Etik İlkeler Özlük Hakları
KADINLAR OLARAK YAN YANA OLMAYA VE MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDİYORUZ!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2017-11-25
Güncellenme Zamanı
2017-11-30 11:17:14
Yayınlayan Birim
MERKEZ

Ülkemizin en yakıcı sorunlarından biri olan kadına yönelik şiddet, var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren, güç ve baskı uygulayarak kadınların bedensel veya ruhsal açıdan zarar görmesine neden olan insan hakları ihlalidir. Kamusal ya da özel alanlarda kadınlara fiziksel, duygusal, sosyal, ekonomik ve cinsel anlamda zarar veren ya da verebilecek olan tehdit, baskı, kısıtlama, temel ihtiyaçlarından yoksun ve kendine muhtaç bırakma, zorlama, kontrol altına almaya çalışma, aşağılama, görmezden gelme, özgürlüğün keyfi olarak engellenmesi gibi birçok şekilde görülen cinsiyete dayalı bir eylemdir.

Kadına yönelik şiddet önemli bir toplumsal sorundur. Kadınlar, özel ve kamusal alanlarda sınırlandırılmakta, görülen veya görülmeyen sınırlarla özgürleşmesi engellenmekte, "sınırların ihlali" durumunda erk`ek şiddeti ile taciz, tecavüz, cinayet ile karşılaşmaktadır. Namus, töre, gelenek kavramları ile kadınların hayatları kontrol altına alınmakta, pembe otobüsler, hanım lokalleri vb. ile kamusal alanlardan dışlanmaktadır.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Ülkemizde ortalama 10 kadından dördü erkek şiddetine maruz kalıyorken; 2016 yılında 397 kadın; 2017 yılının ilk on ayında ise 240 kadın erkek şiddeti ile aramızdan ayrılmıştır. Yine verilere göre 2017‘nin ilk 10 ayında erkekler 77 kadına tecavüz etti, 338 kadına şiddet uyguladı, 207 kadını taciz etti, 286 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmuştur. Geçtiğimiz Ekim ayı verilerine göre ise erkekler 31 kadını öldürdü, 13 kadına tecavüz etti,  32 kadına şiddet uyguladı,  17 kadına taciz etti ve 28 kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmuştur.

 

Kadına yönelik şiddetin bu kadar artmasının şaşırtıcı olduğunu veya nedeninin medyadaki görünürlüğünün artması olduğunu asla düşünmüyoruz. Yürütülen kadına yönelik politikalarda sistemli bir geriye gidiş vardır. Eğitim müfredatı toplumsal cinsiyet rollerindeki eşitsizlikleri pekiştirmekte, dini referanslarla kanuni düzenlemeler yapılmakta, kamusal alanlar erkek mekânlarına dönüştürülmekte, toplumsal algıyı oluştururken kadına yönelik şiddet haberleri mağduru "aranmış", faali gizler eril dili olağanlaştırmaktadır. Bu şiddet sarmalında kalan kadın, yaşadığı mekânda kentsel hizmetlerin eşitsiz dağılımı sonucu bir kez daha şiddete uğramaktadır. Kadın kimliğinden dolayı erkeklerle eşit kullanamadığı, erişemediği kamusal alanların güvenli hale getirilmesi yerine pembeleştirilmiş sınırlı kentsel hizmet önerilmesi sorunun çözümünden öte derinleşmesine hizmet etmektedir. Erkekler tarafından içselleştirilmiş ve kadınlara açık veya gizli olarak sınırlandırılmış mekânları kullanırken uğradığı taciz, tecavüz, şiddet gibi vakalarda şiddeti uygulayan erkek bireyin davranışı sorgulanmamakta ya da caydırıcı cezalar verilmemekte, kadının o mekânda, o zaman diliminde ne aradığı, nasıl davrandığı, ne giydiği vb. sorgulanmaktadır.

Kadın derneklerinin ve örgütlerinin itirazlarına rağmen, hiçbir kadın vekilin yasa lehine söz almadığı Müftülük Yasasının (Müftülere nikâh yetkisi verilmesinin)  "isteseniz de istemeseniz de" denilerek Meclis Genel Kurulu`nda kabul edilmesinin hemen ardından hükümetin boşanma sürecinde arabuluculuk uygulamasını hayata geçirmeyi hedeflediklerini açıklaması tesadüfi değildir. Oysaki boşanma süreçleri, kadınların en çok şiddetle karşılaştığı durumdur. 

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi, yetersiz polisiye/güvenlik tedbirlerinin arttırılması ile değil, ekonomik ve toplumsal hayatın eşitlik ilkesi kapsamında düzenlenmesi ile mümkündür. Kadınları eşit ve özgür bireyler olarak görmeyen, onları sadece ailenin bir parçası olarak gören bir zihniyetin bu sorunu da çözemeyeceği ortadadır.

Kadınların ciddi emeklerle, mücadelelerle kazanılmış, İstanbul Sözleşmesi ile güvence altına alınmış haklarının yıpratılmasına, demokrasiden yana olanlar tarafından hiçbir şekilde göz yumulmamalıdır.

Bu nedenlerle, 25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü`nde kadınları birlikte olmaya ve haklarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.   

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası

 

Kadın Komisyonu

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>