Bilindiği gibi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ODTÜ yerleşkesinin plansızlığı ve birçok binanın ruhsatsızlığını gerekçe göstererek bu kuruma yönelik bir kampanya başlatmış bulunuyor.

Kuşkusuz kentlerimizdeki gelişmelerin planlama ilkelerine bağlı kalması bir zorunluluktur. Bunun sağlanmasından birinci derecede ilgili belediyeler sorumludur. Melih Gökçek bu çıkışını söz konusu alandaki sorumluluklarına bağlamaktadır.

Bununla birlikte, giderek açık hale gelmektedir ki, Melih Gökçek‘in gündemi daha farklıdır. Uzunca bir süredir basın yayın organlarında, ODTÜ‘lü öğretim üyelerinin bilirkişilik yaptığı neredeyse tüm davaların aleyhine sonuçlandığı, bilirkişilerin yanlı davrandığı yönünde çok sayıda yakınma yer almıştır.

23 Temmuz 2008 tarihinde, TGRT Haber Kanalı‘nda yayınlanan ve ODTÜ‘de ruhsatsız binalara yönelik olduğu geniş biçimde duyurulan programda, Melih Gökçek, açık biçimde asıl niyetinin ODTÜ‘deki planlama ve ruhsatlandırma sorunu olmadığını göstermiştir. Programın birinci bölümü bu soruna ayrılırken, ikinci bölüm tümüyle bilirkişiliklerle ilgili rahatsızlıklarına ayrılmış, bu yapılırken de, hukuk sistemimizde bu konuya ilişkin tüm düzenlemeler birer birer çiğnenmiştir.

TMMOB Şehir Plancıları Odası bu konudaki ilgili yasal düzenlemelere aykırı yönleri tespit etmeye ve yanlış bilgilendirmeleri düzeltmeye yönelik olarak aşağıdaki tespitleri kamuoyu ile paylaşma ihtiyacını duymuştur:

1. Atatürk Orman Çiftliği konusunda, ilgili İdare Mahkemesi ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama Bölümü‘nden üç öğretim üyesini bilirkişi olarak re‘esen görevlendirmiştir. Bu tür görevlendirmelerde, görevlendirilen bilirkişiler her ne kadar Üniversite‘den görevlendiriliyorsa da, hazırladıkları raporlar kurumu bağlayıcı nitelikte olmadığı gibi, ilgili kurumun resmi değerlendirmesi olarak değil, belli bir uzmanlıktan kaynaklanan uzman görüşleri olarak sunulurlar. Söz konusu programda, Melih Gökçek bu görüşleri üniversitenin görüşleri gibi sunarak, kurumu bağlayıcı bir niteliğe dönüştürmeye çalışmıştır. Yine belirtmek gerekir ki, mahkemeler bilirkişi kurullarını re‘esen görevlendirme yapmakta, uzmanların bu görevi kabul etmeme gibi bir hakları bulunmamaktadır. Yapılan görev kamusal niteliktedir.

2. Söz konusu programda Melih Gökçek, Atatürk Orman Çiftliği konusunda, bilirkişi görüşlerinden alıntılar yapmış, daha sonra da yine aynı üniversitede yüksek lisans öğrencilerinin yürüttüğü bir çalışmadaki görüşleri, yine ODTÜ‘yü bağlayan görüşlermiş gibi sunarak, bu çalışmadaki AOÇ ile ilgili görüşlerin bilirkişi raporuyla çatıştığını öne sürmüştür. Bu iki farklı görüşü de, ODTÜ‘nün resmi görüşleriymişçesine değerlendirerek, yine çarpıtıcı biçimde, ODTÜ‘nün tutarsızlık içinde olduğunu öne sürmüş ve bilirkişi raporunu etkisiz kılmaya çalışmıştır. Bu tür bir çarpıtma hem ODTÜ‘ye hem de bilirkişilere yönelik bir haksızlıktır. Ankara Büyükşehir Belediyesi‘ni tek kişilik bir yönetim anlayışına indirgeyen Melih Gökçek, bir yandan bilirkişilik kurumunun bağımsız bir kurul olduğunun farkında olmadığını, bir yandan da demokratik ortamlarda farklı görüşlerin bulunabileceğini düşünemediğini bir kez daha göstermiştir.

3. Şu an bilirkişi raporları çerçevesinde AOÇ Planının yürütmesi Büyükşehir Belediyesi aleyhine durdurulmakla birlikte, AOÇ ile ilgili mahkeme süreci devam etmektedir. Yine bilindiği gibi, mahkemelere yansımış bir konuda sürecin gidişini etkileyebilecek nitelikte girişimlerden tarafların kaçınması gerekirken, bu sürecin en temel parçası olan, mahkemenin bilirkişi seçimleri, bilirkişilerin yeterliliği, niyetleri ve yaptıkları çalışmaların niteliğine ilişkin olarak, tek yanlı, yanıltıcı ve çarpıtıcı çabalarda bulunmak ve bunu bir ulusal kanalda yapmak hukuki açıdan bir suç oluşturmaktadır.

4. Söz konusu yayın sırasında, kendisinin de itiraf ettiği gibi, ODTÜ‘nün planlama ve ruhsatlandırma konularındaki durumunu en azından 3-4 yıldır farkında olduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda uzunca süredir harekete geçmeyen Melih Gökçek‘in bilirkişilikler ile ilgili duyduğu rahatsızlıklara denk gelen bir dönemde, bu konuyu gündeme getirmesinin, bir yandan ODTÜ‘yü ve ODTÜ‘den görev yapan bilirkişileri baskı altına almayı amacını taşıdığını, bir yandan da, kamuoyu önünde ODTÜ ile yarattığı suni çelişkiyi derinleştirerek, ilgili mahkemeleri bilirkişi atamalarında, ODTÜ‘nün taraf haline geldiğini düşünmek zorunda bırakmak amacını güttüğünü düşünmek için yeterince neden vardır.

5. Bu konuda gerek yayın öncesi gerekse yayın sırasında, ilgili haber kanalına telefon ile gerekli hatırlatma ve uyarılar yapılmasına karşın, bu tür bir tek taraflılık içinde, mahkemelerimizde devam eden bir davayı etkilemeye çalışarak gerek Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, gerek TGRT Haber vahim bir suç işlemişlerdir.

6. Program sırasında ODTÜ‘de yıkım yapmak gibi bir niyeti olmadığını belirten, Büyükşehir Belediye Başkanı, gerekirse ODTÜ‘de bir tek binayı, ODTÜ Rektörü‘nün konutunu yıkacağını ilan etmiştir. Hatırlatmak isteriz ki, Belediye Başkanlığı seçimle gelinen bir kamu görevidir. Bu türden kişileri hedefleyen, keyfi uygulamalar Belediye Başkanlığı gibi ciddi bir konumun tutumu olamaz.

Özellikle 5187 sayılı Basın Kanunu‘nun 19. maddesine göre gerek Melih Gökçek tarafından yapılan açıklamalar gerekse TGRT haber tarafından yapılan yayın açıkça suç teşkil etmektedir. Benzer biçimde, Türk Ceza Kanunu‘nun 288. maddesine göre de aynı fiil açıkca cezai sorumluluğa tabidir. Bu hususta re‘sen harekete geçme görev ve yetkileri olan Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyoruz.

TMMOB Şehir Plancıları Odası yasal ve idari düzlemlerde konunun izleyicisi olacak ve gerekli girişimlerde bulunacaktır.

Saygılarımızla bilgilerinize sunarız.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu