Etik İlkeler Özlük Hakları
17 AĞUSTOS’U UNUTMADIK, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ...
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2013-08-16
Güncellenme Zamanı
2013-08-16 21:27:57
Yayınlayan Birim
MERKEZ

Bugünden tam 14 yıl önce, 17 Ağustos 1999 tarihinde tüm Türkiye`yi sarsan depremin yarattığı duyarlılık ne yazık ki geçen zaman içinde yitirildi. İki yıl önce Van`da yaşandığı gibi, zaman zaman ülkemizin farklı bir köşesinde yaşanan yeni bir deprem, yaşanacak yeni acıların varlığını hatırlatsa ve yanlışlarımızı yüzümüze vursa da, başta deprem olmak üzere afetlere karşı sakınım önlemleri ne yazık ki bugün de alınmıyor.

Ülke genelinde afetlere yönelik önlemlerin hızla yaşama geçirilmesi gerekirken, başta planlama ve yapılaşma alanında gerekli olan kamusal denetimler olmak üzere, alınması gereken önlemlerden hızla uzaklaşılıyor. Önlemlerin alınması aşamasında deprem hatırlanmazken, kentsel dönüşüm adıyla sürdürülen projelerin önemli bir bölümü de dahil olmak üzere, deprem korkusunun pazarlama aracı olarak kullanımı ise ne yazık ki sürdürülüyor.

Her ne kadar riskli yapıların yenilenmesine yönelik yasal düzenlemeler yapılmış olsa da, tıpkı 1999 öncesinde olduğu gibi ülke genelinde "Fay Hatları"nın "Pay Hatları"na dönüşümü de sürüyor.

14 yıl da geçmiş olsa da, binlerce yurttaşımız yaşamını yitirmiş olsa da, yapılan hatalardan asla ders alınmıyor. Gölcük Depremi sonrasında, depremzedelerin dile getirdiği "Fay hatlarının pay hatlarına dönüştürülmesi" operasyonları hiç çekinmeden sürdürülüyor. Ankara`da İmrahor Vadisi`nde olduğu gibi, yapılaşma dışı tutulması gereken riskli vadi yamaçları çok katlı yapılaşmalara konu edilebilirken, Yalova`da 14 yıl önce yüzlerce yurttaşımıza mezar olan Hacımehmet Ovası örneğinde olduğu gibi, yaşamı riske atacak kat artışı kararları da acımasızca alınabiliyor.

Popülist yaklaşımların, rant ve paylaşım hesaplarının dayattığı kararlar, bir yandan kentlerimizi daha da yaşanılmaz hale getirirken, diğer yandan kentsel alanda afet riskleri daha da büyüyor.

Afet risklerinin en aza indirilmesinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan "sakınım planlaması" Kentleşme Şurası gibi toplantılarda tartışılıp hayata geçirilmez ve sözde kalırken, belediyeler tarafından büyük bölümü "riski yüksek" alanlarda değil, "rantı yüksek" alanlarda sürdürülen "kentsel dönüşüm" uygulamaları tek çözümmüş gibi sunuluyor.

Bir yandan riskli yapıları törenle yıkan ülkemizde, diğer yandan yeni riskli ve sağlıksız kent bölgelerinin oluşumuna göz yumuluyor. Denetimsiz kentleşme ortamının ağır sonuçları ortadayken, rant projelerine karşı takındığı tavır nedeniyle, ne yazık ki meslek odaları da denetim süreçlerinden tümüyle dışlanmaya çalışılıyor.

Ülke genelinde takınılan bu tavrın ve yapılan uygulamaların bir bütün olarak yurttaşlarımızı yaşanacak afetlerden koruması olanaklı olmadığı gibi, yeni 17 Ağustosların gelecekte de yaşanması kaçınılmaz görünüyor.

17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan depremde yaşamını yitiren yurttaşlarımızı bir kez daha özlemle anar ve yakınlarının acısını paylaşırken, yeniden aynı acıların yaşanmaması için, kentleşme süreçlerinde sorumluluğu bulunan tüm kişi ve kurumların aldıkları kararları ve uygulamalarını bir kez daha gözden geçirmesini, rant ve pay hırsından uzak durabilmelerini diliyoruz.

 

17 Ağustos`u unutmadık,unutmayacağız, unutturmayacağız…

 

Necati UYAR

TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>