Etik İlkeler Özlük Hakları
“646 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME, KENTLERİMİZE VURULACAK AĞIR DARBENİN HABERCİSİDİR”
GÜNDEM
Yayına Giriş Tarihi
2011-07-14
Güncellenme Zamanı
2011-07-14 10:02:13
Yayınlayan Birim
MERKEZ

 

Ankara, 14 Temmuz 2011

 

BASINA VE KAMUOYUNA

 

"646 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME,

KENTLERİMİZE VURULACAK AĞIR DARBENİN HABERCİSİDİR"

 

Resmi Gazete‘de 10.07.2011 tarihinde yayımlanan 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 1‘inci maddesinin "c" bendi ile 13/12/1983 tarihli ve 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 13‘üncü maddesinin birinci fıkrasına yapılan ekleme ile ülkemizde plansızlığı planlama politikasına dönüştüren yetki parçalanması yeni bir boyut kazanmıştır.

Yapılan düzenleme ile Maliye Bakanlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğü‘nün yetkileri arasına "Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların imar planlarını yapmak, yaptırmak, tadil etmek ve imar uygulamasını gerçekleştirmek" yetkileri de alınmıştır.

Kamu adına, kişi ve kurum ayrımı yapılmadan eşitlikçi bir yaklaşımla üretilmesi gereken plan kararlarının verilmesinde mülkiyet sahibinin yetkilendirilmesi anlamına gelen bu düzenleme, planlamanın temel ilkelerine açıkça aykırıdır. 

Yapılan düzenleme, planlama yetkilerinde parçalanmanın yanlışlığının sıkça dile getirildiği, Kentleşme Şurası ve Şura sonrası Resmi Gazete‘de yayımlanan ve tüm kurumlar açısından bağlayıcı bir strateji belgesi haline gelen KENTGES kararlarına açıkça aykırı olduğu kadar, bu yanıyla iktidar açısından açık bir çelişkidir.

Çevre ve Bayındırlık Bakanlıklarının birleştirildiği, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı"nın kurulduğu, ülkemizde uzun süredir devam eden üst ölçekli plan onama yetkisi karmaşasının sona ereceğine ilişkin umutların yeşerdiği bir dönemde yapılmış olan bu düzenleme umutlarımızı yeniden karartmıştır.

Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından yapılan, yaptırılan ve tadil edilen planların üç ay içinde ilgili yerel yönetim birimi tarafından onaylanmaması durumunda, onama yetkisinin Milli Emlak Genel Müdürlüğü‘ne geçmesine ilişkin düzenleme, aslen yerel yönetimlere ait olan plan hazırlama ve onama yetkilerine, hazine arazileri yönünden el konulması anlamına gelmektedir.

Düzenleme ile yerel yönetimler baskı altına alınmakta, belediye meclislerinin ve il genel meclislerinin yasadan kaynaklı yetkileri görmezden gelinmekte ve yetkilerine el konulmakta, seçilmiş yerel organlara yönelik merkezi dayatma sistemleştirilmektedir.  

Diğer yandan yapılan düzenleme ile belde belediyelerinin hazine arazileri üzerinde plan yapma/yaptırma ve onama yetkileri tümüyle ortadan kaldırılmış, Belediye Kanunu ve İmar Kanunu hükümlerine aykırı biçimde belde belediyelerinin sınırları içinde hazine arazilerinin planlanması konusunda valilikler yetkilendirilmiştir.

Sayıları 2000‘i aşan ve seçimle gelen belde belediyelerinin yetkilerine tümüyle el konulurken, belde sınırları içinde hazine arazilerine ilişkin tasarrufta bulunma hakkı merkezi idarenin uzantısı olan valiliklere devredilmek istenmekte belde belediyeleri yok sayılmaktadır.  

Kararnamede yapılan bir başka düzenleme ile hazine arazilerine yönelik Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından yapılan planlarda getirilen imar fonksiyonlarının ilgili belediyeler ve valilikler tarafından 5 yıl süre ile değiştirilemeyeceğine yer verilmiş, Yerel yönetimlerin Anayasa‘dan ve yasalardan kaynaklanan yetkileri 5 yıl süre ile kısıtlanmıştır.

Kamu mülklerinin değerinin plan kararlarıyla arttırılması ve oluşturulan değerin satış ve el değiştirme sürecinde korunması mantığına dayanan düzenleme, kentlerde sosyal ve teknik altyapı alanlarının oluşturulabilmesi açısından büyük öneme sahip olan kamu arazilerinin tümüyle elden çıkarılmasının yanı sıra, geçmişte sosyal ve teknik altyapı tesisleri için düzenlenmiş olan alanların da satışa hazırlanması anlamına gelmektedir.

Bu yaklaşım, kısa süre içinde kentlerimizin emlak değeri yükselen bölgelerindeki planlı ya da plansız boş kamu arazilerinin yanı sıra, mülkiyeti Maliye Hazinesi‘ne ait olan tüm tesislerin, okulların, yeşil alanların, sosyal ve kültürel tesislerin, sağlık tesislerinin, spor tesislerinin de planlarının değiştirilerek satılması, kentlerimize altından kalkılamayacak bir büyük darbenin vurulması anlamına gelmektedir.

Atılacak yanlış adımlarla kentlerimize vurulacak böylesi bir darbe, kentlerimizi bugün bulunduğu noktadan çok daha geriye sürükleyecektir.

Bu nedenle, göreve yeni başlamış olan Hükümetimizin, bir önceki Hükümet döneminde gerçekleştirilmiş olan Kentleşme Şurası ve KENTGES kararlarına sahip çıkmasını, kentlerimizi içinden çıkılmaz duruma sürükleyen, plan onama yetkilerinde var olan parçalı yapıya yeni parçalar eklemekten kaçınmasını, var olan çok parçalı yapıyı ortadan kaldıracak adımları atmasını bekliyoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

 

Necati UYAR

TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>