Etik İlkeler Özlük Hakları
ASKERİ ALANLAR KAMUNUN ELİNDE TUTULARAK DÖNÜŞTÜRÜLMELİDİR!
BASIN AÇIKLAMALARI
Yayına Giriş Tarihi
2022-07-28
Güncellenme Zamanı
2022-07-28 14:38:51
Yayınlayan Birim
İSTANBUL

Kamu elindeki arazilerin özelleştirilme ve dönüşüm süreçleri 1980`li yıllardan bu yana hızla ve sistemli bir şekilde artarak devam etmektedir. Bu süreçte, kamu arazileri çeşitli yollarla özel sermayeye tahsis edilmiş ve kamu yararını terk eden bir anlayışla dönüştürülmüştür. Kıyılar, orman arazileri, tarım alanları ve meralar sermaye gruplarının tasarrufuna bırakılarak, ticaret, konut, turizm ve sanayi alanları olarak fonksiyon değiştirmiştir.

Bu sürecin son adımı askeri alanlardır. Bilindiği üzere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi`nin uygulamasına başlamadan önce özerk bir yapıya sahip olup ardından Milli Savunma Bakanlığı`na bağlanana Genelkurmay Başkanlığı`nın uhdesinde bulunan askeri alanlar ve askeri güvenlik bölgeleri mülkiyeti Maliye Hazinesine bağlı ancak kullanım hakkı Genelkurmay Başkanlığı`na ait olan kamunun elinde bulunan alanlardır.

Bu alanların tasfiyesi ve dönüşümüne yönelik ilk düzenlemelerden biri 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun`dur. Afet gerekçesiyle her tür alanda dönüşüm yapma olanağı getiren söz konusu kanun gereğince bir yandan kamu arazilerinin özelleştirilmesine yönelik zemin güçlendirilmiş, bir yandan askeri alanların TOKİ ve belediyelere bedelsiz devri düzenlenmiş, diğer taraftan da askeri alanların "rezerv yapı alanı" olarak ilan edilip, ardından konut, konut+ticaret veya ticaret alanı gibi kullanımlara dönüştürülmesine yönelik plan değişiklikleri art arda gündeme gelmiştir. Böylelikle çok sayıda farklı nitelikteki askeri alan tasfiye edilmiştir ve edilmeye de devam etmektedir.

Benzer şekilde, 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlanan Vakıflar Genel Müdürlüğü eliyle kışlaların özelleştirilmesinin önü açılmıştır.

Ülkemizde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülkenin dört bir yanında özellikle büyükşehirlerde kent içerisinde bulunan, kışlalar, karargâhlar, askeri lojman ve hastane alanları gibi tesis alanlarının tasfiyesine ve bir kısmının kent dışına çıkarılmasına yönelik çalışmalar son hızla başlatılmıştır. 15 Temmuz sonrası çıkartılan 678 numaralı KHK ve ardından 2018 yılında yürürlüğe giren 7071 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun kapsamında daha önceleri dokunulamaz niteliği bulunan askeri alanların Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı işbirliği içerisinde özelleştirilerek imara açılmasına olanak tanınmıştır.

İstanbul olan ve bu süreci yoğun bir şekilde tecrübe eden bir metropol olarak öne çıkmaktadır. 2018 yılından bu yana İstanbul`da Selimiye Kışlası, Kalyoncu Kışlası gibi kışla yapıları, çeşitli vakıflara devredilmiş, Zeytinburnu Tank Fabrikası,     Askeri Arazisi, Halkalı Askeri Arazisi, Zekeriyaköy, Çekmeköy, Maltepe, Esenler, Hasdal, Tuzla Aydınlı askeri alanları ve son olarak Maltepe Baransel Kışlası gibi birçok askeri arazi imar planları hazırlanarak dönüştürülmiştür ve dönüştürülmeye devam etmektedir.

Askeri alanların yer seçimleri, kent dışına taşınmaları ve bununla ilgili belli çalışmaların yapılıyor oluşu farklı bir şehircilik tartışması ve planlama meselesidir. Bununla birlikte, bu alanların hangi amaçla kullanılacağı önem taşımaktadır. Mülkiyeti kamunun elinde bulunan alanların, kullanımı kamunun elinde olacak şekilde dönüştürülmesi yönünde hamleler yapılmalı, özel kullanımlara müsaade edilmeden zaten halihazırda yapı ve nüfus yoğunluğu, arazi mülkiyetinin yüzde 10`u askeri alanlara ait

1/100000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı`nda askeri alanların tasfiyesi halinde bu alanların öncelikle eksik olan sosyal ve teknik altyapı (eğitim, sağlık, kültürel tesis, hal, mezarlık, yeşil alan vb.) alanları olarak kullanılması gerektiği belirtilmektedir. Buna rağmen, Zeytinburnu Beştelsiz Askeri Alanı, Florya Şenlikköy bakımından sınırlarını zorlayan İstanbul kentinin daha fazla beton, nüfus ve rant tehdidiyle karşılaşmaması yönünde adımlar atılmalıdır. Özellikle de deprem bekleyen bir kent olarak İstanbul`un sağlıklı ve güvenli gelişim süreci için kamusal ve açık alanlara olan ihtiyaç son derece büyüktür.

Şehircilik ve planlama ilkeleri bağlamında mesleğimizin kamu yararının üzerinde hiçbir gerçek veya tüzel kişinin yararını gözetmemesi gerektiğini kamuoyuna bir kez daha hatırlatıyoruz.

Kentimiz içerisinde plan onaylama yetkisi bulunan bütün kamu kurumlarını kamusal alanları kamunun kullanımına ait olacak şekilde dönüşümünün sağlanması yönünde planlama çalışmaları yapmaya, ülke ve dünya olarak boğuştuğumuz birçok probleme ek olarak kentimizi bir yıkıma sürüklememek üzere çalışmaya davet ediyoruz.

Tüm kamuoyunun bilgilerine sunarız. Saygılarımızla,

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi

XVII. Dönem Yönetim Kurulu

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>