Etik İlkeler Özlük Hakları
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2012-03-07
Güncellenme Zamanı
2012-03-07 13:32:29
Yayınlayan Birim
MERKEZ

  

Ankara, 7 Mart 2012

  

BASINA VE KAMUOYUNA

 

TMMOB Şehir Plancıları Odası`nın 2011 yılındaki Dünya Kadınlar günü Basın açıklaması  "8 Mart`ın "Dünya Kadınlar Günü" İlan Edilişinin 101`nci, Cumhuriyetin İlanının 88`inci Yılında Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksinde 134 Ülke Arasında 126. Sıraya Düşmüş Ülkemizde Kadın Olmak" diye başlamıştı.

 

2011 verilerinin ilanıyla iktidar sıralarından sevinç çığlıkları geldi. Müjde artık 134 ülke arasında 122.sıradayız. Türkiye`nin daha da alt sıralarda yer almasını engelleyen en önemli gösterge ise 137 ülke arasında 20. Sırada olduğumuz, Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte edindiğimiz kazanımlar arasında yer alan; kadın erkek ücret eşitliği.

 

Cumhuriyetin kazanımlarının teker teker ortadan kaldırılmakta olduğu ortamın doğal sonucu; Resmi kayıtlara göre, kadın cinayetleri, bir başka ifadeyle "namus cinayetleri"  sayısı son 7 yılda yüzde 1400 arttı.  Her dört kadından birinin fiziksel, ekonomik, ruhsal, sosyal ve cinsel şiddet mağduru olduğu bir ülke haline gelen ülkemizde  İktidar, tüm dünyanın dikkatini çeken bu olumsuz gelişmelerin yarattığı uluslararası baskılar karşısında 20 Aralık 1993 tarihinde BM Genel Kurulunda kabul edilen Kadınlara Yönelik Şiddetin önlenmesini amaçlayan uluslararası sözleşmeyi 11 Mayıs 2011 tarihinde kabul etti. Bu uluslararası sözleşmenin gereği olarak hazırlanan ve İktidar tarafından 8 Mart öncesi kanunlaştırılmaya çalışılan "Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Yasası Taslağı" kadın örgütleri tarafından birçok alandaki yetersizliği nedeniyle şiddetle eleştirilmektedir.

 

Kadınların inkâr edilemez boyutlarda toplum dışına itilmekte olduğu, şiddete ve hatta cinayetlere kurban edildiği resmi kayıtlarla kanıtlanırken,  "Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı" çerçevesinde kısıtlı da olsa kadınlar üstünde kamusal korumayı çağrıştıran bakanlık ta kaldırılarak, "Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı" na dönüştürülmüş ve kadın, birey olarak değil, aile içindeki konumu dolayımı ile varlık kazanabildiği dünden çok daha geri bir statüye düşürülmüş durumdadır.

 

Bir yandan "Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi Yasası" hazırlıkları ile İktidar kadınlara pozitif ayırımcılığının dayanılmaz düzeyi ile kamuoyunda göklere çıkarılırken, öte yandan da eğitimde "büyük reform" nidaları arasında 4+4+4 formülü ile toplumumuzda kanayan bir yara olan "çocuk gelinler" kervanının genişletilmesine olanak sağlayacak, Başbakanımızın açık ifadesiyle "dindar ve kindar" yeni nesillerin tohumlarını atmaya hizmet edecek bir eğitim sistemini topluma dayatılmaktadır.  

 

ILO ve BM kabullerine göre 17 yaş olan çocuk işçiliği yaş sınırının zaten resmen 15 olduğu, kayıt dışı çocuk işçilerin 10 yaş civarında çalışma hayatına katıldığı ülkemizde sadece "çocuk gelinler" sorununu değil, aynı zamanda "çocuk emeğinin sömürüsü" anlamındaki "çocuk işçiler"in sayısını da artırmaya yönelik olan bu Eğitim Reformu"nu eleştirmeye cesaret eden her odak şiddetle susturulmaya çalışılmaktayken, bu 8 Mart`ta analarımız, kadınlarımız çocuklarını bekleyen gelecek adına dün olduğundan daha çok kahroluyor, kan ağlıyor.

 

Tecavüz ve tacizin sıradanlaştığı, "namus" adına işlenen cinayetlerin bu denli arttığı, "kadın" kelimesinden tiksinen ve "hanım" ı tercih eden bir görüşün hızla ele geçirdiği kamusal gücü kullanarak toplumun tüm muhalif odaklarını suskunlaştırdığı bir ortamda, artık yeni nesillerin "dindar ve kindar" gençlik olması amacıyla şekillendirilmesi aşamasına geçilmiştir.

 

Cumhuriyetin kazanımlarını teker teker kaybettiğimiz bir ortamda, genç Cumhuriyetin kadın erkek eşitliğini hukuk alanında düzenleyen bakış açısını hatırlamaya bu gün her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyoruz.

 

"İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin. Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?" 1925 (Atatürk‘ün B.N., S. 95)

 

Kadının Cumhuriyetin kazanımlarıyla edindiği hukuksal statünün toplumsal yaşama giderek daha fazla yansıdığı, demokratik hak ve özgürlüklerin genişlediği, toplumsal muhalefetin susturulmak yerine demokrasinin itici gücü kabul edildiği bir toplum düzeninin kazanılmasında kadınlarımıza bu 8 Mart`ta her zamankinden çok daha fazla sorumluluk yüklendiğini hatırlatarak, "102. Dünya Kadınlar Gününü" kutluyor, "zincirlerimizden" başka kaybedecek şeyimizin kalmadığı edilgen konuma hayır demeye, seslerimizi demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin yeniden inşası adına yükseltmeye, toplumsal duyarlılığa sahip her kesimi davet ediyorum.

 

 

Dr. Ümit ÖZCAN

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Genel Sekreteri

 

 

 

 

 

 

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>