Etik İlkeler Özlük Hakları
NE ASKERİ NE MEKÂNSAL DARBE!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2016-08-11
Güncellenme Zamanı
2016-08-11 15:48:12
Yayınlayan Birim
MERKEZ

 11.08.2016, Ankara

 

BASINA VE KAMUOYUNA DUYURULUR

  

NE ASKERİ NE MEKÂNSAL DARBE!

 

ASKERİ ALANLARIN ŞEHİR DIŞINA TAŞINARAK BOŞALTILACAK ALAN VE YAPILARIN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ HUSUSUNDA GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİMİZ

 

15 Temmuz 2016 tarihli darbe girişimi sonrası kapatılan kurum ve kuruluşların mekânları ile sivil yaşama ve demokrasiye tehdit oluşturdukları gerekçesiyle şehir içindeki askeri alanların da şehir dışına taşınacağı yönündeki açıklamalar, kamuoyunun gündemini bir hayli meşgul etmektedir. Boşaltılacak bu alanların ve yapıların Büyükşehir Belediyelerine devredilmesi sonucunda yeni kullanım kararlarının nasıl belirleneceği ise, durumdan kişisel rant çıkartma hevesindeki grupların merakını ve iştahını kabartmaktadır.

İstanbul ve Ankara`dakiler başta olmak üzere, çoğunluğu şehirlerimizin akciğerlerini oluşturan yeşil alanlara sahip okullardan, hastanelerden, cezaevlerinden ve kışlalardan oluşan askeri alanların tamamının şehir dışına taşınmasıyla boşaltılacak büyük yüzölçümlü arazilerin imara açılacağı yönündeki duyumlar, geçmişte yaşanan örnekler ve bazı ünlü müteahhit firmalarının açıklamaları düşünüldüğünde, biz meslek insanları için kentlerimizin yine proje bazlı uygulamalarla tahrip edileceği endişesini yaratmaktadır. Kuşkusuz bu durum, kentlerimizin mevcut problemlerine yenilerinin eklenmesine de neden olacaktır.

Zaman zaman farklı gerekçelerle de olsa benzer tartışmalara konu olan ancak, darbe girişimi sonrasında kesin olarak boşaltılacağı duyurulan askeri alanların, "yeşil alan olarak korunmasının bu büyüklükteki alanlar için mümkün olmadığı" şeklindeki gerçeği yansıtmayan iddialar neticesinde yapılaşmaya açılmasıyla betona kurban edileceği; dolayısıyla ekolojik yapının ve iklim dengesinin iyice bozulacağı yönündeki kaygılarımız hala geçerlidir. Halihazırda kamusal kullanıma kapalı olan, ancak hemen hemen tamamına yakınının kentlerimizdeki ağaç stokuna azımsanmayacak derecede katkı verdiği bilinen bu alanların, toplumsal yarar gözetilmeksizin yine belirli kesimlerin zenginleşmesine hitap edecek dönüşümlerle yeniden planlanacak olması da, önceki uygulamalar hatırlandığında ciddi ve haklı kaygı kaynağı olmaktadır.

Öncelikle bu alanların taşınıp taşınmamasına yönelik alınacak kararın, her kentin özgün durumuna göre bütünlükçü bir ele alışla değerlendirilmesi ve katılımcı süreçlerle belirlenmesi gerekmektedir. Ortak kanaatin taşınması yönünde oluşması halinde ise; mevcut yapılara ek yeni yapılaşma önerilmemesi, tarihi ve mimari değeri olan yapılar ile yeşil alanların korunması, ayrıcalıklı kesimlerin kullanacağı yeni alanlar yaratmak yerine, kentlerimizin ve yaşayanlarının ihtiyaçları doğrultusunda ve en önemlisi, toplumun tamamının kullanabileceği kamusal mekânlar olarak kurgulanması, halihazırda yetersiz olan kentsel ve sosyal donatı standartlarının artırılması hedefiyle hareket edilmesi ve tüm dönüşüm kararlarında toplumsal yararının gözetilmesi, öncelikli beklentilerimiz arasındadır.

Gayrimenkul değeri yüksek kamusal alan niteliğindeki bu alanların ve yapıların, gün be gün açıklamalara konu edildiği haliyle ekonomi temelli, bütünden kopuk parçacıl yaklaşımlarla değil; demokrasinin gerektirdiği şekilde şeffaf süreçlerle ve katılımcı bir anlayışla nasıl değerlendirilebileceği belirlenmelidir. Bu alanların nereye taşınacakları yönünde de belirsizliklerin mevcut olduğu görülmektedir. Kentlerimizin mevcut plan kararlarının yetersizliği ve eksikliği ortada iken, merkezi ve yerel idarenin yürürlükteki plan kararlarına aykırı bir karar üretmesinden veya yeni bir plan sürecinin ve yer seçim kriterlerinin gerekli bilimsel esaslar gözetilmeksizin bir "oldu-bitti" ile belirlenmesinden endişe edilmektedir. Her iki durumda da kentlerimizin sağlıklı ve güvenilir yaşam alanları oluşturmayacağı açıktır. Dahası, iyice etüt edilmeden alınacak taşıma kararlarıyla ileride kentsel alan yayılımının artması da söz konusu olacaktır. Dönüşü imkansız zararlar vermemek adına, her iki durumda da uzun erimli düşünülmesi ve bütüncül planlama perspektifiyle hareket edilmesi gerekliliği ortadadır.

Sivil iradeyi hedef alan askeri darbe girişimi her ne kadar bertaraf edilmişse de, sonrasında alınan güvenlik eksenli kararların, kentlerimize yönelen mekânsal darbeye sebep olmamasını temenni eder; askeri alan ve yapıların taşınmasıyla boşalacak alanların yeniden işlevlendirilmesi sürecinin takipçisi olacağımızı duyururuz. Kentlerimizin ve kentsel yaşamın kurgulanmasında, daima toplumsal yarardan yana olan TMMOB Şehir Plancıları Odası, her zaman olduğu gibi bu konuda da mesleki ve bilimsel her türlü desteği, planlama ile ilgili tüm kurumlarımıza vermeye hazırdır.

Merkezi ve yerel idarecilerimiz ile kamuoyuna saygıyla duyururuz.

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>