BASINA VE KAMUOYUNA

Tarihe not düşüyoruz;

Bugünden sonra 29 Mayıs günleri, Fetih değil "Talan ve İşgal Günü" olarak anılacaktır…

Bugün 29 Mayıs, İstanbul`un Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilişinin 560`ıncı yıl dönümü. Bugün aynı zamanda İstanbul Boğazı`na yapılmak istenen üçüncü köprünün temel atma günü. Bugün gerçekleşecek olan tören, İstanbul`un kalan son doğal değerleri olan kuzey ormanlarına, kıyılarına, içme suyu havzalarına karşı başlatılan talan ve işgalin fiili olarak başlangıç günüdür.

3. Boğaz Köprüsü ve bağlantı yolları, İstanbul`un boğazına geçirilmiş idam ipidir.

Bugünden sonra 29 Mayıs tarihi, İstanbul`un fetih günü olmaktan çok, idam ipinin boynuna geçirildiği gün olarak anılacaktır. Tarihte 17 Eylül, Adnan Menderes açısından ne anlam taşıyorsa, bugünden sonra 29 Mayıs İstanbul için aynı anlamı taşıyacak, İstanbul`un boğazının sıkıldığı, nefesinin kesildiği gün olarak anılacaktır.  

Tarihte 6 Mayıs, darağacına gönderilen üç fidan, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan açısından ne anlam taşıyorsa, bugünden sonra 29 Mayıs İstanbul`un kuzey ormanlarındaki kesilecek her fidan için aynı anlamı taşıyacaktır.

Umutsuz değiliz, tarih plan kararlarını hiçe sayan anlayışı mutlak mahkûm edecektir. 

İstanbul`un anayasası olduğu iddia edilen 1/100.000 ölçekli planlarda yer almayan, plan kararları uyarınca korunması öngörülen kuzey ormanlarında ve su havzalarında önlenemez bir talana neden olacak olan 3. Boğaz Köprüsü ve bağlantı yollarının sonuçlarının İstanbul için yıkım ve ölüm olacağı açıktır. Bu talana neden olanları tarih asla affetmeyecek ve mutlak mahkûm edecektir. 

İstanbul Çevre Düzeni Planı, kentsel toprak vurgunu için silah olarak kullanılmıştır.

3. Köprü, bağlantı yolları, 3. Havaalanı, Kanal İstanbul, Karadeniz kıyısında yeni kent kurulması gibi, tümü İstanbul`un Çevre Düzeni Planı`na aykırı olarak alınan kararları verenler ile planı yaptıran ve onaylayanların yakınlığı ve hatta ‘aynılığı`, Çevre Düzeni Planı`nın kentsel toprak vurgunculuğuna araç yapıldığını, vurgunun silahı olarak kullanıldığını göstermektedir.  

Tarihe bir kez daha not düşüyoruz.

Tıpkı ilk ikisinde olduğu gibi, biz bu köprüye de karşıyız…

İstanbul Şubemiz tarafından hazırlanan ve tüm ilgililer ile paylaşılan 3. Köprü raporunda ve 3. Köprü ve bağlantı yollarına karşı açtığımız davalarda altını çizdiğimiz gibi, bugün temeli atılacak olan 3. Köprü öncesinde yapılmış olan, toplu taşımacılık yerine özel araç kullanımını özendiren ilk iki köprü nasıl ki İstanbul`un sorunlarına çözüm üretememiş ve sorunların daha da büyümesine neden olmuşsa, plan kararlarına açıkça aykırı olan bu köprü de sorunları çözmeyecek, İstanbul`un sorunları gelecek yıllarda çığ gibi büyüyecek ve yaygınlaşacak, kentin içecek suyu, soluyacak havası kalmayacaktır.

Bugün köprü temeli atmak için uzanan eller, İstanbul`un kuzey ormanlarına inen baltayı tutan eller olarak, tarihte hak ettikleri yeri alacaktır.

Necati UYAR

TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı