8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü yıllar önce mücadele veren, bedel ödeyen kadınların mücadelesini selamladığımız ve dünyanın neresinde olursa olsun sömürüye, ayrımcılığa, baskıya karşı yürütülen direnişin simgeleştiği bir mücadele günü.
Geçmişten bugüne ekonomik krizle organik bir ilişki içerisinde olan siyasal gericiliği bu coğrafyanın kadınları olarak giderek karanlıklaşan politik atmosferde en derinden deneyimliyoruz. Bunun yanında erkek egemen tahakküm siyasi alanda yerini giderek genişletiyor, muhafazakarlaşma ve kadın düşmanı politikalar adeta birer seçim vaadine dönüşerek yıllardır süren mücadelemizle kazanılmış birçok hakkımızı tehdit ediyor. İstanbul Sözleşmesi‘nden bir gecede çekilen iktidar, kadın cinayetlerinin artmasına karşı hiçbir anlamlı tedbir almıyor, kamusal alanlar giderek kadınlar için korku mekanlarına dönüşüyor.
Eşitsizliğin, sömürünün, hegomanyanın, şiddetin ve yoksulluğun sistemleştiği; kadının görünmeyen emek ve kutsanmış annelik ilişkisine sıkıştırıldığı neoliberal dünya düzeninde kadının varoluş mücadelesi çok daha anlamlı bir hale gelmiş durumda. Ancak kadın mücadelesi yaşamın her alanında değiştirmeye ve dönüştürmeye devam ediyor. Yakın zamanda yaşadığımız tüm krizlerde deneyimlediğimiz gibi, erkek egemen düzende yaşam mücadelesi veren kadınlar; bir yandan da var gücüyle ve tüm örgütlülüğü ile ülkenin dört bir yanında eşitsizlikleri, yoksunlukları, acıları gidermek için dayanışma ağları örüyor.
Tüm bu eşitsizliklere, baskılara ve tehditlere rağmen söylecek sözümüz bitmedi, bitmeyecek! Bugün kaybettiğimiz tüm kız kardeşlerimizi anıyor ve Kadın Yaşam Özgürlük şiarını yükselten kız kardeşlerimizin mücadelesini selamlıyoruz. Bizler erkek egemenliğine, eşitsizliklere, ayrımcılığa, şiddete ve tacize, nefret söylemine, karar mekanizmalarından dışlanmaya ve yok sayılmaya karşı mücadeleyi yükselteceğiz.
Emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününü kutluyoruz.
Kadın Dayanışması Yaşatır!
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
