Etik İlkeler Özlük Hakları
"İSTANBUL BULUŞMALARI" ÜZERİNE BİR TARTIŞMA
HABERLER
Yayına Giriş Tarihi
2009-10-22
Güncellenme Zamanı
2009-10-26 18:12:24
Yayınlayan Birim
MERKEZ

 

"İSTANBUL BULUŞMALARI" ÜZERİNE BİR TARTIŞMA

TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu‘nun, İstanbul Şube‘nin Koordinasyonunda yapılan "İstanbul Buluşmaları" etkinliğine yönelik yaptığı açıklama; İstanbul Şube‘nin yanıtı ve bazı üyelerimizin değerlendirmeleri aşağıda yer almaktadır. Üyelerimizin bilgisine sunarız.

 

Odamız Genel Merkez Yönetim Kurulunun ‘İstanbul Buluşmaları‘ Etkinliğine Yönelik Açıklaması (Üyelere): 

Kentlerimizde son dönemlerde ortaya çıkan olumsuzlukların en önemli kurumsal sorumlularından biri Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) olmuştur. Bu kurumun kentlerde denetimden uzak bir yetkilendirmeyle,  kamu kaynak ve taşınmazlarını kullanarak yarattığı tahribatın büyüklüğü ortadadır. Tam da bu nedenle, TMMOB Şehir Plancıları Odası ve diğer Odaların TOKİ uygulamalarına yönelik açtığı çok sayıda dava bulunmaktadır.

TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar TOKİ projelerine karşı çıkan mağdurlar da dahil olmak üzere çeşitli kesimlere ağır suçlamalar yapmayı alışkanlık haline getirmiş bulunmaktadır. Ne yazık ki bu otoriter-saldırgan tavırlarının son muhatabı TMMOB‘a bağlı Odalar olmuştur. 11-10-2009 tarihli Haber Türk Gazetesi‘nde yayınlanan ve üst düzey bir yöneticiye yakışmayan açıklamasında TOKİ Başkanı, TMMOB‘a bağlı Odaların TOKİ‘ye yönelik açtığı davaların asıl gerekçesinin müteahhitlerden rüşvet almak olduğunu öne sürmüştür. Ekte de bulabileceğiniz bu demeç daha sonra herhangi bir biçimde kendisi tarafından tekzip edilmemiştir.  

TMMOB Şehir Plancıları Odası‘nın TOKi‘ye yönelik açılan davalar konusunda öne çıkan Odalardan biri olduğu gerçeği dikkate alındığında, söz konusu rüşvet iddiasının Odamıza da yönelmiş olduğu açıktır. Bu ağır hakaret ve saldırı karşısında, Odamızın hukukçulardan izlenecek yol konusunda görüş aldığı bir aşamada, İstanbul Şubemizin öncülük ettiği ve Genel Merkezimize  Şubemizce ulaştırılmayan İstanbul Buluşmaları‘nın programı elimize e-posta gruplarından ulaşmıştır. Söz konusu programdan, 19-20 Ekim 2009 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan İstanbul Buluşmaları etkinliğinde, TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar‘ın çerçeve konuşmacı olarak davet edildiği şaşkınlık içinde öğrenilmiş bulunmaktadır. 

Odamıza ve konuyla ilgili diğer TMMOB‘a bağlı Odalara bu derece ağır saldırılar yapıp, rüşvet peşinde koşmakla itham eden TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar‘ın, Odamızın Logo‘su altında yapılan bir etkinlikte, davetli konuşmacı olarak çağrılması ve Odamızın sağladığı zeminde meşruiyet kazandırılması, Odamıza hak etmediği bir sorumluluğu yüklediği kadar, Odamızın saygın geçmişi ve kimliğine de haksızlık anlamına gelmektedir.

Bu konudaki Genel Merkez Yönetim Kurulumuzun yukarıdaki hususları içeren yazılı bir değerlendirmesi İstanbul Şubemize gönderilmiş bulunmaktadır. Ancak söz konusu etkinliğin gerçekleşeceğini ve ortaya çıkan durumun önemini dikkate alan Yönetim Kurulumuz, Odamızı rüşvetçi olmakla itham etmesinin hemen ertesinde TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar‘ın Odamızın bir etkinliğinde ne gerekçeyle olursa olsun konuşturulmasını kabul etmediğini ve bu çerçevede yapılan İstanbul Buluşmaları Etkinliğine desteğinin bulunmadığını sizlerle paylaşma ihtiyacını duymuştur.

