Kırmızı Çizgi, Kentleri Bölen, Emekçisinden Utananların Üzerine Çekilmelidir!
Bu ülkenin başbakanı işsizleri, yoksulu, köylüyü ve gecekonduluyu İstanbul‘da görmek istemiyor; kente göçü önlemek için vize konulması gerektiğini söylüyor.
Başbakanın atadığı TOKİ başkanı, yoksullardan, gecekondulu ve gecekondudan kurtulmadan İstanbul‘un dünya kenti olamayacağını söylüyor; Büyükşehir Belediye Başkanı onaylıyor. Benzer biçimde Ankara‘da havaalanı yolunda yayılan gecekondu alanları "yabancı konuklardan" utanıldığı için yıkılıyor.
Kısaca bu iktidar yoksulu, işsizi, gecekonduluyu, parası olmayanı sevmiyor!
Bu tür bir anlayışın Başıbüyük‘ü içine sindirmesini beklemek saflıktır. Mevcut iktidar kendinden bekleneni yapmaktadır.
TOKİ başkanının mantığına göre; gecekondu alanları bir suç odağı, uyuşturucunun ve yasadışılığın mekanıdır. Başıbüyük Mahallesi‘nin ortasında Başıbüyüklülerin kendi olanakları ile kurdukları yeşil alanı ve anlamını bu bakış açısının anlayamamış olması ve şantiyeye çevirmesi şaşırtıcı değildir.
Yoksulu, gecekonduluyu sevmeyen bu anlayışın, kimleri sevdiğini anlamak için dönüştürmeyi başardıkları alanlara bakmak yeterlidir. Bugün bu alanlarda çok uluslu şirketler, alışveriş ve iş merkezleri, milyon dolarlara satılan korunaklı lüks konut alanları, oteller yükselmektedir.
Başıbüyük‘te başarılı olmaları durumunda aynı kader paylaşılacaktır. Buradan sürülecek Başıbüyüklüler burada yükselecek lüks konut alanlarında inşaat işçisi, bahçıvan, çocuk bakıcısı, temizlikçi, alışveriş merkezlerine kasiyer olarak gelmek durumunda kalacaktır.
Yaratılmak istenen bu toplumsal ucube karşısında kırmızı çizgi çekilmesi gereken gecekondulular, kenti emekçileri değildir; kırmızı çizgi kentleri bölen, emekçisinden utananların üzerine çekilmelidir!
TMMOB Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu