TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ANA SAYFASI

5393 SAYILI BELEDİYE KANUNUNUN 73. MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR 5998 SAYILI KANUNA İLİŞKİN TUPOB GÖRÜŞÜ

Güncellenme Zamanı: 14.12.2010 18:15:41

 
TUPOB 6. Dönem 1. Koordinasyon Toplantısında oluşturulan 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 5998 Sayılı kanuna ilişkin TÜRKİYE PLANLAMA OKULLARI BİRLİĞİ (TUPOB) Görüşü ve konu ile ilgili 30.06.2010 tarihinde yayınlanan Cumhuriyet Gazetesi Haberi
 

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 17 Haziran 2010 tarihinde kabul edilmiş olan ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 73. Maddesinin değiştirilmesine ilişkin Yasa, çok önemli bir içeriğe ve kapsama sahiptir. Bu nedenle de yürürlüğe girmesi durumunda, belediye ve mücavir alan sınırları içindeki tüm alanlar ve buralarda yaşayanlar ve bu alanlarda gayrimenkul sahibi olanlar ve yerleşimlerin tümü ve kentliler bu değişiklikten doğrudan etkileneceklerdir.

Özetlenen bu kapsamıyla, meslek alanımızı ve Ülkemizin planlama pratiğini doğrudan ilgilendiren bu Yasa; bir yandan gerek mevcut yasal çerçeve ve planlama pratiği, gerekse de planlama ilkeleri açısından çok önemli çelişkileri, belirsizlikleri ve eşitsizlikleri içinde barındırmaktadır. TBMM ana sayfasından ulaşılan, söz konusu Yasa'ya ilişkin, komisyon görüşlerinin, karşı görüşlerin ve muhalefet şerhlerinin ve Meclis TV den canlı olarak yayınlanan TBMM görüşmelerinin de değerlendirilmesiyle oluşturulmuş olan görüşlerimiz aşağıda özetlenmektedir.

 

1.      Yasa'da "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak belirlenecek alanların, "imarlı veya imarsız", "üzerinde yapı olan veya olmayan", belediye veya mücavir alan sınırları içindeki tüm alanları kapsaması; çok büyük alanların büyükşehir belediyeleri ve diğer belediyeler tarafından "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak belirlenebilmesine yol açabilecektir. "İmarlı veya imarsız" tanımı, yürürlükteki planlarda kentsel gelişmeye açılmamış alanların da "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak tanımlanabileceğini ifade etmektedir. Bu yaklaşım ise planlama anlayışının, disiplinin ve planlama kurumunun dışlanması demektir.

2.      TBMM'de kabul edilmiş olan Yasa'ya göre, büyükşehir belediyesi sınırları içinde yer alan ilçe belediyelerinin böyle bir tercihleri olmasa bile, büyükşehir belediyeleri, kendi yetkilerini kullanarak bu alanları tanımlayabileceklerdir. Böyle bir tutum ise, demokratikleşme, yerelleşme süreçlerine aykırıdır ve katılımcı planlama ilkeleriyle uyuşmamaktadır.

3.      Yasa'da büyükşehir belediyelerine, "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" belirleme yetkilerini verilmesinin yanı sıra, bu alanlarda plan yapma, parselasyon yapma, inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izni verme gibi, çok geniş ve çeşitli yetkiler de verilmektedir. Bu durum ise, ilçe belediyelerinin yetkisizleştirilmelerine ve kaynak kaybına neden olacaktır. Böylesi bir yetki devri, özü itibariyle Belediye ve Büyükşehir Belediyesi Yasalarına aykırıdır.

4.      Yasa'ya göre "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak belirlenen alanın, hangi usül ve esaslarla halka duyurulacağı, askıya çıkarılacağı ve itirazların nasıl yapılacağı belirsizdir. Bu ise, planlamanın en temel ilkelerinden birisi olması gereken "şeffaflık/açıklık"  ilkesine aykırıdır.

