Etik İlkeler Özlük Hakları
8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2011-03-08
Güncellenme Zamanı
2011-03-08 10:36:17
Yayınlayan Birim
MERKEZ


Ankara, 8 Mart 2011

  

BASINA VE KAMUOYUNA

  

8 Mart‘ın "Dünya Kadınlar Günü" İlan Edilişinin 101‘nci, Cumhuriyetin İlanının 88‘inci Yılında Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksinde 134 Ülke Arasında 126. Sıraya Düşmüş Ülkemizde Kadın Olmak

 

101 yıl önce 2. Enternasyonal Toplantısında, tekstil sektöründeki insanlık dışı koşullarda çalışmaya baş kaldıranların direnişinin bastırılması sırasında çıkan yangında ölen 129 kadın işçinin anısına Clara Zetkin, 8 Mart gününün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerdi.

 

Türkiye‘de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" adıyla kutlanmaya başlandı. Kadınların ilk ve öncül "oy hakkı" talebi üstünde yükselen Kadın Hakları talepleri 20 Mart 1930 yerel seçimlerinde Cumhuriyetin önemli kazanımlarından biri olarak hayat buldu. Kadının ülkemizdeki yasal kazanımlarının sosyal yaşama yansımasındaki yetersizliği, cinsiyet ayırımcılığının ortadan kaldırılamayışı biz kadınların evrensel sorunları olmayı sürdürürken, genç Cumhuriyetin kazanımlarının birer birer yitirilişini izlemek Cumhuriyetin 88. yılında acı ve endişe verici boyutlara ulaşmış durumda.

 

Her eve 3 çocuk tavsiyesiyle başlayan kadının sosyal hayatta edinilmiş, bizlerce yetersiz bulunan sınırlarından da daha geriye çekilmesi planı, gündemimizin en önemli alanlarını işgal eder hale gelmiş durumda.

 

88 yıllık Cumhuriyet kazanımlarıyla gelinen noktada sürekli irtifa kaybeden bir ülke olduk. 2010 yılı İnsani Kalkınma Raporu‘nun Küresel Cinsiyet Eşitsizliği endeksinde Türkiye 134 ülke arasında 126. sıraya düşmüş durumda.  1996 yılında Türkiye BM İnsani Kalkınma Raporunda İnsani kalkınmışlık endeks sıralamasında164 ülke arasında 76. sıradayken,  2010 raporunda 169 ülke arasında 83. sırada yer aldı. Basın özgürlüğü sıralamasında 178 ülke arasında ise 138. olduk.

 

Bunlar tarafsız, uluslararası araştırmaların sonuçları.

 

Bir de araştırmalarda değil de gazetelerin sayfalarında okuduklarımız, sokakta yaşadıklarımız var.

 

İnsanlık dışı çalışma koşullarına atıfla başlayan kadın hakları hareketinden tam 101 yıl sonra İstanbul‘da insan taşıma amacına uygun olmayan minibüsle iş yerine taşınırken sele kapılıp, çıkamadıkları için boğularak ölen işçi kadınlarımız için isteselerdi çıkabilirlerdi hükmüne varılarak işveren suçsuz bulundu. 

 

Daha birkaç gün önce 26 kişinin tecavüz ettiği 13 yaşındaki kızımız için isteseydi direnebilirdi kararına varıldı.

 

Kötü yola düşme ihtimali var diye 16 yaşındaki bir kızımızı ise ailesi canlı canlı evin içine gömdü, çocuk toprak altında boğularak öldü.

 

Öz amcasının tecavüz ettiği kızı ağabeyi infaz etti.

 

Sevdiğine kaçıp evlenen kızlarımızın infaz kararları aile meclislerince uygulandı, uygulanıyor.

 

Daha yeni boşandığı ve boşanmak istediği kocasından korunmak için yardım isteyerek polise sığınan kadınlarımız, kocalarına teslim edildi ve kocaları tarafından öldürüldü. ...Bunlar bildiklerimiz, duyduklarımız...

 

Ya duymadıklarımız?  Bilmediklerimiz?

 

Okul yerine artık kuran kurslarına gönderilen kızlarımızın okuryazar oranı dramatik bir biçimde düşüyor. Kadınlar sosyal yaşamdan koparılıp hızla dört duvar arasına hapsediliyor: Bir avuç kadının cesaretli duruşuna karşın, töre cinayetleri toplumca giderek daha da kabul edilir hale geliyor.

 

Nasıl olmasın ki?

 

Koca Prof.  açık saçık giyinmenin tecavüz nedeni olduğunu söylediğinden beri sokaklarda korkuyla dolaşıyoruz. Çirkin solcu kızların öpülerek liberalleştirilmesi önerisi sokaklardaki nefret ve korkuyu daha da arttırdı. Tacizcimiz, sadece liberalleştirmeye çalışıyordum diye sıyrılacak biz nankörlerin şikâyetinden.

 

Kimi kime şikâyet edeceğiz?

 

"Kadın" artık yasak kelime oldu. Kelime seçimi bile günümüzde ayrışmışlık sınırlarını keskinleştiriyor.  Malum "kadın" resmi söylemde artık "hanım" oldu. "Hanım" unvanın hak edilmesi de ayrı bir konu. Başbakanımızın deyişiyle biz "pencere" ye benzeriz, açılırsak her şey başımıza doğal olarak gelir. " Hanım kardeşlerimiz" sıfatına layık olmanın da kuralları var.


101. Dünya Kadınlar Gününde tartışmamız gereken yeni haklar ve eşitlik talepleri yerini edinilmiş hak kırıntılarını, var olan yaşam alanlarını koruma telaşına bırakmış durumda. 101. Dünya Kadınlar Gününde ülkemizde "kadın"ın adı artık gerçekten yok.

 

126. sıradan kısık bir sesle "8 Mart Hanımlar Günümüz hayırlara vesile olsun" diyorum.

 

Duyabildiniz mi?

 

 

Dr. Ümit ÖZCAN

TMMOB Şehir Plancıları Odası

Genel Sekreteri

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>