Ortak değer, ortak sevinç, ortak kaygı ve algıların toplumları bir arada tutan en önemli olgular olduğu bilincinde bir süredir yaşanmakta olan akıl tutulması; tarihimizde yaşanan ve dünya için örnek olmuş ortak toplumsal onur dönemeçlerimizin inkârı noktasına kadar dayanmış durumda.
Küba devrimi dâhil birçok devrime örnek olan, yenilmez sanılan emperyal güçlere karşı duruşun, yoktan var oluşun sevinç ve zafer çığlığıdır 30 Ağustos.
Bağımsızlığını şiar edinmiş, demokratik ve laik bir cumhuriyetin temelleri işte o gün atılmıştı.
Doğal ve kültürel kaynaklarımızın sınırsız sömürüsünün tamamlanması için yeniden cemaatleştirilmek istenen bu güzel toprakların insanları; demokratik, laik yaşam tarzına, ormanından ağacına, denizinden akar suyuna, rant hırsı ve yalanlara karşı çıkışın simgesi olan Gezi ruhuna 1922 yılının 30 Ağustos`unda emperyal sömürüye karşı gösterilen aynı ortak algı ve kaygılarla kaynaklık etti. Bu ülkenin çocukları tıpkı 30 Ağustos‘ta olduğu gibi gene tüm dünyanın hayranlıkla izlediği, halk hareketlerine örnek olan bir destana daha imza attı.
Emperyal güçlerin Orta Doğu planlarının maşasına dönüşerek, ülke kaynaklarını rant hırsıyla yağmalayıp tüketmiş, ekonomik batağa sürüklemiş iktidarın iç ve dış politikadaki başarısızlıklarının üstünü örtmeyi amaçlayan başkalarının savaşlarına sürüklenmeye çalışıldığımız bu günlerde atılan savaş çığlıklarını da 30 Ağustos ruhu ile okumanın gerektiği günleri yaşıyoruz.
Bu 30 Ağustos`u Zaferin Başkomutanının "Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir." sözleri ışığında algılıyor ve 91. yılında unutturulmaya çalışılan ortak onurumuz olan emperyalizme karşı zafer kazanmış bir millet olduğumuz gerçeğini bir kez daha anımsatmakta yarar görüyoruz.
30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu