Ankara, 13 Şubat 2009

YAKLAŞAN YEREL SEÇİMLER VE TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI‘NIN KONUMUNA İLİŞKİN BASINA VE KAMUOYUNA DUYURU

29 Mart yerel seçimlerinin yaklaşması ile birlikte pek çok kentin belediye başkan adayları da kesinleşmiş bulunuyor. Bu süreçte Odamız açısından dikkat çekici bir husus; başta Ankara ve İstanbul gibi büyük kentler olmak üzere, Odamız üyesi şehir plancılarının belediye başkanlık ve meclis üyelikleri için aday gösterilmiş olmalarıdır. Odamız üyelerinin bu tür konumlara aday gösterilmiş olmaları sevindirici olmakla birlikte, TMMOB Şehir Plancıları Odası açısından bazı konularda yanlış anlamaların ortadan kaldırılması önemli hale gelmiş bulunmaktadır.

Son yıllarda kentlerimize yapılan gelişigüzel ve plansız müdahalelerin ciddi ve geri dönülmesi zor tahribatlar yarattığı açıktır. Bu olumsuzluklar karşısında kamuoyunun, belediye başkanlarına ve belediye meclis üyelerine yönelen haklı tepkilerinin gerisinde plansız, programsız ve denetimsiz yaptıkları uygulamalar vardır. Bu haklı tepki giderek artan biçimde, belediye başkanlarının ve meclis üyelerinin uzmanlardan oluşması gerektiği yönünde bir anlayışı da güçlendirmektedir.

Bu çerçevede dikkat çekilmesi gereken konu, soruna uzmanlık sahibi siyasetçileri devreye sokarak çözüm bulmanın yetersiz olduğudur. Bugün temel sorun başta şehir plancıları olmak üzere, ‘kentin mesleklerinin' özerk çalışma koşullarının siyasi ve ekonomik çıkar çevreleri karşısında aşınmış olmasıdır. Belediye başkanlarının plan kararları verdiği, uzmanlara danışmadan yapı ve nüfus yoğunluğu belirlediği bir ortamda, belediye başkanları hangi meslek grubundan olursa olsun, kentlerin sağlıklı ve planlı gelişmesi mümkün değildir. Öncelikli yapılması gereken planlama ve diğer uzmanlık alanlarının özerkliğinin tesis edilmesi ve bu alana ekonomik ve siyasi rant çevrelerinin gelişigüzel müdahalelerinin önlenmesidir. Bunun sağlandığı bir durumda, belediye başkanları ya da meclis üyelerinin uzmanlıklarından bağımsız bir biçimde, sağlıklı bir kentsel gelişmenin önü açılmış olacaktır.

Bu çerçevede üzerinde durulması gereken ikinci konu aday gösterilen Odamız üyeleri ile Odamız arasındaki ilişkiye yöneliktir. Odamız, aday gösterilen üyelerimiz de dahil olmak üzere, tüm adaylar karşısında her zaman özen gösterdiği mesafeyi koruyacaktır.  Bu mesafenin korunması önümüzdeki dönemde Odamızın bağımsız çalışma koşullarının sağlanmasının ön şartıdır.

Odamız, kurulduğu günden bugüne kadar, kentlerimizin kamu ve toplum yararı doğrultusunda planlanmasının ve geliştirilmesinin savunucusu ve takipçisi olmuştur. Bu ilke çerçevesinde, Odamız, meslek ve diğer özelliklerine bakmaksızın, seçilen yerel yöneticilere uygulamalarında kamu ve toplum yararı gördüğü ölçüde destek verecek, kamu yararı ilkesinin çiğnendiği her durumda karşılarında olacaktır.

Kamuoyunun bilgisine sunarız.