İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu (İMO), rektörlük seçimlerinde en yüksek oyu alan Prof. Dr. Raşit Tükel`in İstanbul Üniversitesi`ne rektör olarak atanabilmesi için YÖK`ü ve Cumhurbaşkanını seçim iradesinin gösterdiği doğrultuda hareket etmeye davet etti. TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu`nun da içinde yer aldığı İMOK, konuya ilişkin olarak 17 Mart 2015 tarihinde bir basın toplantısı düzenledi.
Basın açıklamasını ISMMO YK Üyesi ve IMOK sözcüsü Kazım Mermer okudu.
BASINA VE KAMUOYUNA
Türkiye`de üniversiteler, uzun bir süredir siyasi iktidarın dolaylı ya da doğrudan baskısı altında var olma mücadelesi veriyor. Bir yandan kadrolaşma diğer yandan piyasalaşma yönündeki dayatmalar, üniversitenin özerkliğini, bilimsel niteliğini ve iç barışını olumsuz etkiliyor. Akademisyenler ve öğrenciler soruşturmalar ve gözdağı operasyonları ile yıldırılmak isteniyor. Bu gidişata dur diyebilmek üniversite bileşenlerinin olduğu kadar ülkenin demokratik güçlerinin de temel görevidir. İstanbul Üniversitesi`nde 12 Mart tarihinde yapılan rektörlük seçimleri demokratik, katılımcı ve özerk bir üniversite inşa etme iradesinin bir dışavurumu olarak önemli bir dönüm noktasıdır. Bilindiği üzere Haziran 2015 genel seçimlerinde aday olmak için rektörlük görevinden ayrılan Prof. Dr. Yunus Söylet`in yerine kimin rektör olacağını belirleyen seçim, benzer durumda olan birçok üniversitede yaşandığı gibi demokratik ve eşit bir yarışın zeminini tesis etmeden, adeta yangından mal kaçırırcasına gerçekleştirilmiştir. Vekil rektör, bu süreç içinde akademik kurullara katılarak seçim kampanyasını yürütmüş ve elindeki idari gücü rektör seçilmek için kullanmıştır. Aynı zamanda seçimlerin en güçlü adayı olan Raşit Tükel kazansa bile atanamaz denilerek akademisyenlerin iradelerine ipotek konmak istenmiştir. Bu olumsuz şartlara rağmen İstanbul Üniversitesi Demokratik Üniversite Girişimi`nin adayı Prof. Dr. Raşit Tükel 2595 öğretim üyesinin oy kullandığı seçimlerde toplam 1202 oy alarak açık farkla rektör olarak seçilmiştir. Tabandan gelen demokrasi talebi, sandığa yansımış; akademisyenler farklı düzeylerdeki baskılara ve vaatlere aldırış etmeksizin demokratik ve özgürlükçü bir üniversite için iradelerini beyan etmişlerdir. Tükel`in adaylığında olduğu gibi seçim başarısı da farklı yükseköğretim kurumlarından akademisyenlerin ve üniversite bileşenlerinin umudunu ve değişim arzusunu güçlendirmiştir. Bizler YÖK`ü ve Cumhurbaşkanını bu iradenin gösterdiği doğrultuda hareket etmeye davet ediyoruz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet demokratik muhalefet tarafından kendilerine yöneltilen eleştirilere karşı sürekli bir biçimde sandığa işaret etmektedir. Sandığın iradesine saygı duymanın bir demokrasi eşiği olduğunu mütemadiyen dillendirmektedir. Şimdi Cumhurbaşkanı ve YÖK`ün İstanbul Üniversitesinin iradesine saygı duyma zamanıdır. Açık farkla birinci olan Prof. Dr. Raşit Tükel rektör olarak atanmalıdır. Prof. Dr. Raşit Tükel`in İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne atanması, 35 yıldır süren demokratik üniversite arayışında çok önemli bir adımdır ve diğer demokrasi mücadelesi veren kurumlara ilham ve cesaret veren bir özelliğe sahiptir. Bir kez daha hatırlatıyoruz ki; demokratik, özgür, çoğulcu ve özerk bir üniversite inşa etmek adına gerçekleştirilecek dayanışma, tüm politik dinamiklerin, kurulların ve de kurumların birincil sorumluluğudur. Bu sorumluluğun gereğini yerine getirmek, akademik özgürlüklere, toplumsal barışa ve ülkede özlemini çektiğimiz demokrasiye katkı sağlayacaktır.
