Etik İlkeler Özlük Hakları
BASIN AÇIKLAMASI "ŞEHİR PLANCILARINDAN KENTSEL DÖNÜŞÜM UYARILARI"
HABERLER
Yayına Giriş Tarihi
2012-06-13
Güncellenme Zamanı
2012-06-13 10:23:24
Yayınlayan Birim
ADANA

ŞEHİR PLANCILARINDAN KENTSEL DÖNÜŞÜM UYARILARI

Şehir Plancılar Odası Adana Şube Sekreteri Gülcan Ulutürk, Türkiye‘de deprem ve diğer tehlikelere karşı alınması gereken ilk ve tek önlemine "dönüşüm" olmadığını söyledi

Gülcan Ulutürk, Kentsel Dönüşüm düzenlemesinin birçok hükmünde ötekileştirici uygulamalara kapı açıldığını öne sürdü, "Çok büyük kaynakların denetimsiz olarak kullanma yetkisi merkezi yönetimde. Risk önceliği bulunmayan alanlarda kişilere ait taşınmazlara el koymanın, ne planlamaya uygunluğu, ne de ‘kamu yararı‘na yapıldığı ileri sürülemez." şeklinde konuştu

ADANA- TMMOB Şehir Plancılar Odası Şube Sekreteri Gülcan Ulutürk, aralarında Adana Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri tarafından da yapılacağı açıklanan "Kentsel Dönüşüm" uygulamaları konusunda uyarılarda bulundu.

Şehir Plancılar Odası Şube Sekreteri Gülcan Ulutürk, yaptığı yazılı açıklamada, "Kentsel Dönüşüm" düzenlemesinin birçok hükmünde ötekileştirici uygulamalara kapı açıldığını öne sürdü. Ulutürk açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

İLK VE TEK ÖNLEM DÖNÜŞÜM DEĞİLDİR

"Kentsel Dönüşüm (Yenileme), Türkiye‘de yalnızca afet risklerini azaltmak için değil, birden fazla hedefe hizmet etmek üzere uygulanmak zorundadır. Konuya afetler politikası açısından bakılacak olursa, Türkiye‘de deprem ve diğer tehlikelere karşı alınması gereken ilk ve tek önlem de "dönüşüm" değildir. Uluslararası afetler politikası, öncelikle risk azaltma çalışmalarından sorumlu birimlerin tanımlanmasını, sakınım etkinliklerinin programlanmasını, kentsel sakınım planlarının hazırlanmasını, ulusal ve kentsel platformların oluşturulmasını gerekli görmektedir. Kentsel yenileme, her iki açıdan da yerel toplulukların sürece doğrudan katılımını zorunlu kılar. Getirilen düzenlemenin en çarpıcı özelliği, bu temel koşula aykırı ve sert bir merkezi yaptırım gücü ile donanmış olmasıdır. Ayrıca yasa metni incelendiğinde, deprem tehlikesinin ‘dönüşüm‘ü zorlamak üzere bahane edildiği endişesi yaratmaktadır. Bu iki durum, düzenlemenin afet kayıplarını azaltma endişesi ile yapılmadığı gerçeğini açığa vurmaktadır.

ÖNCELİKLENDİRME GELİŞTİRİLMELİ

Düzenlemeye göre, ilk adım, yerleşim alanlarında riskli yapıların ve alanların belirlenmesidir. Bunun hangi bilimsel dayanaklara sahip olabileceği kuşkuludur. Bu işlem, Türkiye genelinde ve yerleşmeler özelinde risk önceliklendirme yöntemleri geliştirilmesini gerektirir. Önceliklendirme işlemlerine dayanmaksızın ve katılımlı yöntemlere başvurmaksızın yapılacak girişimler, risklerden bağımsız, gelişigüzel, belki gizil hedeflere hizmet eder nitelikte olacaktır.

Risk önceliği bulunmayan alanlarda kişilere ait taşınmazlara el koymanın, ne planlamaya uygunluğu, ne de ‘kamu yararı‘na yapıldığı ileri sürülemez. Ayrıca, taşınmazlara el koyduktan, yıkım ve projelendirme işlerinden sonra, ilgili kişi ve topluluklarda bir çoğunluk onayı elde etmeye çalışmak, bir katılım yöntemi değildir. Katılım, ancak sürecin en başında bu desteğin aranması ile sağlanır.

Çağdaş yaklaşım, yerel topluluğun kendi kendine bu çoğunluğu oluşturabilmesi için, kamu eliyle özendirici olanaklar yaratmak ve yerel taleplere göre projelendirme destekleri sunmakla sağlanır. Çoğu kez projelerin yarışmalarla elde edilmesi için çaba gösterilir ve başarılı projelerin uygulanması için, bu projeleri üstlenecek yapımcılara ve hane halklarına ucuz kredi olanakları sağlanır. Yerel katılımın sağlandığı ortaklıkların, sürdürülebilir alan yönetimleri oluşturması için bu kuruluşlara ayrıcalıklar ve gelir kaynakları tahsis edilir. Bu yaklaşım, bütünüyle merkezi otorite tarafından yürütülen bir işleyiş değil, piyasada kendiliğinden yürüyebilecek bir sürecin kamu tarafından her yönden desteklendiği bir işleyiştir.

DENETİMSİZLİK VAR

Düzenlemenin kuşku yaratan bir başka yönü de, çok büyük kaynakları denetimsiz olarak kullanma yetkisinin, merkezi yönetimde olmasıdır. Taşınmazlara karşılıksız olarak el koyabilen, bunlara imar verip elden çıkarabilen, acele kamulaştırma yetkileri ile donanmış, yapımcılara kat karşılığı iş yaptırabilen, yıkım ve taşınma maliyetlerini vatandaşa yükleyen, sayısız muaflıklara sahip bir sistemin, uygulamada ayrıca geniş kaynak desteklerine ihtiyacı yoktur. Ne var ki, getirilen düzenleme ile ulusal kaynaklar ve dış destekler Bakanlık kullanımına adanmakta, dahası yerel yönetimlerin bütçelerine doğrudan el konulmaktadır.

ÖTEKİLEŞTİRME VAR

Düzenlemenin endişe yaratan diğer özellikleri, merkezi otoritenin aşırı yetkilerle donatılması, denetim mekanizmalarından uzak tutulması, buna karşılık uygulamalara ilişkin çok sayıda belirsizlik içermesidir. Mevcut köklü yasalar ve kurallar üstün yetkilerle aşılmakta, vatandaşların hak arama yolları tıkanmakta, engelleme girişimlerine karşı katı önlemler alınmaktadır. Düzenleme, çok sayıda hükmünde, özellikle ödüllendirme ve cezalandırma yaptırımlarında, "yapılabilir, edilebilir" tanımları ile ayrıcalıklar yaratarak, ‘ötekileştirici‘ uygulamalara kapı açmaktadır."

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>