Etik İlkeler Özlük Hakları
KARADENİZ BÖLGESİNİ SELE TESLİM EDEN, BİLİMİN VE UZMANLARIN SESİNİ DİNLEMEK YERİNE RANTIN SESİNE KULAK VEREN YÖNETİM ZİHNİYETİDİR
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2009-07-31
Güncellenme Zamanı
2009-12-30 10:25:32
Yayınlayan Birim
MERKEZ

 

 

Batman, Bartın, Şavşat ve birçok bölgeden sonra, Doğu Karadeniz Bölgesi de sele teslim oldu. Karadeniz Bölgesi, yoğun yağışları ve bol eğimli arazisiyle geçmişten beri sel ve heyelanla iç içe yaşayan bir coğrafya olagelmiştir. Ancak planla yönlendirilmemiş yoğun kentleşme ve aynı ölçüde planlarla yönlendirilmemiş gelişigüzel altyapı yatırımları, doğa olaylarını insan eliyle inşa edilmiş afetlere dönüştürmüş bulunuyor.

 

Kentsel yerleşmeleri de içine alan sel felaketleri önemli bir gerçeğin altını çizmektedir. Bu tür bir sonucun gerisinde basitçe alt-gelir gruplarının yerleşmeye uygun olmayan alanları işgal etmesi sorunu yoktur. Birçok bölgede belediyeler, taşkın alanlarını, vadileri ve dere yataklarını planlı ya da plansız biçimde gelişmeye açmakta ya da yapılaşma baskılarına boyun eğmektedir. Ancak daha da vahim olanı, birçok büyük yatırımı da içeren biçimde kamu kaynaklarının, sel ve benzeri risklere maruz bölgelere kaygısızca yatırılmasıdır. Diğer bir anlatımla, yağmuru felakete dönüştüren sürecin bir ucunda rant baskılarına boyun eğen, parçası haline gelen yerel yönetimler, diğer ucunda plansızca gerçekleştirilen kamu yatırımları vardır.

 

Şavşat‘ta yıkılan bentlere ilişkin DSİ tarafından yapılan açıklamada, projede öngörülen azami debiden daha yüksek bir debi nedeniyle bentlerin yıkıldığı şeklindeki savunma da bunu doğrular niteliktedir. Bölgenin şartları ve istisnai özellikleri göz önüne alınmadan yapılan altyapı yatırımları nedeniyle, bölgede geçmişten beri yaşanan sel ve heyelan felaketlerinde de en büyük zarar kamu yatırımlarında görülmektedir.

 

Bu akıl dışılığın en somut ve en acı örneği Karadeniz Sahil Yoludur. Kentler ve Karadeniz insanı ile denizin arasına çekilen bir set haline gelen bu yol aynı zamanda doğanın parçaları olan dağları, vadileri ve denizi de birbirinden ayırmış; dolgularla bir set haline gelen yol, yağmur sularının denize deşarj edilmesini engelleyerek, Giresun kentinin sular altında kalmasına neden olmuştur. Ayrıca kentin drenaj kanalları denize dik yapılmışken, bu yolun drenaj kanallarının, bu şebekenin önünü kesecek biçimde T şeklinde yapılmış olması nedeniyle kentin altyapı şebekesi de büyük hasar görmüştür. Yolun kendisinde meydana gelen büyük hasar da bu akıl dışılığın bir sonucudur. Ancak ne yazık ki, bu olayın yükü ve ağırlığı bütün bu akıl dışı durumda en az sorumluluğu bulunan bölge halkına yüklenmiş durumdadır.

 

Başbakan Tayyip Erdoğan, sel felaketinin hemen ardından, 30 Temmuz 2009 tarihinde yaptığı "ulusa sesleniş" konuşmasında, en önemli hizmetlerinden birinin "Karadeniz Sahil Yolu" olduğunu belirtmiştir. Başbakanın, Giresun başta olmak üzere, bölgeyi ziyaret eden bakanlarından, bölge halkının bu hizmet konusunda ne düşündüğünü sormadığı anlaşılmaktadır.

 

Halka ve doğaya rağmen Karadeniz sahiline hançer saplayanlar, afete ve kentsel risklere duyarlı planlamayı göz ardı edenler, hangi kriterlere dayandığı belli olmayan altyapı yatırımlarını gerçekleştirenler; bilimin, aklın ve halkın seline kapılıp gideceklerdir.

 

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>