Etik İlkeler Özlük Hakları
MESELE "BİR KAÇ AĞAÇ" MESELESİ DEĞİL! ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ, YAŞAMIMIZI, GELECEĞİMİZİ KORUMA MESELESİDİR!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2014-06-05
Güncellenme Zamanı
2015-01-23 17:53:38
Yayınlayan Birim
MERKEZ

  

BASINA VE KAMUOYUNA

 

05.06.2014, Ankara

 

 MESELE "BİR KAÇ AĞAÇ" MESELESİ DEĞİL!

ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ, YAŞAMIMIZI, GELECEĞİMİZİ

KORUMA MESELESİDİR!

 

5 Haziran`ın "Dünya Çevre Günü" ilan edilmesinin üzerinden  yarım asra yakın bir  zaman geçmesine rağmen, ülkemizde ve dünyada uygulanan neo-liberal politikalar; kentleri ve onları içerisine alan doğayı, tüm yer altı ve yerüstü varlıkları ile birlikte meta haline getirerek çevre sorunlarının artarak devam etmesine yol açmış ve "çevre mücadelesini" bir yaşam mücadelesi haline getirmiştir.

Hukuksuzluğun artık bir kural haline geldiği AKP döneminde;

 

  • Ormanlardan meralara, kıyılardan akarsulara, tarım alanlarından yaylalara kadar tüm doğal alanlarımıza ilişkin onlarca mevzuat değişikliği yapılarak kültürümüze, kimliğimize, kamusal alanlarımıza, yapılı ve yapısız çevremize yani yaşam alanlarımıza benzeri görülmemiş bir saldırı sistemli olarak yaygınlaştırılmıştır.
  • Ülke topraklarının tamamında kontrolsüz ve kuralsız bir şekilde madencilik uygulamalarına olanak tanınmış, Sulak Alanlar Yönetmeliğinde yapılan son mevzuat değişikliğiyle sulak alan koruma bölgeleri de madencilik faaliyetlerine açılmıştır.
  • HES uygulamaları ile ülke akarsuları ticarileştirilmiş, doğal yaşam ve ekolojik denge bozulmuştur.
  • Anayasaya ve Milli Parklar Kanununa aykırı olarak Milli Parklar Yönetmeliğinde yapılan değişiklik ile Milli Park Alanları kontrolsüz ve sınırsız yapılaşmaya açılmıştır.
  • Çevre Düzeni Planlarıyla, ülke ve dünya ölçeğinde ekolojik öneme sahip, çevre kirlenmeleri ve bozulmalarına duyarlı toprak ve su alanlarını içeren, sahip olduğu biyolojik çeşitliliğin, doğal varlıkların ve bunlarla ilgili kültürel varlıkların gelecek kuşaklara ulaşmasını sağlamak üzere statü verilen alanlarımız, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi örneğinde görüldüğü üzere, korumak ve gelecek kuşaklara taşımakla yükümlü olan Bakanlık eliyle yok edilmektedir.
  • Dışa bağımlı enerji politikaları sonucu ithal kömüre dayalı termik santraller ve nükleer santraller kurulmak istenmektedir. 
  • Kültürel ve toplumsal belleğimizin ayrılmaz bir parçası olan mahallelerimiz, sokaklarımız, meydanlarımız, parklarımız ve doğal yaşam alanlarımız kapitalizmin kar hırsıyla talan edilmekte ve birer birer yok edilmektedir.
  • Ülke geneline yaygınlaştırılan kentsel dönüşüm projeleri ile kentler kimliklerini kaybederek aynılaştırılmakta ve doğal alanları tahrip eden büyük (mega) projeci yaklaşımlar şuursuzca bir biri ardına uygulamaya sokulmaktadır.
  • Dereleri, akarsuları yapılaşmaya açılan yada dereleri kanalizasyon hattına dönüştürülen kentlerde, mevsimsel yağışlar sel felaketine dönüşmekte ve hayatımızı  tehdit etmektedir.

 

Çevreyi ve doğal varlıkları/alanları, kentimizi, mahallemizi, meydanlarımızı, parklarımızı, sokaklarımızı korumanın özgürlüğümüzü, dayanışmamızı, yaşamamızı yani geleceğimizi koruma olduğunun bilinciyle;

 

Dünya Çevre Gününde;

 

  • Sağlıklı bir çevrede yaşamak için  "yurttaşlık hakkı" ile;
  • Geleceğimizin garantisi olan doğal alanlarımızda kuralsız ve kontrolsüz madencilik ve HES uygulamalarına son verilmesini,
  • Orman alanlarımızın termik santrallere heba edilmemesini,
  • Bilimin, tekniğin, planlamanın bir gereği olarak afete duyarlı yaşam çevrelerinin oluşturulmasını,
  • Kentsel yaşamdan engellerin kaldırılmasını,
  • Kentlerin, doğa ile uyumlu, insan ölçeğinde ve yaşanabilir bir biçimde planlanmasını,
  • Kentlerimizin ve doğal alanlarımızın planlanması ve projelendirilmesi süreçlerine yurttaş katılımını sağlayacak demokratik danışma ve karar süreçlerinin oluşturulmasını,
  • Toplumsal uzlaşmayı, barışı, dayanışmayı yeşerten mahallelerimizin, sokaklarımızın, meydanlarımızın, parklarımızın özgürleşmesini,

 

 

talep ediyor, sermayenin ve iktidarın doğayı, kentlerimizi, yaşam alanlarımızı ticarileştirme yolunda, her türlü hukuksuzluğu/şiddeti/propagandayı kendisine hak gördüğü bir dönemde ormanına, suyuna, tohumuna, mahallesine, parkına, toprağına, havasına, derelerine sahip çıkma mücadelesini sürdürenlerle birlikte yükselteceğimizi tekrar söylüyor,  toprak üzerinde bir rant ve iktidar alanının oluşturulmasını reddediyoruz….

 

Dünya Çevre Günü Kutlu Olsun…

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>