Şube Başkanımız Ulaş Çetinkaya, belediye meclisinde büyük tartışmaya neden olan 1/25 bin ölçekli Nazım İmar Planı ile ilgili açıklama yaptı. Şube Sekreterimiz Gülcan Ulutürk ile birlikte Yeni Adana gazetesini ziyaret eden Başkanımız, İmtiyaz Sahibi Çetin Remzi Yüregir‘le görüştü.
Büyükşehir Belediye Başkanvekili Zihni Aldırmaz‘ın önceki gün gerçekleştirilen meclis oturumunda planın uygulanabileceği görüşünü savunduğunu hatırlatan Şube Başkanımız Ulaş Çetinkaya, "Adana 2. İdare Mahkemesi, 19 Nisan 2012 tarih, 2011/2272 esas ve 2012/621 nolu kararla 1/25 binlik planları iptal etmiş. Şifai olarak bu bilgilere ulaştık" dedi. İlgili mahkemenin verdiği kararın iyi algılanması gerektiğini kaydeden Çetinkaya, Aldırmaz‘a yanlış bilgi verilmiş olabileceğini söyledi.
"ADANA VEFAT EDECEK"
Sözkonusu planların 2 Kasım 2010‘da ihale edildiğini hatırlatan Çetinkaya, bugüne kadar belediyeden konuyla ilgili net cevap alınamadığını belirtti. Mecliste 2010‘dan bu yana planlamadan bahsedildiğini, bu süre zarfında 1/5 binlik planlardan bazılarının kabul edilip bazılarının reddedildiğini kaydeden Çetinkaya, "Büyükşehir Belediyesi‘nce ilçe belediyelerinden gelen 1/binlik planların bazıları da iptal edilebiliyor. Belediye meclisi kendi görevi dışında 1/binlikleri iptal edebiliyor. 1/5 binlik planların bazıları neden kabul ediliyor ya da bazıları neden reddediliyor? İlçe belediyelerinden gelen 1/binlik planlar neden kabul görmüyor? Bu konularla ilgili belediye başkanvekilinden ve meclisten herhangi bir açıklama gelmiyor" diye konuştu.
Büyükşehir Belediyesi‘nin yasalarla tanımlanmış görevleri olduğunu vurgulayan Çetinkaya, "Aksi halde sürekli kan kaybeden Adana kısa süre sonra vefat edecek" dedi.
Bazı belediye meclis üyelerinin odalara yönelik suçlamalarını da değerlendiren Çetinkaya, "TMMOB, belirli aralıklarla ulaşım çalıştayı ve kent sorunları sempozyumu düzenliyor. Bu çalışmalar Adana‘nın imar, yol, su, ulaşım ve kentsel dönüşüm alanlarını içeriyor. Yaptığımız çalışmalar sonucunda maalesef gördük ki ulaşım konusundaki kavşak çalışmaları dışında hiçbir önerimiz dikkate alınmamış. Sorunlar artarak sürüyor. Şehir Plancıları Odası olarak görev dağılımında yönetim kurulu üyelerimizin etkin çalışmaları için bir değil birden fazla sözcü belirledik. Meclisteki toplantıları mutlaka izliyoruz, kamuoyuna gerekli açıklamaları yapıyoruz. Kenti her yönüyle takip ettiğimizi tüm çevreler biliyor ancak maalesef bir meclis üyemiz çıkıp farklı açıklama yapabiliyor" diye konuştu.
"ŞİMDİKİ DURUM AYTAÇ DURAK‘TAN DAHA KÖTÜ"
Görevden uzaklaştırılan Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak‘ın birçok uygulamasını eleştirdiklerini ancak mevcut yönetimin Durak‘ı aratır olduğunu dile getiren Çetinkaya, şunları söyledi:
"Belediye meclis üyelerinden bazıları kendi işlerini yapacaklarına bizi suçlar hale geldiler. Ortada bir ortak akıl furyası var. Ortak akıl sloganı zaten sayın Aldırmaz‘a özel bir slogan değil. Gaziantep‘te yıllar önce ‘Ortak Akıl Platformu‘ kuruldu ve Gaziantep, sosyal ve okonomik olarak Adana‘dan çok daha ileride. Adana, Mersin ve Hatay‘da önemli planlama sorunları var. Özellikle Adana ve Mersin‘in 1/100 binlik planları yeniden yapılacak. Çünkü bu bölge emperyal güçler tarafından uluslararası boyuta taşınıyor."
