliği aşağıdadır. Önerilen yol, mavi sınır içerisinde gösterilmektedir. 1266 sayılı meclis kararına bakıldığında ise yolun viyadük şeklinde yapılacağına karar verildiği görülmektedir. Yani söz konusu karar da yaya odaklı ulaşım, yaya güvenliği vb. herhangi bir duyarlılığa sahip değildir. Bu yıl Eylül ayında onaylanan bu yol ve ilgili meclis kararı ile ulaşım yatırımlarının ve mekansal kararların nasıl belirlendiğini anlatabilmemiz için bir örnek olarak kamuoyunun vicdanına ve değerlendirmesine sunulmaktadır.


Mahkeme Kararlarından Bahsedilmeyerek Odamızın Hedef Gösterilmesi

Tüm süreç kamu kurumunun yaptığı bir işlemin yanlış olduğunu ilgili bir meslek grubunun söylemesi ve itiraz etmesi, üstüne bilirkişilerce de bu yanlışların tespit edilmesi, mahkemenin de iptal kararı ile bunu tescillemesidir. Bu durum gerçeklerin çarpıtılmasıdır. Bir meslek örgütünün hedef gösterilmesi abestir, halkı kandırmaktır. Büyükşehir Belediyesinin görevi Mahkemenin iptal gerekçelerini gidererek, bölgesel olarak sorunları tespit edip kapsamlı ve bütüncül bir planlama çalışması yapmaktır. Bunun yerine Büyükşehir Belediyesi tarafından alana koyulan bir tabela ile Odamızın hedef gösterilmesi kurumlar arası ilişkiler, etik ilke ve değerleri açısından oldukça düşündürücü ve iyi niyet aranması mümkün olmayan bir durumdur.

Gazetecilik Etik Değerlerine Ne Oldu?

Söz konusu bölgedeki tabela ve ilgili ilk haber 6 Şubat 2023 tarihinde gündemimize gelmiş ancak o gün ve akabinde yaşanan depremler sebebiyle Odamızca bir tepki gösterilmemesi tercih edilmiştir. Son birkaç gündür ise bölgedeki muhtarların yaptığı açıklamalar basında yer almaktadır. Haberleri yapan gazetecilerin, gazetecilik ilke ve etik değerleri kapsamında muhatap kişi ya da kurumlara da söz hakkı vermemiş olması mesleki etik değerlerine aykırıdır. Söz konusu haberler gazeteciler tarafından hazırlanmakta, editoryal süreçten geçerek yayınlanmaktadır. Yaklaşık bir yıldır konunun doğrudan muhatabı olan Odamızla herhangi bir iletişime geçilmemiş olması basın ahlakına aykırıdır.

Bütüncül planlama çalışması olmaksızın gerçekleştirilen her kentsel müdahale harcanan kamu kaynakları, niteliksizleştirilen kentler ve tahrip edilen doğal çevre anlamına gelmektedir. Ankara`nın değerlerini koruyarak geleceğe hazırlayan kapsamlı planlama çalışmalarına ve mekana müdahalede kentin tüm paydaşlarının söz sahibi olabildiği katılımcı süreçlere ihtiyacı vardır.

Gamze Gürel`in hayatını kaybettiği bu elim kaza sonucu gerekli önlemlerin bir an önce alınması gerekliliği ve aciliyetini hatırlatırız. Tüm kentsel alan içerisinde hızı artırılmış araç yolları değil, insan hayatına önem veren uygulamalara ihtiyacımız olduğunu yinelemek isteriz. Ailesi ve sevenlerine tekrar başsağlığı dileriz.


TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>