Etik İlkeler Özlük Hakları
8 KASIM DÜNYA ŞEHİRCİLİK GÜNÜ: KENT HEPİMİZİN, MÜCADELE SÜRÜYOR!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2025-11-08
Güncellenme Zamanı
2025-11-08 10:01:25
Yayınlayan Birim
İZMİR

Arjantin`in ilk şehir planlama profesörü olan Carlos María della Paolera, kent planlamasının insan hayatını iyileştireceğine inanıyordu. Bu hedef için, uzun yıllar Arjantin`de çalıştı. Şehir planlamasını temsil ettiğini düşündüğü bir logo da tasarladı. Logoda, sarı, mavi ve yeşil renkler ile temsil edilen güneş, hava ve doğaya yer vererek, kent planlamasına üzerine titrenmesi gereken öğelere işaret ediyordu.

Ancak, Paolera kent planlaması üzerine düşünürken, İkinci Dünya Savaşı da kapıyı çalmaya başlamıştı. Savaş ile birlikte de, planlamanın yol göstericiliğinde inşa edilmek istenen kentler, büyük bir yıkıma maruz kaldı. Sadece yapılar değildi yıkılan. Kent hayatını oluşturan tüm sosyal ilişkiler de alt üst olmuştu. Her şeyin yeniden kurulması gündemdeydi.

Böylesi bir anda, 1949 yılında, İkinci Dünya Savaşı`nın bitişinden beş yıl sonra, Paolera, yeni bir öneride bulundu. Yeniden yapılanmada, şehir planlaması mutlaka rol almalıydı. Bunun aracı olarak da, toplumun tüm kesimlerinin, özel olarak da kent yaşamının şekillenmesinde doğrudan sorumluluğu olan merkezi ve yerel yöneticilerin, kent planlaması üzerine düşündükleri, plancıların deneyimlerini paylaştıkları ve sonuçlarını tartışacakları bir gün olarak, 8 Kasım, "Dünya Şehircilik Günü" olarak kabul edildi.

"Dünya Şehircilik Günü"nün ilk kutlanmaya başlandığı anın üzerinden geçen 75 yıl boyunca, birçok ülkede, toplantılar yapıldı. Şimdi 76. yılında da, yenileri yapılacak. Odamız tarafından "Değişimin Eşiğinde" temasıyla 49.su düzenlenen "Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu" da Türkiye`de planlama paradigmasının değişimi üzerine tartışmaların yürütüleceği meslektaş buluşmasına zemin sağlamaktadır. 

Yıllardır değişmeyen serbest piyasa mekanizmalarının yarattığı kaos ve karmaşa ile planlamanın uzun süreli, doğayı ve doğanın bir parçası olarak insanı merkeze alan yaklaşımı arasındaki uzlaşmazlık, tartışmaların değişmeyen bir başlığı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kimi zaman piyasayı planlama ile dizginlemek, kimi zaman ise piyasanın hareket alanını planlama ile genişletmek gibi ara formüller de tartışıldı.

Ancak yıllar, bize piyasa ekonomisinin doymak bilmediğini, doğası gereği açgözlü olduğunu, her aracı ve her yaklaşımı kendisine tabi kılmaya çalıştığını, bunu başaramadığı anlarda ise etkisizleştirmeye çalıştığını kesin bir şekilde gösterdi. Artık, yaşadığımız alanların, tüm kentlilerin ortak ihtiyaçlarını karşılamak için değil de, küçük bir azınlığın çıkarlarını azami halde korumak için var olduğu tartışılmaz bir gerçek. Bu nedenle, yaşamımızı sürdürdüğümüz alanlara, "kent" diyebilmenin de sınırlarına gelmiş durumdayız.

İşte bu koşullarda, sadece yapıları değil, sosyal, kültürel, ekonomik ve çevresel bir bütünlüğü anlatan "kent"lerin var olma koşulunu yeniden tartışıyoruz.  

Biliyoruz ki, insanlar mekânları, mekânlar da insanları yeniden şekillendirir.

Bu nedenle, kentlilerin eşitliğini savunan, sürdürülebilir, kapsayıcı, sağlıklı, erişilebilir ve güvenli kentler inşa edebilmemiz için yeni bir başlangıca ihtiyacımız var.

8 Kasım`ı şimdiye kadar, yaygın kullanımı ile "Dünya Şehircilik Günü" olarak anmıştık. Şimdi, kent planlamasının önemine daha çok işaret edebilmek için, diğer adlandırmasına da işaret etmemiz gerekiyor. 8 Kasım, aynı zamanda, "Dünya Kent Planlama Günü"dür. Ve planlama, ancak kamu çıkarları gözetilerek mümkündür. 

Herkes için yaşanabilir kentler planlamak, kamu yararını önceliklendirmek plancılara öğretilen ilk öğretilerdendir ancak küresel ölçekte yaşanan ve etkisini sürdüren neoliberal politikalar kentleri sermayenin odak noktası haline getirmiş, planlamayı araçsallaştırılmıştır. En nihayetinde, bugün, plancıları engelleyici/kısıtlayıcı olarak itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Öyle ki gelinen noktada, başta Tayfun Kahraman olmak üzere birçok Şehir Plancısı görevlerini yerine getirdikleri, kamu yararını savundukları için tutsak edilmiştir. Bu sene 49.su düzenlenen "Dünya Şehircilik Günü Kolokyumu" da son yıllarda Şehir Plancılarına yönelik haksız, hukuksuz tutuklamaların gölgesinde kutlanmaktadır.

Bitirirken hatırlatmak isteriz:

Afetler, iklim, gıda ve yoksulluk gibi çoklu krizler çağında; mesleğimizin kamusal niteliğini, planlama esaslarını, doğayı, kamusal alanları ve meslektaşlarımızın haklarını korumaya, savunmaya devam edeceğiz. 

Planlama sürecinde kamu yararını esas almak, bilimin rehberliğinden vazgeçmemek ve mesleki dayanışmayı güçlendirmek temel sorumluluğumuzdur. Krizlerin derinleştiği, kentlerimizin piyasa baskısı altında kaldığı bu dönemde şehir plancılarının sorumluluğu daha da artmıştır.

Yaşam alanlarımızın sermaye öncelikleriyle değil, toplumsal ihtiyaçlarla planlanması için; adil, güvenli ve yaşanabilir kentler mücadelesinde tüm meslektaşlarımızı yan yana durmaya çağırıyoruz.

8 Kasım Dünya Şehircilik Günü ve Dünya Kent Planlama Günü kutlu olsun!

TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>