İktidarın yıkıcı uygulamalarıyla tüm yaşam alanlarında olduğu gibi tarihi kentlerde de şiddet gittikçe tırmandırılmış ve Diyarbakır`ın tarihi kent dokusu olan Suriçi yerleşmesi 28 Kasım 2015`ten bu yana süregelen çatışmalarla tarihi kent dokusu ve kimliği geri dönülmez yıkım ve tahribatlar almıştır.
Diğer yandan 15 Temmuz`un ardından ilan edilen OHAL rutine bağlanmış bir şekilde her 3 ayda bir mevcut siyasal iktidar tarafından devam ettirilmekle beraber OHAL süresi fırsata dönüştürülerek kentlerdeki talan politikalarının önü açılmaktadır.
Son olarak Diyarbakır İli`nin tarihi Suriçi Yerleşmesinde 187 hektarlık alanda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`nca re ‘sen onaylanan Koruma Amaçlı İmar Planı Değişikliği ile:
• Suriçi`nde geleneksel tarihi dokunun hiçe sayıldığı, tescili yapıların görmezden gelindiği, mevcut plandaki kentsel donatı alanlarının kaldırıldığı, birçok yapının yıkımının öngörüldüğü, Hasırlı Mahallesinde iki adet, Cemal Yılmaz, İskender Paşa, Melik Ahmet ve Ali Paşa mahallelerinde ise birer adet olmak üzere toplamda 6 karakol inşa edileceği; bu karakolların hem ana akslarla olan hem de kendi aralarındaki ulaşım bağlantılarının çok ciddi oranda yol genişletmelerle sağlanacağı ve Suriçi‘nin yıkımlardan sonra bugüne ulaşan dokusunun da zarar görmesine neden olacak ciddi kararlar önerdiği görülmektedir. Söz konusu plan değişikliği ile geliştirilen kararlar mevcut dokunun artık bambaşka bir çehreye dönüşeceğini göstermektedir.
• Söz konusu plan değişikliği ile planlanan ve 8 metre yüksekliğinde duvarlarla çevrilecek olan "Emniyet Hizmet Alanları" ile Suriçi savunma odaklı geliştirilmekte ve bu yaklaşım ile de planlama bir savunma aracına dönüştürmektedir. Söz konusu plan değişikliği ile Suriçinde bulunan eğitim kurumları sağlık alanları, konut ve tescilli yapılar yerine karakolların inşa edilmesi öngörülmekte ve bu savunma odaklı yaklaşım diğer tüm değerleri de göz ardı etmekte ve genel şehircilik ilkelerine, disiplinler arası planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık teşkil etmektedir. Yaptığımız tespitlere göre yeni açılacak yollar ve yapılacak karakol alanları içerisinde 17 adet tescilli yapı, 42 adet korunmaya değer geleneksel yapı olmak üzere toplamda 976 adet yapının plan kararı ile yıkımı öngörülmektedir. Tescilli yapıların korunacağı iddia edilen bu planda, yeni yolların açılacağı ve Emniyet Hizmet Alanlarının kurulmasına ilişkin alınan kararlara rağmen bu yapıların nasıl korunacağı ile ilgili bir açıklama bulunmamaktadır.
• Plan değişikliği açıklama raporu incelendiğinde söz konusu değişikliğin gerekçesinin güvenlik amacıyla yapıldığı açıkça belirtilmiş olup Sur İçinin Dünyaya mal olmuş bir miras alanı olduğu ve kentsel dokuda yapılacak her bir müdahalenin geri dönüşü olmayacak kayıplar yaratacağı tamamen göz ardı edilmiştir. Plan raporu bu özelliği nedeniyle kendi içinde de son derece tutarsızlık göstermektedir. Raporun giriş kısmında kentin değerlerinden söz edilmekte iken, bu değerleri var eden kentliye karşı savunma odaklı işlevler önerilmekte, bu işlevleri yerine getirecek yapıların inşası için kentin özgün değerlerine zarar verilmekte, aynı zamanda da Dünya Miras Listesi‘ne kabul edilmiş bir alanın evrensel niteliklerine aykırı bir yaklaşım gösterilmektedir.
• Suriçi Koruma Amaçlı İmar Planı Değişikliği mahalle sakinleri, hak sahipleri, , kiracılar, mülksüzlerin, bölge halkı, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları gibi sürece dâhil edilmesi gereken kentin bileşenlerinin görüşü alınmadan merkezi bir kararla yapılmıştır. Bu şekilde kısa vadeli politikalarla katılımcı süreçlerden yoksun, merkezden üretilen planlar genel şehircilik mevzuatları kapsamında katılımcı bir şekilde yapılması ilkesine aykırıdır.
• Söz konusu plan değişikliği ile Mevcutta bulunmayan Kentsel Tasarım Projeleri de bu planın eki olarak kabul edilmiştir. Onaylı olmayan ve mevcutta bulunmayan projelerin bu planın eki sayılmasının ne tür bir hesapla gerçekleştirildiği merak edilmektedir.
• Ayrıca yeni plan notları ile getirilen yapılarda" hiçbir durumda duvar, çit, direk yapılamaz ağaç dikilemez" ibaresi Suriçi`nde hane halkının mahremiyet olgusunu hiçe sayarak alanı terk etmelerine zorlayacaktır.
• Plan değişikliği, alanda olağan üstü hal süreci ve sokağa çıkma yasağı devam ederken yoğun güvenlik koşullarının uygulandığı bir süreçte yapılmıştır. Henüz yıkımların sağlıklı bir tespiti ve bu tespitlerin yeterli bir analizi dahi yapılamamıştır. Plan kararları, ciddi hasar görmüş son derece değerli bu alandaki yıkımların ve mevcut durumun somut ve somut olmayan sorunlarının tespitinin ardından alınmalıdır. Dolayısıyla bu süreçte yapılan planlama ve uygulama süreçleri sağlıklı bir plan üretme ve uygulama koşulları barındırmamaktadır. Planlar, olağanüstü güvenlik koşullarının kaldırıldığı yaşamın normalleştiği bir dönemde yapılmalıdır. Olağanüstü güvenlik politikaları üzerine kent-şehir inşasının yapılması kabul edilemez.
Peyzaj Mimarı, Sanat Tarihçisi, Sosyolog imzası da taşıyan, Bakanlığınız tarafından re ‘sen onaylanan bu planda ismi geçen disiplinlerin plan değişiklik kararlarında herhangi bir bilimsel kontrol ve tahdit katkısı görülmemektedir. Kentin çatışma sonrası nüfus yapısındaki niteliksel ve niceliksel büyük dönüşüm, yeni peyzaj nitelikleri ve somut ve somut olmayan kültür varlıklarının yeni durumuna dair en küçük bir bilimsel çalışma veya tespit olmadan koruma imar planının değiştirilmesi bilim ve toplumsal fayda dışıdır.
Suriçi`nin tarihi kent dokusu ve sosyal yaşamına zarar vereceğini düşündüğümüz bu plan uygulamasını durdurmak için bugün Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne itirazımızı verdiğimizi ve her türlü hukuki yollara başvurarak sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.
TMMOB DİYARBAKIR
İL KOORDİNASYON KURULU