Odamız Yönetim Kurulu‘na verilen en önemli görevin Odamızın saygınlığını korumak olduğu düşünüldüğünde, alışılagelmiş süreçlerin dışına çıkan bu açıklamamızın anlayışla karşılanacağına inanıyoruz.

Saygılarımızla bilgilerinize sunarız.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu

 

"İstanbul Buluşmaları" hakkında TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi‘nin açıklaması : 

"Kriz ve İstanbul" temasının farklı yönleriyle ele alındığı İstanbul Buluşmaları‘nın üçüncüsü İstanbul Teknik Üniversitesi‘nin ev sahipliğinde Taşkışla Kampusunda 19-20 Ekim 2009 tarihlerinde gerçekleştirilmiştir. Alanında yetkin uzmanlar, akademisyenler, bürokratlar ve yöneticilerin konuşmalarıyla zenginleşen İstanbul Buluşmaları‘na yüzlerce ilgili katılmıştır.

Her yıl Ekim ayında düzenlenen İstanbul Buluşmaları, İstanbul ve planlamaya ilişkin güncel konuların tüm tarafların katılımıyla ele alınmasını amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, özellikle İstanbul‘un yönetilmesinde rolü bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşları ile meslek ve sivil toplum örgütlerine katılmaları yönünde çağrılar yapılmaktadır. İstanbul Buluşmaları, akademik ve bilimsel çalışmaların sunulduğu bir sempozyum ya da kolokyum olmaktan öte, ilgili kişi, kurum, çevre ve tarafların katılarak, belirlenen konularla ilgili görüş ve duruşlarını ifade ettikleri bir tartışma ve değerlendirme ortamıdır. Dolayısıyla, sorunlar üzerinde farklı yaklaşımları benimseyen kişi ve kuruluşların katılımı esas alınmaktadır.

Nitekim bu İstanbul Buluşmaları da aynı şekilde gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi (TOKİ), İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri başta olmak üzere çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri ile bilim insanları ve uzmanlar davet edilmiştir.

Başakşehir Belediye Başkanı‘nın yanı sıra, TOKİ Başkanı da davetimize uyarak İstanbul Buluşmaları‘na katılmıştır. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı katılacağını bildirdiği halde son anda programında yaşanan bir zorunlu değişiklik nedeniyle katılamamıştır. Bunlara ek olarak, Kartal ve Küçükçekmece Belediye Başkanları da toplantılara izleyici olarak katılmışlardır.

Gerçekleşen katılımlar ve yapılan değerlendirmeler dikkate alındığında, İstanbul Buluşmaları‘nın amacına uygun olarak düzenlendiği sonucuna varılmıştır.

Ancak, toplantıların başlamasından yaklaşık 12 saat önce, Pazar‘ı Pazartesi‘ye bağlayan gece, Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi tarafından bir yazılı açıklama yapılarak, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi başta olmak üzere, İstanbul Buluşmaları‘nı düzenleyen İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi‘nin Şehir ve Bölge Planlama bölümlerinin etkinliğe ilişkin kararlarına karşı yakışıksız ve dayanaksız değerlendirmelere yer verilmiştir. İstanbul Şubemizce şaşkınlık ve esefle karşılanan söz konusu açıklamada, Odamızın da içinde bulunduğu meslek odalarının rüşvet aldığı iddiasını basın yoluyla ifade eden TOKİ Başkanı‘nın İstanbul Buluşmaları‘na neden davet edildiği sorgulanarak, bu katılımın Odamızın saygınlığına zarar verdiği düşüncesi ifade edilmiştir.

Öncelikle ifade edilmelidir ki, İstanbul Buluşmaları‘na davet edilen yönetici ve bürokratların seçiminde uygulamalarının niteliği değil, İstanbul‘un yönetimindeki etkinlikleri dikkate alınmaktadır. TOKİ Başkanı‘nın İstanbul Buluşmaları‘na davet edilmesi de bu kapsamdadır. "Kentlerimizde son dönemlerde ortaya çıkan olumsuzlukların en önemli kurumsal sorumlularından biri TOKİ olduğu" halde TOKİ Başkanı‘nın İstanbul Buluşmaları‘na davet edilmesinin nedeni budur.

Ayrıca meslek kamuoyumuz tarafından bilinmelidir ki, TOKİ‘nin olumsuz uygulamalarına karşı en yoğun Oda çalışmasının gerçekleştirildiği ve bu amaçla davaların açıldığı kentlerden biri de İstanbul‘dur. Sadece TOKİ‘ye değil, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘ne karşı da çok sayıda dava İstanbul Şubemizce açılmakta ve takip edilmektedir.

Bu hukuk mücadelesine rağmen İstanbul Buluşmaları‘nın demokratik tartışma platformunda söz konusu kurumların yetkililerine yer verilmiştir. Sözgelimi, planlama ilkelerine aykırılığı gerekçesiyle İstanbul Şubemizce askı süresi içinde itiraz edilen son imar planının onay kurumu Bayındırlık ve İskân Bakanlığı olduğu halde, Bakanlık Müsteşarı İstanbul Buluşmaları‘na davet edilerek görüş ve yaklaşımlarımızın karşılıklı tartışılması amaçlanmıştır. Yine aynı şekilde, onayladığı imar planlarına karşı çok sayıda dava açtığımız İstanbul Büyükşehir Belediyesi‘nin bir yetkilisi de İstanbul Buluşmaları‘nın konuşmacıları arasında yer almış ve görüşlerini katılımcılarla paylaşmıştır.

Açılan davalar ve kamuoyunda gösterilen tepkiler dikkate alındığında, TOKİ Başkanı‘nın 11 Ekim 2009 tarihli Habertürk Gazetesi‘nde yer alan ve odalarımızı rüşvet almakla itham eden açıklamalarının doğrudan muhataplarından birinin de İstanbul Şubemiz olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim aynı tarihli gazetelerde Başbakan‘ın "Galataport‘u engelleyenler" ve "Üçüncü Köprüye karşı olanlar" şeklinde tanımladığı ve "onlara yazıklar olsun" dediği gruplar arasında da İstanbul Şubemizin yer aldığı açıkça ortadadır.

İstanbul Şubemiz, Şehir Plancıları Odası‘nın kurumsal saygınlığının bağımsız bir meslek örgütü olmaktan geçtiğini bilmekte ve uygulamalarında bu ilkeyi gözetmektedir. Başbakan ve TOKİ Başkanı‘nın açıklamalarındaki sert ifadeler, bağımsız meslek örgütlerinin bilimsel meşruiyete dayalı faaliyetlerinin kamuoyundaki etkinliğinden kaynaklanmaktadır. "Galataport" ve "Üçüncü Köprü" ile ilgili yaşananlar bu etkinliğin en açık örneğidir.

Nitekim İstanbul Buluşmaları‘nın açılış konuşmasını yapan İstanbul Şube Başkanımız, Başbakan‘ın basına yansıyan ifadelerini eleştirdikten sonra, meslek odalarımızı zan altında bırakan yakışıksız ifadelerinden duyduğumuz rahatsızlığı da TOKİ Başkanı‘na net bir şekilde aktarmıştır. "Kamuoyunda böyle konuşuluyor" denilerek meslek odalarının "rüşvet istediğinin" iddia edilmesinin kabul edilemez olduğu açılış konuşmasında belirtilmiş ve kurumlar arasında görüş paylaşımına dayalı tartışma ortamlarının önemi üzerinde durulmuştur.

Bu yazılı açıklamayı yapmaktaki amacımız, iki gün süren İstanbul Buluşmaları‘ndaki konuşmaları izleyemeyen meslektaşlarımızın Genel Merkezimiz tarafından yanlış bilgilendirilmesini önlemektir. İstanbul Şubemize Şehir Plancıları Odası‘nın saygınlığının korunmasını hatırlatmak haddini aşan bir çabadır. İstanbul Şubemizin Odamızın saygınlığını korumada geçmişten bugüne gösterdiği etkinlik tüm üyelerimiz tarafından bilinmekte olup, çalışmalarımızdaki esin kaynağımızı bu bilgi oluşturmaktadır.

TOKİ ve diğer ilgili kurumların yanlış uygulamalarının engellenmesi için çalışma yaparken olduğu gibi, İstanbul Buluşmaları ile ilgili kararlarında da İstanbul Şubemiz ve İstanbul‘daki bölümlerimiz planlama mesleğinin saygınlığını ve esasları ile toplum yararını korumayı ilke edinmektedir.

