MERHABA
Gün açar,
Karın verir yağmurlu toprak.
İncesu Deresi, merhaba.
Saçakta serçeler daha çılgındır,
Bulutlarda kartal,
Daha çalımlı.
Koparır göğsünden bir düğme daha,
Tezkere bekliyen biri.
İncesu Deresi, merhaba
(…)
(Ahmed Arif)
İmrahor`un Doğal ve Mekânsal Anlamı
Ankara, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana çok önemli bir vadiler ve dereler sistemine sahip olan bir kent olagelmiştir. Bunlardan Dikmen, Şirindere ve Büyükesat vadileri akla ilk gelenlerdir. Bu zengin ekosistem bütününün ve yeşil kuşak sisteminin önemli parçalarından biri de İmrahor Vadisidir. İmrahor Vadisi, İncesu Vadisi ile başlayan Eymir ve Mogan göllerini içine alarak, Tuz Gölü`ne kadar uzanan bir vadiler sisteminin önemli bir parçasıdır. İmrahor aynı zamanda doğal bir su havzası ve hava koridorudur. Ankara`nın planlama tarihinde korunması için kararlar üretilen İmrahor Vadisi maalesef uzun yıllar bakımsız bırakılmış ve doğal değerleri korunarak kente kazandırılamamıştır.
Ankara, kuruluş felsefesindeki planlı kentleşme olgusundan hızla uzaklaşmış ve maalesef başkent kimliğini hızla yitirmiş bir kenttir. Uzun yıllardır kentsel saçaklanma problemi yaşayan, yapı ve nüfus yoğunluğu kontrolsüzce büyüyen Başkent, ciddi altyapı sorunlarıyla karşı karşıyadır. Üstelik bu yapılaşma baskısının önemli bir bölümü vadiler, su havzaları, dereler gibi koruma alanlarında yaşanmaktadır. Merkezi ve yerel yönetimlerin, Ankara`nın doğal değerlerini korumak için ulusal/uluslararası ölçekte çalışmalar yapması gerekirken aksine sermayenin talepleri doğrultusunda plan kararları ürettikleri görülmektedir. Yerleşik alanlarda dahi olmayan yüksek yoğunluklu konut bölgeleriyle bu koruma alanları adeta kuşatılmış durumdadır. İmrahor Vadisi de bu durumdan nasibini almış Ankara`nın en önemli doğal koridorlarından biridir.
İmrahor Vadisinde Bugüne Kadar Gerçekleştirilen Projeler
Hâlihazırda uygulaması gerçekleştirilen "Kanal Ankara" projesi, denizi olmayan Ankara`ya boğaz getirme söylemleri ile ilk kez 2011 genel seçimlerinden önce dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından gündeme getirilmiştir. Ayrıca Ankara`nın "çılgın projesi" olarak duyurulan Kanal Ankara, 2014 yerel seçimleri sürecinde Melih Gökçek`in vaatlerinden de birisi olmuştur.
Hakeza etaplar halinde hazırlanan ve ilk etabı tamamlanan Kanal Ankara Projesi`nin 1. Etabı İmrahor Millet Bahçesi projesi olarak hazırlanmıştır. Projenin yapım sürecinin devam ettiği dönemde İmrahor Millet Bahçesi projesinin imar planlarına, ihalesine ve inşaat ruhsatlarına ilişkin hukuki mücadele yürütülmüştür. Kanal Ankara projesi kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı olarak faaliyet yürüten Toplu Konut İdaresi Başkanlığınca (TOKİ) hazırlanan İmrahor Millet Bahçesi projesi kapsamında E:0.06 ve E: 0.02 olmak üzere vadi tabanına beton dökülerek yapay havuz yapılmış olup önemli bir bölümü yine yapılaşmaya konu edilmiştir. Millet kıraathanesi, ibadethane, kütüphane, sergi alanı, el sanatları merkezi, otopark gibi çok farklı kullanımları içeren bu proje, en yakın örneğini Cebeci Millet Bahçesi`nde gördüğümüz gibi yeşil alan miktarını arttırmak bir yana, bunu azaltan, iktidarın ideolojik mekânsal tezahüründen başka bir anlam taşımayan bir projeden ibarettir.
