Etik İlkeler Özlük Hakları
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2009-03-09
Güncellenme Zamanı
2009-03-09 09:45:15
Yayınlayan Birim
MERKEZ

 

KENTLERİ KURAN, YAŞAM ALANLARINI SAVUNAN EMEKÇİ KADINLAR MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDİYOR

 

 

Yoksulluk, kentsel alanda ortaya çıkan sağlıksız çevreler, konut sorunu, kentsel toplumsal hizmetlerin sunumundaki yetersizlikler gibi sorunlar, tüm toplumu etkilemekle birlikte kadınlar bunlardan daha fazla payını almaktadır.

 

Kadınların toplumsal hayatta var olabilmeleri ancak ve ancak kamusal mekanları kullanmalarıyla mümkündür. Unutulmamalıdır ki, toplumları bir arada tutan kamusal mekanların üretimi yerel yönetimlerin en temel görevlerindendir. Kamusal mekanlar, korkmadan, çekinmeden, engellenmeden ve herhangi bir ayrıma maruz bırakılmadan bir araya gelinebilen mekanlar olmalıdır ve kadınlar da burada yerini alabilmelidir. Oysaki bugün kamusal mekanlar yalnızca ticari amaçlarla kullanılmakta olan yerlere dönüştürülmüş ve yerlerini alış-veriş merkezlerine bırakmıştır.

 

Bu tür görevlerini yerine getirmeyen yerel yönetimler, kendi sorumluluklarının bir kısmını da toplumsal yapıdan güç alarak kadının üzerine yıkmaktadır. Kadınların sorumluluğu gibi görülen çocuk, hasta ve yaşlı bakımı aslında ne erkeğin ne de kadının sorumluluğunda değil, toplumun sorumluluğundadır. Kadınların üzerine yıkılan bu tür kamusal hizmetler, kadınların üretkenliğini ve gerek iş yaşamına gerekse de siyasal alana katılımlarını engellemektedir.

 

Kadınların kentsel yaşama dahil olmasında yaşadıkları sorunların ne kadar hayati olduğu açıkken, bu sorunlara yönelik olarak geliştirilen çözümlerde kadının ince, naif, narin ve savunmasız olarak tariflendiği görülmektedir. Önerilen çözümler ise kadınları toplumun diğer kesimlerinden ve özellikle erkeklerden ayıran, korunaklı ve kontrollü sosyallikler üretmekten öteye gitmemektedir. Kamusal mekanların ortadan kaldırılması toplumsal hayatımızı nasıl etkiliyorsa, kadınların sadece kadınların (yani hanımların) kullandıkları lokallere, parklara, spor salonlarına hapsedilmesi de aynı şekilde etkilemektedir. Kimi kesimlerin ürettiği çözümlerde de kadının toplumsal varlığı kentsel mekanlarının düzenlenmesinde topuklu ayakkabı giyilebilen yollar ya da bebek arabaları için çözümlerden ibaret kalmaktadır. Kadının toplumsal ilişkiler içindeki konumuna kısmi, parçacı ve toplumsal gerçeklikten bağımsız bu tür indirgemeci yaklaşımlar kadını korunması gereken narin bir çiçeğe, doğurması ve çocuklarına bakması gereken bir anneye, siyasette bir renge ve ucuz işgücüne dönüştürmekte ve toplum içinde göz ardı edilmesine neden olmaktadır.

 

Engellenmesine rağmen kadınlar siyasi mücadele alanında kendilerini gösterebilmektedir. İstanbul'da Başıbüyük kadınlarının yaptığı gibi, siyasi iradenin rant odaklı yıkıcı kentsel dönüşüm müdahalelerinde, kadınlar evlerini, yaşam alanlarını sermayenin karşısında savunurken en önde yer almaktadır. Ya da Desa işçisi Emine Aslan tek başına "kadın başına" tüm emekçilerin haklarını savunabilmektedir.

 

Kadınlar, insanlığın eşit ve özgür yaşamı için mücadelelerine ne pahasına olursa olsun devam ediyorlar…. Edecekler.

 

Yaşamın her alanında fark gözetmeden insanca yaşama olanak veren bir toplumsal anlayışın yaygınlaşması için 8 Mart'ta alanlardayız.

 

Eşit ve özgür bir dünya için yaşasın emekçi kadınların onurlu mücadelesi.

 

YAŞASIN 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ.

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>