Bilgilerinize saygılarımızla sunarız.

TMMOB Şehir Plancıları Odası

İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu

 

Doç. Dr. Azime TEZER‘in Odamıza, Üyelerimize dağıtılması talebi ile gönderdiği ileti:

Bu mesaji uyesi oldugum meslek odasinin yonetiminden almis olmaktan  kaygi duydugumu belirtmek isterim. Bunun nedenlerini aciklamak oldukca  anlamsiz kalacaktir, cunku mesajin dikkatle okunmasi sonucunda tum  meslek uyelerini temsil eden oda merkezimizin bu toplanti ile ilgili  yaptigi degerlendirmenin ne derece dar goruslulukle ve yuzeysel bir  gerekce ile yapildigi anlasilacaktir. Istanbul‘da meslek egitimi veren  uc universite ve Sehir Plancilari Odasi Istanbul Subesi  koordinasyonuyla Istanbul‘un gundeminde onem tasiyan konularin  tartisilmasina olanak saglamanin yanisira, bu konularin toplumla  paylasilarak kamuoyu duyarliliginin yayginlasmasini hedefleyen  Istanbul Bulusmalarinin amacinin ve formatinin anlasilamamis olmasi  uzuntu vericidir.

Azime Tezer

 

 

Doç. Dr. H. Tarık ŞENGÜL‘ün Azime TEZER‘in iletisine yanıtı:

Sayin Azime Tezer,
Yonetim Kurulumuzun İstanbul Bulusmalari etkinligine yonelik yaptigi aciklamadan dogan rahatsizliginizi belirten mesajinizi aldik. Acik elestirileriniz icin sagolun. Ancak iletinizde yapmis oldugunuz degerlendirmeler bir kac konuya deginmeyi kacinilmaz hale getirdi.

Meslek odalarina hirsizlik ve rusvetcilik suclamasini gecen hafta yapan TOKİ Baskani‘nin davetli konusmaci olarak subemizin koordinatorlugunu yaptigi bir etkinlikte konusturulmasi bizlere dogru gelmedi. Yonetim Kurulu degerlendirmemizi dar goruslu ve yuzeysel buldugunuzu ifade ediyorsunuz. Bu konuda bir yonuyle hakli olabilirsiniz. Biz gercekten bu hakaretlere karsin, TOKİ baskanini toplantiya cagiran anlayisi ‘genis‘ bulduk. Bunu laf uydu diye soylemedigimi aciklamak isterim.

"Caliyor ama is yapiyor" anlayisinin giderek hegemonik hale getirildigi ve ahlaki degerlerin yerini performansin aldigi bir toplumda, simdi siz de aslinda benzer bir sey soyluyorsunuz; "tamam siz meslek odasi yoneticilerine hirsiz demis olabilir.Bunu hicbir kanit gostermeden ve bunu ihtiyac duymadan yapmis olabilir (ahlak boyutu). Ama gormuyormusunuz burada onemli bir is yapiyoruz,İstanbul‘un sorunlarini tum kesimlerle tartisiyoruz (performans), bu kentte en kritik projeleri uygulayan kurum olan (performans) TOKi‘nin baskanini da bu nedenle cagiriyoruz" diyorsunuz.

Onumuzdeki soru bizler icin su; Bir kurum ne zaman kendisine yonelen mesnetsiz hakaretlere karsi tavir alir? Nerede onurunun korunmasi(ahlak), basarili bir etkinlik gibi kaygilarin (performans) onune gecer. Biz o noktada oldugumuzu dusunduk. Hırsız olmadigimizi dusunduk, Rusvet almadigimizi dusunduk. Gerisini dusunemedik galiba.Cunku dusunecek pek birsey kalmamisti.

Bizlerin yaptigi degerlendirme kadar, sizin iletinizde yaptiginiz degerlendirme de, zaman icinde test edilecektir. Ancak bugun basinda cikan haberler bizlere gosteriyor ki, butun etkinlik gazetelerde, neredeyse tumuyle TOKİ Baskani‘nin performansina indirgenmis durumda.Ne diger insanlarin konusmalari, ne Universiteler ne de Odamiz ortada yok. Bir tek TOKİ ve Baskani. Performans toplumunda baska ne olabilirdi ki. Siz 200.000 konut yapmiyorsunuz ki.

Bu konuda ne derece aldigimiz karardan emin olursak olalim, saygi duydugumuz bir akademisyenin buraya konu olan degerlendirmesinden uzuntu duydugumu belirtmek isterim. Performans temelli anlayisin ve yargilarin hic ummadigimiz yerlere kadar inmis olmasi son derece uzucu.


Saygilarimla.

Tarik Sengul
SPO Yonetim Kurulu Baskani


Not:Bu arada TOKİ Baskani ve Bakanlik Mustesari‘na kadar giden davetin Genel Merkezimize yapilmamasi da, ayri bir konu; TOKİ başkanini etkinligine cagiranlar, kendi genel merkezlerini bu etkinlige davet etmeye gerek duymuyorlarsa ), bence bu da kendi icinde bir anlam tasir.Bununla birlikte, davranisimizin bu konuyla uzaktan yakindan ilgisi yok. Cunku biz gecen yilki etkinlige de cagrilmadik. Ancak bir tavir da almadik.

EK : Genel Merkez bu etkinliğe ilişkin duyuruyu rastlantı olarak etkinlikten önceki gün internet üzerinden öğrenmiştir. Normal işleyis icinde Istanbul Subemizin bu etkinlige iliskin bilgilendirme yazisinin cok daha once gelmesi gerekirdi. Bu saglanmis olsaydi, baska konularda ve normal isleyisinde oldugu gibi, bu konu Genel Merkez-Sube yazismasi biciminde yurutulebilirdi. (Ek kismindaki bu bilgilendirme sayin Tezer‘e gonderilen metinde bulunmamaktadır. Buraya ek olarak konulmasının nedeni sube ile nicin yazisilmadigi yonundeki soruya yanit saglamaktir.)

 

 

Yrd. Doç. Dr. Pelin Pınar ÖZDEN‘in Odamız Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamaya yönelik açık mektubu:

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi Yönetim Kurulu Başkanlığı‘na,

18 Ekim 2009 tarihinde Türkiye‘deki tüm üyelerimize göndermiş olduğunuz ve ana teması İstanbul Şubeyi şikayet olan e-postanızı almış bulunmaktayım.

Öncelikle, bir meslek odası Genel Merkezinin, şubesi ile herhangi bir görüşme yapmadan, bilgi almadan ve sıkıntısını paylaşmadan, Şubesini tüm üyelerine şikayet etmesini yalnızca tek bir sebebe bağlayabiliyorum: Şubeye -herhangi bir sebep bahane ederek- saldırarak, üyeleri karşısında onu zor durumda bırakmak.. Oysaki, sorun her ne olursa olsun, bir Genel Merkezin -hele ki başkanlığını bir "kamu yönetimi uzmanının" yapmakta olduğu- bir genel merkezin, hukukun işaret ettiği yolda, çok daha düzeyli bir üslup ve iletişim yolu seçmiş olması gerekirdi. Tüm genel merkez yönetim kurulunun bu düşünceye sahip olmadığını ve gönderilen e-postadan habersiz olduklarını umarak bu düşüncemi paylaşıyorum.

İkinci olarak, Şubeye yönelik bu haksız saldırının arkasında nasıl bir kin ve düşmanlık olduğunu anlayabilmiş değilim. Şube yönetim kurulu üyelerinin nasıl ve nerede durdukları, durdukları yerin yalnızca aklın, bilimin ve şehircilik öğretisinin bulunduğu nokta olduğunu, tam da bu nedenle oyların büyük bir çoğunluğunu alarak göreve gelmiş olduklarını hatırlatmak isterim. Burada amaç, eğer bu duruş ve bakış açısına sahip bir yönetim yapısını yıpratmak ve zayıflatmak ise, genel merkezin yönetim anlayışının da sorgulanması gerektiğine inanmaktayım. Belki de genel merkez yönetimi, İstanbul‘u tam da Şubemizin bu duruşunun aksine bir yönetim anlayışına teslim etmek istiyor olabilir; bunu da anlayışla karşılarım. Eğer böyle ise, bunun da açık yüreklilikle açıklanması gerektiğini düşünüyorum.

Üçüncüsü, kamu yönetimi uzmanlarının da çok iyi bildiği üzere, demokratikleşme ve özerklik gibi kavramların meslek odalarını da kapsaması gerektiğini düşünenlerdenim. Kenti ilgilendiren her türlü konunun ve sorunun, ilgili tüm kesimlerle tartışılmadan çözüleceğine inanmamaktayım. Bu durum, bazen farklı duruş sergileyen bürokratlarla ya da diğer kesimlerle bir araya gelmeyi gerektirebilir. Bundan rahatsızlık duyulmamalıdır. Farklı zihniyet ve duruşlara gözlerimizi ve kulaklarımızı kapatmamız, onları görmezden gelmemiz, sorunları daha da kaotikleştirmekten başka bir fayda sağlamayacaktır. Bizler meslek insanları ya da odalar olarak ne kadar fark edilmek, dinlemek ve dikkate alınmak istiyorsak, kentlerin diğer aktörleri de –zihniyet ve duruşları ne olursa olsun- bu hakka o derece sahiptirler. Bunun yanı sıra, bazen bu kesimlerin bu paylaşım ortamlarına ne katacağının yanı sıra, onların bu ortamlardan ne kazanımlar sağlayacağı da büyük önem taşımaktadır. Bunun da değerlendirilmesini takdirlerinize bırakıyorum. Eğer bizler gibi düşünmeyenlerle aynı platformlarda olmamız bir tepki ve şikayet sebebi ise, ben de genel başkanımız Tarık Şengül‘ün Melih Gökçek ile aynı ekranda ne işi olduğunu sormak zorunda kalabilirim ve eğer bunu sormuyorsam, bunun cevabını bildiğim içindir; tıpkı, Şubemizi üyelerine şikayet eden genel merkezin de aslında gerçeği bildiği gibi… Özetle Genel Merkezin kendinden olmayanları dışlamak şeklinde dışarıya yansıyan bu görüntüsü, kentsel ve toplumsal sorunların çözümüne katkı sağlamayacağı gibi, kentin aktörleri arasında "ötekileştirme"lere, "dışlama"lara yol açmaktadır. Yani TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi, bugüne dek daima karşısında durduğu bu kavramları, kendi lehine kullanmaktan çekinmemektedir.

Dördüncü bir husus, İstanbul ortamında, Şube yöneticilerimizin her biri, bir yandan son derece zor ve ağır koşullarda çalışırken, diğer yandan da bu zor koşullar altında maddi ve manevi birçok fedakarlıkla yönetim kurulu üyeliği görevini icra etmektedirler. İçine benim de dahil olduğum bu grup, özel hayatlarından, aile hayatlarından ve profesyonel çalışma hayatlarından çaldıkları zamanları, hiçbir takdir beklentileri olmadan TMMOB Şehir Plancıları Odası‘nın ve mesleğinin gelişimi, kentlerimizin daha demokratik, daha sağlıklı, daha yaşanabilir kentler mertebesine ulaştırılması amacıyla kullanmaktadırlar. Böyle bir fedakarlığın karşılığında Genel Merkezce sergilenen bu kasıtlı tutum ve yaklaşım, yönetim kurulu üyelerinin çalışma şevk ve gayretini büyük ölçüde zedelemekte ve hayal kırıklığı yaratmaktadır.

Son olarak, Genel Merkez yönetim kurulunun, Şubenin, İstanbul kentinde eğitim veren üç Şehir ve Bölge Planlama bölümü ile ortak olarak almış olduğu kararları sorgulayarak şikayet etmesinin "Akademi"ye de saldırı niteliği taşımaktadır. Genel merkezin, açıklanması ve anlaşılması güç bu adımı atarken, yalnızca İstanbul‘daki değil, tüm Türkiye‘deki Şehir ve Bölge Planlama Bölümlerinde görev yapan çok değerli öğretim üyelerimiz açısından yansımalarını hesaba katmamış olmaları düşündürücüdür ve ne derece umarsızlıkla hareket ettiklerinin somut bir göstergesidir.