"BELEDİYELERİN YETKİSİ KALMADI"
- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘nın kurulması ve Kanun Hükmünde Kararnameler‘le Türkiye‘deki belediyeler tabela belediyeciliğinden öteye gidemeyecek.
Artık belediyelerin yetkisi yok. Belediyeler merkezi idarenin istediğini yapmazsa Ankara kendi dediğini yapacak.
- Bu planlamada da kentsel dönüşümde de böyle olacak. Kentsel dönüşümle ilgili kaynak kullanım yetkisini de merkezi yönetim üstleniyor. Belediyeler artık tabeladan ibaret olacak.
- Plan mevzuatı ve planlama yaklaşımları Adana ölçeğinde çok yetersiz. Belediye başkanlarının iki dudağı arasında planlama olmaz.
- Sorunun çözümü inşaat, finans ve tüketimi canlandırmaya dönük olursa ve üretenin cezalandırıldığı bir fiili durum oluşturulursa telafisi mümkün olmayan yeni sorunlarla karşı karşı kalırız.
- Adana‘daki planlamalarda tarım sektörü, afet risk yönetimi, vatadaş ve kamu çıkarı göz önüne alınmadan hareket ediliyor.
- Kentsel dönüşüm ve afet riski olan bölgelerde vatandaşlar uzun dönemli borçlanmalarla sıkıntıya sokuluyor. Bu durum Türkiye genelinde de yaşanıyor.
- Türkiye ekonomisi büyüdü deniyor ancak dışardan gelen borçlanmalarla büyüyoruz. Büyümede bir sürdürülebilirlik olmalı.
- Adana‘da yatırım yapılacak iş kolu kalmadı. Çünkü bu yönde yapılan bir plan yok. Lokal tadilatlarla plan yapılıyor.
- Kent ekonomisi hızla geriye giderken belediyeler emlak vergilerini ödeyin çağrısı yapıyor. Binlerce dönüm arsa imara kapalı ancak vergiler alınmaya devam ediliyor. Belediyeler aldıkları verginin hakkını vermeli. Hizmet üretmeli.
- Kentsel dönüşüm uygulanırken yapılaşmış bölgelerin yıkılıp yeniden yapılması oldukça maliyet gerektirir ve sosyal dokuya da zarar verir. Toplumun kabul etmediği bir kentsel dönüşümün adı sosyal cinayet olur. Telafisi mümkün olmayan sorunlar oluşturur."
ULUTÜRK: "KATILIMCI VE UZLAŞMACI YÖNETİMDEN UZAKLAŞILIYOR"
Şehir Plancıları Odası Şube Sekreteri Gülcan Ulutürk ise kentsel dönüşümün Türkiye‘de yalnızca afet risklerini azaltmak için değil, birden fazla hedefe hizmet etmek üzere uygulanmak zorunda olduğunu söyledi. Konuya afetler politikası açısından bakılacak olursa Türkiye‘de deprem ve diğer tehlikelere karşı alınması gereken ilk ve tek önlemin de dönüşüm olmadığını vurguladı. Ulutürk, "Uluslararası afetler politikası öncelikle risk azaltma çalışmalarından sorumlu birimlerin tanımlanmasını, sakınım etkinliklerinin programlanmasını, kentsel sakınım planlarının hazırlanmasını, ulusal ve kentsel platformların oluşturulmasını gerekli görmektedir" dedi.
Aksi halde kentsel dönüşüm maliyetlerinin 7 kat artacağını kaydeden Ulutürk, "Katılımcı ve uzlaşmacı yönetimden gittikçe uzaklaşılıyor. Kentsel dönüşüm maalesef ranta dönük çalışma biçimini alıyor. Böyle olursa yaraları saramayız" diye konuştu.
