Etik İlkeler Özlük Hakları
DEMOKRATİK BİR TOPLUMUN GEREKLİLİĞİ OLARAK KAMUSAL ALANLAR
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2024-04-03
Güncellenme Zamanı
2024-04-03 11:37:28
Yayınlayan Birim
İSTANBUL

DEMOKRATİK BİR TOPLUMUN GEREKLİLİĞİ OLARAK KAMUSAL ALANLAR

Yönetim kurulu üyemiz Racibe Çetinkaya`nın hazırladığı metni sizlerle paylaşıyoruz. Racibe`nin söylemi ile "Kamusal alanlar, şehirlerin sosyal ve kültürel hayatının merkezini oluşturur ve demokratik bir toplumun gerekliliği olan kent hakkının yaşama geçirilmesini sağlarlar". Metnin tamamı aşağıdaki gibidir. Bilgilerinize sunarız. Saygılarımızla.

Şehir planlama disiplini, şehirlerin sosyal, ekonomik, fiziksel ve çevresel açıdan sürdürülebilir gelişimini sağlamak amacıyla bilimsel altlıklara dayanan planlama faaliyetlerini kapsar. Bu disiplin, şehirlerin gelecekteki ihtiyaçlarını belirleyerek, mevcut kaynakları en verimli şekilde kullanmayı ve şehirlerin yaşanabilirliğini artırmayı hedefler. Bu amaçla, şehir planlaması disiplini çeşitli etik ve ilkeleri benimser ve bu ilkeler doğrultusunda çalışır.

Kent hakkı ve buna bağlı olarak kamusal ve açık yeşil alanlar, şehir planlama disiplininin en temel unsurlarından biridir ve şehir sakinlerinin ortak kullanımına açık olan alanları ifade eder. Kamusal alanlar, şehirlerin sosyal ve kültürel hayatının merkezini oluşturur ve demokratik bir toplumun gerekliliği olan kent hakkının yaşama geçirilmesini sağlarlar. Bu nedenle mevcutta var olan kamusal alanların korunması, toplumsal birleşmeyi ve dayanışmayı artırmak için yeni kamusal alanların halkla buluşturulması oldukça önemlidir.

Ancak, İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşanan hızlı dönüşüm süreçleri, kamusal ve açık yeşil alanların korunması açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Gerek imar planları ile gerek kanun, yönetmelik ve tüzüklerle kentlilerin nefes almasını sağlayan kamusal alanlar imara açılmış veya açılması planlanmıştır. Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri, Gezi Parkı‘nda yaşananlar olmuştur. 2013 yılında Gezi Parkı‘nın yeniden düzenlenerek kamusallıktan uzak ticari bir alan haline getirilmesi planı, kent hakkına sahip çıkan şehir sakinlerinin büyük tepkisine ve sonucunda büyük bir halk hareketine dönüşmesine neden olmuştu.

Dönemin Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi Başkanı Tayfun Kahraman ve arkadaşları, mesleki sorumlulukları gereği kentin en önemli kamusal alanlarından olan Gezi Parkı`nı korumak için önemli bir mücadele vermiş, bu mücadelenin karşısında ise 709 gündür hukuksuz bir şekilde esir tutulmaktadırlar. Bu hukuksuz karar Gezi Parkı`nı korumak isteyen ve ben de Gezi`deydim diyen tüm kent sakinlerine verilmiş bir karardır.

Gezi Parkı`nda ve diğer birçok kamusal alanda yapılmak istenenin tam tersi, şehir planlama katılımcı ve şeffaf bir süreç yürütmek zorundadır. Kamusal alanların planlanması ve yönetilmesinde şehir sakinlerinin görüşlerinin alınması ve karar süreçlerine katılımının sağlanması önemlidir.

Şehir yöneticilerinin, sivil toplum örgütlerinin ve şehir sakinlerinin işbirliği yaparak, yeşil alanların korunması ve artırılması için somut adımlar atması gerekmektedir. Aksi halde, İstanbul gibi büyük ve yoğun yapılaşmış bir şehirde yaşam kalitesi ve toplumsal birliktelik giderek azalacaktır.

Sonuç olarak, İstanbul‘da kamusal ve açık yeşil alanların korunması için mesleğimizin sorumluluğunu bilerek hareket edeceğimizi, meslektaşımız ve hocamız Tayfun Kahraman`ın uğruna tutsak edildiği kent hakkını sonuna kadar savunacağımızı, merkezi ve yerel yönetimlerin bu konuda atacakları her adımın takipçisi olacağımızı bildiriyoruz.

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>