Yalnızca bir yönetim kurulu üyesi kimliğimle değil, aynı zamanda akademisyen kimliğimle de şu tespiti yapmaktayım: TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi bu tavrıyla, tıpkı mevcut devlet yönetimi anlayışında zaman zaman -ve son zamanlarda daha da fazla- izleyip eleştirdiğimiz, bilime, meslek odalarına ve "Akademi"ye saldıran zihniyetin ta kendisini gerçekleştirmiştir. Günümüzdeki süreçte korku devleti olma yolunda hızlı adımlar atarken, bir meslek odasının Genel Merkezinin de bu gidişata katkı sağlamakta oluşundan büyük üzüntü ve endişe duymaktayım. Ben de şahsım adıma, bu derece umarsız, düzeysiz ve sığ bir zihniyetle davranan bir genel merkez yönetim kurulunun hiçbir girişimini desteklemediğimi ve bundan sonra da desteklemeyeceğimi bildiriyor ve sergilemiş oldukları bu davranışı şiddetle kınıyor, protesto ediyorum.

Son bir kez daha TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi‘nin geçmişte, bugün ve gelecekte daima objektif duruşunu koruyacağını, tarafsızlığından ve demokratikliğinden ödün vermeyeceğini ve bu konuda Genel Merkezden aldığı / alacağı herhangi bir tavsiye ya da talimatla ile hareket etmeyeceğini vurguluyorum.

Umuyorum ki, sayın yönetim kurulu üyeleri bu metni objektif bir gözle okuyup değerlendirir ve gelecekteki adımlarına yönelik bazı dersler çıkartabilirler.

Saygılarımla

Yrd. Doç. Dr. Pelin Pınar ÖZDEN

 

 

Nazım AKKOYUN‘un, Yrd. Doç. Dr. Pelin Pınar ÖZDEN‘in www.planlama.org sitesinde yayınlanan yazısına cevabı,

Erdogan Bayraktar‘in sehir plancilarini veya TOKI magdurlarini -ki onlar yoktu salonda (hani demokratigiz ya, hani tum taraflari dinliyoruz ya, bulusuyoruz ya)- dinlemeye cok ihtiyaci oldugu kusku göturmez. Ancak dinlemeyecegini ve sovunu yaptiktan kisa bir sure sonra etkinligi terk edecegini tahmin edebiliyorduk. Buradan hareketle cok ileri göruslu veya zeki oldugum kanaatine vardigim sanilmasin, herkes tahmin ediyordur az cok böyle olacagini.

Peki, sehir plancilarinin Erdogan Bayraktar‘i dinlemeye ne kadar ihtiyaci vardi. Hemen her gun gazetelerden dinledigimiz asilsiz söylemlerini gözumuze bakarak söylemesini mi istiyorduk. Yahu bu gazeteler carpitiyordur, bir adam bu kadar da futursuz olamaz bir de yuzumuze söylesin de görelim miydi amac. Amacin bir tartisma olmadigini da anladik kisa surede Erdogan Bayraktar‘in sunumundan, sonra Mustafa Sönmez‘i de dinledik, herhangi bir söz hakkimiz olmadan ara verildi ve Bayraktar salonu surpriz bir sekilde terk etti. Herhalde Mustafa Sönmez‘in sunumundan cok etkilenip bu isler bana göre degil diyerekten emekliye ayrilmaya karar verdigini dusunelim biz yine iyi niyetle. Geriye bir hafta önce amaclari rusvet diyerek zan altinda biraktigi sehir plancilarinin sormak istedigi sorular kaldi.

Öyle ya TOKI baskani cagdas kentlesmeden, yiktiklari 3000 gecekondudan, yaptiklari sosyal (!) konutlardan, Tepeustu‘nde yiktiklari gecekondularin yerini nasil ranta dönusturduklerind en, Basibuyuk‘ten, Kayabasi‘ndan, övguyle söz ederken, Tepeustu‘nde bir sene icerisinde nasil iki tane plan yaptiklarini, bunu planli kentlesmeyle nasil bagdastirdigini, Bezirganbahce‘de dar gelirliye munasip gördukleri 45 metre karelik dairelerde ortalama 5 cocuklu ailelerin 2 sene icerisinde balkondan duserek ölen kac cocugun oldugunu, daha bir hafta önce Tuzla Aydinli‘daki TOKI konutlarinda foseptik cukuruna dusup can veren cocuktan, hepsiyle anlastik dedigi Ayazmalilarin 2 sene cadirda yasadiklarindan haberi olup olmadigini, sosyal konut diye nitelendirdigi (ki sosyal konutun ne oldugunu bilmedigi ortadayken) konutlarin neden hep kentin dis ceperlerinde oldugunu, Maltepe Basibuyuk mahallesindeki tek yesil alanin TOKI marifetiyle nasil yok edildigini, yine 2 sene icerisinde Bezirganbahce‘deki TOKI konutlarinin nasil dökuldugunden haberi olup olmadigini, depremden sikca bahseden TOKI baskaninin depremle ilgili hangi denetimlerin TOKI konutlarinda uygulandigini, planda hastane ve egitim alani olan Avrupa konutlarinin TOKI planlariyla nasil konut alanina dönustugunu, merkezde yer alan kamusal alanlarin nasil TOKI eliyle satildigini sormayacaktik da niye cagirdik.