"Yeni Güneypark Kentsel Gelişim ve Dönüşüm Planlama Alanları" olarak bilinen "Güneypark Konutları" alanı da İmrahor Vadisinin batı yamaçlarında yer alan yaklaşık 200 hektarlık bir dönüşüm alanıdır. Mühye 902 parsel ve çevresini de içine alan planlama alanında 27.745 kişilik nüfus öngörüsü vardır. Yine bu alana çok yakın olan ve bu dönüşüm projesi kapsamındaki Sinpaş Altınoran (Marina Ankara ve Başkent Emlak Konutlarıyla birlikte) Konutları, 2010 yılından beri Odamızın mücadele alanlarından biridir. Mahkemenin birçok kez aldığı yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarına rağmen inşaatların devam ettiği ve ruhsatların alındığı bir alandır.
İmrahor Vadisi üzerinde turizm ve ticaret kullanımı ağırlıklı yapılaşmayı öngören imar planlarına karşı farklı zamanlarda açtığımız dava kararlarıyla bazı planlara iptal kararları verilse de maalesef alandaki ciddi yapılaşma baskısı bugünlere kadar devam etmiş, lehimize sonuçlanan mahkeme kararları, mekânda karşılık bulmamıştır.
Vadinin, özgün değerleriyle korunarak yaşatılması, yapılaşmaya olabildiğince konu edilmemesi, yüksek gelirli grupların konut alanları için bir iç bahçeye ve manzara alanına dönüşmemesi ve pazarlık unsuru haline gelmemesi için ortaya bir yerel yönetim iradesi konulması gerekmektedir. Bütün bu süreçlerin tam tersine gelen her belediye başkanı döneminde benzer projeler iktidarın baskısı ve seçim propagandalarıyla bugünlere kadar devam etmiştir.
İmrahor Vadisinin Üst Ölçekli Plan Kullanım Kararı
İmrahor Vadisi, Ankara`nın önemli hava koridorlarından biridir ve birçok canlıya yaşam habitatı niteliği taşımaktadır. Mogan-Eymir gölleri ve Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) birlikte düşünüldüğünde "Mogan-Eymir Sistemi Havza Alanı" nın önemli bir uzantısıdır.
Vadinin yakın çevresinde onaylanan planlar, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planına aykırı nitelik taşımaktadır. Bu planda kullanımı "Ağaçlandırılacak Alan", "Özel Proje Alanı" ve "Özel Proje Bölgesi" olarak tanımlanmış, alanın titizlik ve hassasiyetle korunması gerektiği vurgulanmıştır. Fakat birçok alanda gördüğümüz gibi İmrahor Vadisi de parçacıl plan kararları ve müdahalelere konu olmuştur.
Hâlbuki yerel yönetimlerin şu sorular üzerinde kafa yorması ve anlamlı bir çaba göstermesi dahi başlangıç adımı için yeterlidir:
- Azalan yeraltı (taban) suyu varlığının korunması için ne yapılabilir?
- Yakın çevresindeki yapılaşma Vadiyi ve Eymir`i ne kadar olumsuz etkilemiştir? Bununla ilgili bir çalışma yapılmış mıdır? Hava kirliliği de dâhil olmak üzere diğer kirlilik ve risklere ilişkin ölçümler, denetimler var mıdır?
- Katılımcı bir süreç dahilinde üniversiteler, sivil toplum ve meslek örgütleri ile alanın hassasiyetleri göz önünde bulundurularak çok paydaşlı ve uzun erimli planlama çalışmaları yürütülebilir mi?
- Olası bir afet (sel, taşkın alanı vb.) durumunda yapılacaklarla ilgili acil durum eylem planları yapılmış mıdır? Vadi ile yakın ilişki içinde olan İncesu, Kolej, Kurtuluş ve Sıhhiye semtlerinin sel tehdidi ile ilgili bir çalışma yapılmış mıdır?
gibi arttırabilecek bir dizi başlıkla ilgili çalışmalar yapılmalı, alana ilişkin katılımcı süreçlerle farkındalık geliştirilmelidir. Bilimsel çalışmalarla ortaya konduğu üzere Vadiyi korumaya yönelik gerekli politika ve stratejiler ciddiyetle ortaya konmazsa 10-15 sene içinde ortada pazarlama unsuru yapılacak bir Eymir Gölü de, su havzası ve havalandırma koridoru niteliğinde bir vadi de yok olup gidecek, ‘merhaba` denilebilecek bir İncesu Deresi de kalmayacaktır.