5.      Yasa'da, "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" kapsamında bulunan gayrimenkul sahipleri ve belediyeler tarafından açılmış olan davalarda bu Yasa hükümlerinin geçerli olacağı ifade edilmektedir. Belediye Yasasının bir maddesinde yapılacak bir değişiklikle, daha üst düzey yasalarla tanımlanmış olan mahkemelerin görev ve yetkilerine ve devam etmekte olan davalara ilişkin koşullar getirmek, hukuk ilkelerine uygun bir düzenleme değildir ve karmaşa yaratabilecek nitelikler içermektedir. Kaldı ki bu denli kapsamlı düzenlemeleri, tek bir yasa maddesi içine sığdırmaya çalışmak, bir başka alışılmamış tutumdur.

6.      Yasa'ya göre, 1/100 000 ölçekli Çevre Düzeni Planlarında veya yerleşimlerin nazım planlarında "tarımsal niteliği korunacak alan" veya "iskan dışı alan" olarak tanımlanmış alanlar bile "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak tanımlanabilecektir. Bu ise İmar Mevzuatına, ülkemizdeki mevcut planlama pratiğine ve planlama ilkelerine aykırıdır.

7.      Yasa'da, "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak belirlenen alanlarda, eğitim ve sağlık kurumları dışındaki, kamuya ait gayrimenkullerin belediyelere devredileceği belirtilmektedir. İlgili diğer kamu kurumlarının "uygun" görüşü alınmaksızın böylesi bir devir işleminin yapılması, kurumlar arası eşgüdümü ortadan kaldırabileceği gibi, bir kamu kurumunun mevcut ve geleceğe yönelik yatırımlarını engelleyici bir neden de olabilecektir.

8.      Yasa'ya göre, "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak ilan edilen alanlarda, kamulaştırma kararının büyükşehir belediye meclislerince alınacağı belirtilmektedir. İlçe belediyelerinin olumlu görüşünün olmadığı ve yöre yaşayanlarının kabul etmediği durumlarda, bu yetkinin büyükşehir belediyelerine devri, uygulamada farklılıklara neden olabilecek, yöre yaşayanlarıyla yerel yönetimleri karşı karşıya getirebilecektir.

9.      Yasa'ya göre, "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak ilan edilen alanlarda, "yapı yüksekliği ve yoğunluğunun" da belirlenmesi gerekmektedir. Oysa bu alanlarda, yürürlükteki planlarda belirlenmiş olan yoğunluk ve yükseklik kararına uygun olarak bu kararların geliştirilmesi gerekmektedir.

10.  Yasa'da, "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı" olarak belirlenmiş alanlarda, belediye ile anlaşma yapmayan veya belediyece kamulaştırılmasına gerek duyulmayan gayrimenkullerin sahiplerinin, proje alanının herhangi bir bölümünde, parselasyon planı ile kendilerine ayrılan ada ve parsellerde imar haklarını kullanabilecekleri ifade edilmektedir. Oysa İmar Yasasına göre, yapılacak parselasyon planlarında, mülk sahibine kendi taşınmazının bulunduğu yere en yakın parselin tahsis edilmesi gerekmektedir.

11.  Yasa'da, "kentsel dönüşüm ve gelişme proje alanı" olarak belirlenmiş alanlarda, gecekondu sahiplerine enkaz ve ağaç bedeli ödeneceği veya belediye imkanları ölçüsünde kentsel dönüşüm ve gelişme proje alanı dışında arsa veya konut satışı yapılabileceği belirtilmektedir. Çoğunlukla kent yoksullarının yaşamakta olduğu gecekondu alanlarında yaşayanların, bu alanların dışına atılması, yeni gecekondu ve çöküntü alanlarının oluşmasına neden olacaktır. Kaldı ki, bu alanlarda yaşamakta olan kiracıların ne olacağı ise tümüyle belirsizdir.