Tabi geriye baktigimiz zaman bazi seyler var bize kalan o kadar da degil hani, dun sabah, her gun gazetelerde siritan fotograflari ve futursuz aciklamalariyla görmeye alistigimiz TOKI baskaninin aciklamalarinin yaninda bu defa Sehir Plancilari Odasi ve Universitelerin mesru zemini vardi.
Bir de Sube baskaninin konusmasi vardi akillarda kalan, Basbakanin ‘yaziklar olsun‘ demecini rahatlikla elestirirken Bayraktar‘in "tum sehir plancilarini" hedef alan (sehir plancilari odasi yalnizca yönetim kurullarindan ibaret degildir cunku) rusvetci suclamasina deginirken gösterdigi hassasiyeti görunce, herhalde Erhan bey yaninda oturdugu TOKI baskanindan o sözlerin kendisine ait olmadigina yönelik bir tuyo almisti diye dusunmeye baslamistim. Neydi bu hassasiyet, "Erdogan beye atfen basina yansiyan" sözler, "Erdogan beyin söyledigi seklindeki haberler" gibi cumleler kuruyordu Erhan bey, sanki bu sözler Erdogan Bayraktar‘in sözleri degil ve birazdan cikip inkar edecek. Erhan beyin bu hassasiyetinin karsiliksiz olmadigi da gözlerden kacmadi. Erdogan Bayraktar‘in Erhan bey kursuye cikarken ve inerken hararetli alkislari dikkat cekiciydi. Zaten Erdogan Bayraktar‘in da ne inkar etmeye, ne özur dilemeye niyeti olmadigini görduk. Sagolsunlar bunca isin arasinda –mimari- hatalari oldugunu lutfettiler, bir hafta önce ettikleri sözlere atifta bulunmayi da ihmal etmediler ustelik, sagdan-soldan sikistirilinca oluyor böyle seyler dediler. Ne diyelim Allah razi olsun.

Bugunku aciklamalari okuyunca biz herhalde baska bir etkinlige katildik diye dusundum, 100‘lerce katilimcidan, TOKI baskanina sözlerinden dolayi duydugumuz rahatsizligin net bir sekilde aktarildigindan, bu kesimlerin paylasim ortamina katkisi kadar onlarin bu ortamdan ne kazandigindan (herhalde TOKI baskanindan söz ediliyor), tum kesimlerle tartismak gibi konulardan dem vuruldugunu görunce gercekten suphelenmeye basladim.

 


 

EKLER:

 

TOKİ Başkanı Erdoğan BAYRAKTAR‘ın Meslek Odaları hakkındaki suçlamalarının yer aldığı HaberTürk Gazetesinden yayınlanan 11.10.2009 tarihli haber:

 11.10.2009

HABERTÜRK EKONOMİ

GEL PARİS‘İ DE SEN İNŞA ET

 

"İstanbul Buluşmaları" etkinliğinin basında yansımaları:

 

20.10.2009

AKŞAM

İSTANBUL DEPREMİ 200 MİLYAR DOLARLIK YÜKE YOL AÇACAK

8

20.10.2009

BURSA OLAY

TARTIŞILAN BİNALARA İNCELEME İZNİ YOK

13

20.10.2009

HÜRRİYET

TOKI: 30 MİLYAR LİRALIK İHALE YAPTIK, 20 MİLYAR LİRA KAZANDIK

9

20.10.2009

RADİKAL

‘15 ŞEHİR İNŞA ETTİK‘

1

20.10.2009

SONSÖZ

"BİZ BUGÜNE KADAR 39 KATRİLYON TUTARINDA 3 BİN 500 İHALE YAPTIK"

6

20.10.2009

TÜRKİYE

BİZ İSTİYORUZ Kİ İSTANBUL HALKI YIKILACAK EVLERDE OTURMASIN

5

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>