Etik İlkeler Özlük Hakları
KENTLER VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2011-10-04
Güncellenme Zamanı
2011-10-04 09:37:49
Yayınlayan Birim
MERKEZ

 

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI

BASIN DUYURUSU  

"İklim Değişikliğinin Olası Sonuçlarını Görmezden Gelmek, Çözümden Uzaklaşmaktır." 

Her yıl Ekim ayının ilk Pazartesi günü, tüm insanlık için temel bir hak olan "yeterli ve sağlıklı" barınma hakkının devletler ve kentler düzeyinde karşılanmasına katkı sağlamak amacıyla, "Dünya Konut Günü" ve "Dünya Habitat Günü" olarak kutlanmaktadır. Her yıl farklı bir tema çerçevesinde kutlanan Dünya Habitat Günü‘nün 2011 yılı teması Birleşmiş Milletler tarafından "Kentler ve İklim Değişikliği" olarak belirlenmiştir.

Birleşmiş Milletler tarafından temaya seçimine ilişkin yapılan değerlendirmede; 21. yüzyılda dünya gelişiminin önündeki en zorlu koşulun iklim değişikliği olduğu belirtilirken, önümüzdeki 10, 20 ve 30 yıllık zaman dilimlerinde kentlerimizin bu koşullara nasıl yanıt vereceğinin de öngörülemediği belirtilmiştir. Bu yıl belirlenen temayla kentlerin geleceğine yönelik ortak sorumluluğun altını çizmeyi hedefleyen Birleşmiş Milletler tarafından, iklim değişikliğinin doğal sonuçlarından biri olan afetlerin en büyük etkisinin kentlerde görülmesinin yanı sıra günümüz kentlerinin de iklim değişikliğinin yaşanmasında büyük paya sahip olduğuna vurgu yapılmıştır.

Yeryüzünde yaşanmaya başlanan iklim değişikliğinin sonuçları kimi zaman uzun süren kuraklıklar, kimi zaman da yaşanan sellerle kendini gösterirken, değişimin olumsuz sonuçları doğal alanların yanı sıra kentsel ve kırsal insan yerleşmelerini de doğrudan etkilemektedir. Kuraklık sonucu içme ve kullanma suyunda yaşanan azalma ve ani yağışlardan kaynaklanan sel baskınları günümüz kentlerinin önemli ve önlem alınması zorunlu sorunları arasında ön sıralarda yer almaktadır.  

Türkiye kentlerinin önemli bir bölümü, yetersiz ve sağlıksız içme suyu altyapısından kaynaklanan nedenlerle bir yandan sıklıkla susuzlukla karşı karşıya kalırken, diğer yandan kaçak ve kayıp oranlarının büyüklüğü nedeniyle dünyanın en müsrif kentleri arasında da yer almaktadır.

Yasal düzenlemelerdeki yetersizlik, kontrolsüz yer altı suyu kullanımı, su şebekelerinde ve depolamada yaşanan sorunlar kentlerimizin yaşamakta olduğu su sorununu giderek daha da büyütmekte, yaşanan dönemsel kuraklıklara karşı dirençsiz hale getirmektedir. Geçtiğimiz yıllarda Ankara‘da yaşanan ve Kızılırmak‘tan kente sağlıksız su verilmesi ile giderilmeye çalışılan dönemde olduğu gibi, yöneticilerin bilim ve teknik dışı tercihleri yaşanan sorunları daha da büyütmektedir.

Sıradan yağışların sellere ve can kayıplarına neden olduğu kentlerimiz, yanlış uygulamalar ve plansızlık nedeniyle risk altındadır ve iklim değişikliğinin sonuçlarına karşı dirençsizdir.

Tüm dünyada "yeterli" ve "sağlıklı" barınma hakkına dikkatlerin çekildiği, kentlerin olası iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarına hazırlanması gerektiğine vurgu yapılırken, Türkiye kentleri büyük riskler taşıdığı halde gerekli önlemler alınması bir yana, yapılan yeni hatalar riskleri büyütmektedir. Yapılaşmaya açılan betonlaştırılan vadiler, dere yatakları; kent içinde üstü kapatılarak sokağa dönüştürülen dereler; yanlış projelendirme ve uygulamalar nedeniyle yağışlarda su kanalına dönüşen sokaklar; dere yataklarına yapılan, altyapısı çözümsüz alt geçitler; dere yatakları ile deniz arasına çekilen yapılaşma ve otoyol setleri, kentlerimizi güvensiz hale getirmektedir.

İklim değişikliğini ve olası sonuçlarını, bu sonuçların günlük yaşama yansımasını görmezden gelmek, gerekli önlemleri almamak, çözümden hızla uzaklaşmak ve çözümsüzlüğe saplanmaktır.

Yaşanan her yağış sonrasında Ankara‘da Büyükşehir Belediyesi‘nin plan kararlarına aykırı, yanlış projelendirilmiş alt geçitlerinde yaşananlar, Karadeniz Sahil Yolu‘nun da etkisiyle, Giresun ve Rize gibi kıyı (!) kentlerinde yaşananlar, bu olumsuz gidişin somut göstergesidir.

Dünya kentlerinin iklim değişikliğinin olası sonuçlarına karşı önlemleri tartıştığı bir ortamda, iklim değişikliği bir yana kentlerimiz yüzyıllardır tekrar eden depremlere, sıradan yağışlara ve kısa süreli dönemsel kuraklıklara karşı dahi dirençsizdir ve sakınma refleksi gelişmemiştir.

Yüzyıllardır gerçekleşen depremlerle onlarca kez yıkılan, her yağışta sel altında kalmaya başlayan kentlerimizde, yaşananlardan ders alınmaz ve sakınım planlaması çalışmaları bir türlü yaşama geçirilmez, olağan doğa olaylarının afete dönüşmesine seyirci kalınırken, iklim değişikliğinin sonuçlarına hazırlıklı olmak düşüncesinin yaşama geçirilmesi çok uzak olasılık gibi görünmektedir.

İklim değişikliğinin sonuçlarına karşı hazırlıksız olan kentlerimizde ve ülke genelinde ısrarla izlenen karayolu ağırlıklı ulaşım politikaları, iklim değişikliğine karşı sahip olduğumuz duyarlılığın düzeyini göstermesi bakımından oldukça vahimdir.  

İklim değişikliğinin yaşanmasında, sera etkisinin oluşmasında önemli paya sahip olan karbondioksit emisyonlarının önemli bir bölümü ulaştırma sektörü kaynaklıdır. Ulaştırma sektörü içinde emisyonların oluşumunda ise karayolu taşımacılığı büyük paya sahiptir. Ülkemiz kentlerinde raylı toplu taşıma sistemlerine, bisiklet ve yaya ağırlıklı düzenlemelere yeterince yer verilmezken, özel araç kullanımını özendiren uygulamalar desteklenmekte, modalaştırılmaktadır.   

Birleşmiş Milletlerin Dünya Habitat Günü için belirlemiş olduğu "Kentler ve İklim Değişikliği" teması, ülkemiz kentleri için sürekli gündem maddesi haline getirilmeli, bir yandan sera etkisinin oluşmasına katkı sağlayan yanlışlardan uzaklaşmaya yönelik adımlar atılırken, diğer yandan iklim değişikliğinin olası sonuçlarına karşı ciddi önlemlerin vakit geçirilmeden alınması sağlanmalıdır. 

  

Necati Uyar

TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>