12.  Yasa'ya göre "kentsel dönüşüm ve proje gelişme alanı" olarak ilan edilmiş alanlarda, devam eden inşaatlardan projeye uygunluğu belediye tarafından kabul edilenler dışındaki diğer inşaatların, beş yıl süreyle durdurulacağı belirtilmektedir. Aynı belediyeden ruhsat alarak inşaatını yapmakta olan girişimcilerin yatırımlarının beş yıl süreyle durdurulması, girişimcileri zor durumda bırakabilecektir. İnşaatların çok uzun süreyle tamamlanmadan kalması ise, bir yandan yapı güvenliğini tehlikeye sokabilecekken, diğer yandan da çevre kirliliği yaratacaktır. 

Ülkemizde yaklaşık olarak elli yıldır şehir ve bölge planlama eğitimi verilmektedir ve şu anda 12 üniversitemizde ve 2 yüksek teknoloji enstitüsünde planlama eğitimi verilmektedir. Binlerce meslek insanı ve uzman yetiştirilmiştir ve Türkiye artık çok ciddi bir planlama deneyim ve birikimine sahiptir. Bu birikim içinde yer alan ve farklı kurumlarda çalışan çok sayıda uzmanın katılımıyla, Ülkemizde ilk kez 2009 yılında, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından "KENTLEŞME ŞURASI" toplanmıştır. Oluşturulan 10 komisyondan birisi, "KENTSEL DÖNÜŞÜM, KONUT VE ARSA POLİTİKALARI KOMİSYONU"dur. Aylarca komisyonlarda yer alan uzmanlar, birlikte çalışmış, raporlar üretmiş ve bu raporların ilgili tüm kurumlara dağıtımı yapılmıştır. Bu çalışmalarda, mevcut yerleşim alanlarımızda yer alan eskimiş, sağlıksız, deprem vb. nedenlerle yapı güvenli olmayan yaşam çevrelerine ilişkin hangi müdahelelerin, hangi süreçlerle yapılması gerektiği ayrıntılı olarak ve ortak akıl ile belirlenmiştir. Bu birikim yokmuş ve bu deneyim hiç yaşanmamış gibi, yerleşimlerimizin çok önemli bir sorunu olan, sağlıksız ve deprem riski vb. nedenlerle yapı güvenli olmayan mevcut yerleşimlerimizin yenilenmesini, iki sayfalık tek bir kanun maddesiyle düzenleme girişiminde bulunmak, bu ülkenin planlama birikimini ve deneyimini yok saymaktır.

 

Yapılması gereken, Kentleşme Şurası kararları doğrultusunda, kentsel rantları değil, sosyal adalet ve toplum yararı ile kullanım değerini temel alan ve katılımcı süreçlerle oluşturulacak yeni bir "Şehircilik ve Planlama Yasası"nın hızla hazırlanması ve kentsel yenileme süreçlerinin bu kapsamda ele alınmasıdır. Bu gerçekleşmediği sürece, kabul edilen bu son Yasa Değişikliği gibi, adil ve sürdürülebilir bir kentsel gelişimi değil, kentsel rantları azamileştirerek belirli kesimlere aktarılması esas alan siyasi girişimlerin sonu gelmeyecektir.

 

28 Haziran 2010

 

Türkiye Planlama Okulları Birliği (TUPOB)

Orta Doğu Teknik Üniversitesi – Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Gazi Üniversitesi – Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

İstanbul Teknik Üniversitesi - Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi -  Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Yıldız Teknik Üniversitesi - Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü - Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Dokuz Eylül Üniversitesi - Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü - Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Karadeniz Teknik Üniversitesi - Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Süleyman Demirel Üniversitesi – Müh.Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Erciyes Üniversitesi -  Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Selçuk Üniversitesi – Müh.Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Mersin Üniversitesi - Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Bozok Üniversitesi - Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Abant İzzet Baysal Üniversitesi – Müh.Mimarlık Fakültesi – Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Yüzüncü Yıl Üniversitesi – Müh. Mimarlık Fakültesi – Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi – Mimarlık Fakültesi- Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Denizli Pamukkale Üniversitesi – Mimarlık Fakültesi – Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Amasya Üniversitesi – Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama bölümü

TMMOB Şehir Plancıları Odası

 

Bu sayfa 14.12.2010 gününden itibaren 6199 defa okunmuştur.