Etik İlkeler Özlük Hakları
KARADENİZ SAHİL YOLU, HER YAĞIŞIN SELE, HER SELİN FELAKETE DÖNÜŞMESİNİN BAŞLICA NEDENİDİR
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2011-09-27
Güncellenme Zamanı
2011-09-27 09:19:08
Yayınlayan Birim
MERKEZ

 

        Ankara,27 Eylül 2011

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI`NDAN

BASINA VE KAMUOYUNA

 

KARADENİZ SAHİL YOLU, HER YAĞIŞIN SELE,

HER SELİN FELAKETE DÖNÜŞMESİNİN BAŞLICA NEDENİDİR.

 

Gündeme getirildiği ilk günden bu yana, Odamızın yanı sıra başta TMMOB ve diğer ilgili meslek odaları olmak üzere, duyarlı kesimler tarafından, ‘barındırdığı yanlışlar` ve ‘olası riskleri` nedeniyle sürekli eleştirilen ve karşı çıkılan Karadeniz Sahil Yolu, ne yazık ki can ve mal kayıplarına neden olmaya devam etmektedir.

Geçtiğimiz günlerde Rize kent merkezinde yaşanan sel felaketi ve 2009 yılında Giresun kent merkezinde yaşananlar bir arada düşünüldüğünde, Karadeniz Sahil Yolu`nun set oluşturduğu tüm Karadeniz kentlerinde benzer sel baskınlarının yaşanmasının kaçınılmaz hale geldiği görülmektedir. 

Yapılaşması yoğun ve plansız, altyapısı yetersiz, dere yatakları yapılaşmış, dere üstleri kapatılmış, heyelana dayanıksız zemin yapısına sahip Karadeniz kentlerinin önüne aşılmaz bir set çekerek, kentleri baraj gölüne dönüştüren Karadeniz Sahil Yolu`ndan kaynaklı can ve mal kayıplarına her yağışta kaçınılmaz olarak yenileri eklenmektedir.

Bölünmüş karayolu erişiminden kaynaklı ‘geçici` konforun ardına sığınarak Karadeniz Sahil Yolu Projesi`ne övgüler düzen, aklamaya çalışan ve eleştirilere kulak tıkayan ‘sorumlular`, yaşanmaya başlanan felaketler sonrasında ise suskun kalmayı tercih etmektedir. 

Oysaki yapılan itirazları, eleştirileri görmezden gelerek Karadeniz Sahil Yolu`nu kentler ile Karadeniz arasına çeken, Karadeniz kentlerini bir yandan denizden kopartırken, diğer yandan kentleri sel baskınlarına mahkûm hale getirenler yaşanan felaketlerin başlıca sorumlusudur.

Dere yatakları ve vadiler ile deniz arasına girerek, sistemin işlerliğini ortadan kaldırmış olan Karadeniz Sahil Yolu, yoğun yağışlarda yağmur sularının denize deşarjını kaçınılmaz olarak engellemektedir. Karadeniz, kentler, sahil yolu ve dereler bugünkü haliyle yerlerinde kaldıkça, hatalardan vazgeçilerek önlem alınmadıkça, Karadeniz kentleri açısından sel baskınlarından kaynaklı can ve mal kayıpları ‘kader` değil, aymazlığın doğal sonucudur.

Karadeniz Sahil Yolu`nun kent ile Deniz arasından geçtiği tüm kentlerde, zemin katlarda yaşayanların, kentte işyeri sahibi olanların yağmurlu gecelerde uyuması giderek olanaksızlaşmaktadır. Karadeniz Bölgesi gibi yılın büyük bölümünde yağış alan bir coğrafyada bu durum, yaşayan milyonlar için uykusuz gece sayısının geçen her gün daha da artması anlamına gelmektedir. 

Karadeniz Sahil Yolu yerinde durdukça, Karadeniz kentlerinde dere yataklarının yanı sıra sokaklar, parklar, meydanlar ve okullar da büyük risk altındadır. Karadeniz kentlerinde yağmurlu havalarda çocukların okula gönderilmesi de giderek zorlaşacak, okul saatlerinde yaşanan en küçük yağışlar dahi evlerde endişeli bekleyişlere neden olacaktır.   

Bu nedenlerle, hiç zaman kaybetmeden;

·           Sel baskınlarının başlıca nedeninin ‘Karadeniz Sahil Yolu` olduğu kabul edilmeli, Yolun kent içi geçişlerinin alternatifleri hızla projelendirilmeli, kentler ile Karadeniz arasındaki set ortadan kaldırılmalı, yağmur sularının ve kentte yaşayanların Karadeniz`e erişimi kolaylaştırılmalıdır.

·           Kent ile deniz arasına set çeken Karadeniz Sahil Yolu`nun yanı sıra, kent içindeki derelerin üstlerinin kapatılması, çevresinin yapılaşmaya açılması, dere yataklarının betonlaşması can ve mal kayıplarında artmasındaki bir diğer önemli nedendir. Yerel rant baskısına direnemeyen dere yatakları mutlaka özgürleştirilmeli, yapılaşmadan arındırılmalı, üstü kapatılan derelerin açılması için yapılması gereken çalışmalar kısa süre içinde tamamlanmalıdır.

·           Kent içinden geçen dereler üzerinde var olan köprü, menfez vb. alt yapı tesisleri bilimsel veriler temel alınarak yenilenmeli, suyun doğal akışını kolaylaştıracak, engel oluşturmayacak biçimde yapımları sağlanmalıdır.

·           Karadeniz`de yapılan her yeni deniz dolgusunun, gelecekte ortaya çıkması olası bir felaketin ön adımı olduğu bilinciyle hareket edilmeli, denizlere yönelik insan eliyle yapılan müdahalelerin, bölge ekolojisinde ve coğrafyasında zincirleme değişimlere neden olacağı unutulmamalıdır. Başta karayolu için yapılan dolgular olmak üzere, Karadeniz sahilinde sürdürülen tüm dolgu çalışmaları durdurulmalıdır.

·           Son yıllarda sayıları hızla artan HES inşaatları, derelerin doğal yapısında bozulmaya, bitki örtüsünde tahribata neden olmasının yanı sıra, sel baskınlarında suya karışan malzemenin de artmasına neden olmaktadır. Derelerin doğal ortamında bozulmaya neden olan HES uygulamalarına son verilmelidir.

·           Bölgede başta çay üretimi olmak üzere, tercih edilen tarım türü heyelanlara ve önemli toprak kayıplarına neden olmaktadır. Doğal bitki örtüsünde değişime ve tahribata neden olan uygulamalardan, orman açmalarından, çay, fındık vb. yeni tarım alanı oluşturulmasından kaçınılmalıdır.

Karadeniz Sahil Yolu ve yapılan diğer yanlışlar, her yağışı sele, her seli felakete dönüştürmeye başlamıştır. Konu ile ilgili tüm kurumları ve yetkililerini görevlerini yapmaya, can ve mal kayıplarına neden olan yanlışlarından dönmeye çağırıyoruz.

 

Necati UYAR

TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı

 

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>