İmrahor Vadisine Yönelik Son Mahkeme Kararı
İmrahor Vadisi üzerine alınan son karar Şubemizin dava ettiği Karataş Mahallesinde 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğine ilişkin Ankara Büyükşehir Belediye Meclisince 08.08.2023 tarih ve 1103 sayıyla alınan meclis kararını kapsamaktadır.
Bu kapsamda 14. İdare Mahkemesi, 13/09/2024 tarihli; 2024/58 esas ve 2024/1420 sayılı kararda;
- Daha önce açtığımız davaya ait bilirkişi raporunu yeterli görmüş ve bunu referans göstermiştir. 07/05/2024 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu plan değişikliğinin, ABB tarafından 11.05.2023 gün ve 761 sayılı kararla onaylanan 1/25000 ölçekli nazım imar planı sınırları kapsamına girdiği ve 1/25.000 ve 1/5000 ölçekli nazım ile 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında herhangi bir değişiklik yapılmadığını,
- Açık alanların ve düşük yoğunluklu bağcılık-bahçecilik alanlarının (20 kişi/ha) daha yüksek yoğunluklu (orta yoğun konut alanı- 90 kişi/ha) yerleşime açıldığı; bu minvalde önceki 1/25.000 ölçekli 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı ile getirilen plan ana kararlarıyla uyumlu olmadığı,
- Jeolojik-jeoteknik etüt raporundaki önlemli alan verilerinin plana ve plan lejantına/gösterimine islenmiş olduğu; ancak jeoteknik etüt sınırı dışındaki kimi alanlara plan kararı getirilmiş olduğu, (yani zemin yapısı analizi yapılmayan yerlerde plan kararı üretildiği)
- İlgili kurum görüşüyle orman alanı dışına çıkartılmış kesimlerde de imar planına esas jeolojik-jeoteknik etüt olmadığı halde plan kararı getirildiği; bu durumun, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği`nin 21. maddesinin 6. fıkrasındaki "Onaylı jeolojik-jeoteknik veya mikro bölgeleme etüt raporu bulunmayan alanlarda imar planları hazırlanamayacağına" ilişkin mevzuat hükümlerine aykırı olduğu;
- Jeolojik açıdan yerleşime uygun olmayan kimi alanlarda her ne kadar çekme mesafesiyle yapılaşmaya izin verilmese de ilkokul, camii ve sağlık tesisi alanları plan kararları getirildiği, bunun yanında yine jeolojik açıdan yerleşime uygun olmayan bazı alanlarda "Park" ile "Piknik ve Eğlence (Rekreasyon) Alanları" önerildiği,
- Plan notlarına göre Park alanlarında E: 0.01 ve Yençok 1 katlı, Piknik ve Eğlence (Rekreasyon) Alanları`nda ise E: 0,05 ve Yençok 2 katlı yapılaşma getirildiği, bu plan kararlarının imar planına esas jeoteknik etüde uygun olmadığı,
- Anaokulu, ilkokul-ortaokul-lise alanlarının, sağlık tesisi alanının, sosyal-kültürel tesis alanının, ibadet alanının, teknik altyapı alanının ve donatı alanlarının birçoğunda kentsel asgari standartların karşılanmadığı, planın bu yönüyle Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği`nin 11. maddesine aykırı olduğu,
gerekçeleriyle alana ilişkin tüm planlar iptal edilmiştir. Yani Karataş Mahallesine yönelik hazırlanan ve 1100 hektarlık alanı kapsayan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin; planlama mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve ilgili mevzuat hükümlerine aykırı olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bu hukuki kararla bir kez daha yıllardır verdiğimiz mücadelenin haklılığı ispatlanmaktadır. Ankara`nın doğal değerlerinin, hassasiyetle ele alınması gereken vadiler sisteminin korunması için mücadeleye devam edeceğimizi ve sürecin takipçisi olmayı sürdüreceğimizi kamuoyuna saygı ile duyururuz.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi