Etik İlkeler Özlük Hakları
ARNAVUTKÖY İLÇESİ, HADIMKÖY MAHALLESİ, SANAYİ AMAÇLI 1/100.000 ÇDP DEĞİŞİKLİĞİ VE REZERV YAPI ALANINA İLİŞKİN REVİZYON PLANLAR İPTAL EDİLDİ!
HABERLER
Yayına Giriş Tarihi
2021-12-07
Güncellenme Zamanı
2021-12-07 12:44:17
Yayınlayan Birim
İSTANBUL

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 11.09.2019 tarihinde askıya çıkarılan İstanbul ili, Arnavutköy İlçesi Hadımköy Mahallesi`nde, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesinin 1(c) bendi uyarınca 22.01.2019 tarihinde "Rezerv Yapı Alanı" olarak belirlenen alanın, sanayi tesisi olarak planlanmasına yönelik; İstanbul İli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği ile, Revizyon 1/5000 ölçekli Nazım ve Revizyon 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı`na Şubemizce dava açıldı. Söz konusu planlar İstanbul 11. İdare Mahkemesi tarafından iptal edildi.

 

İstanbul 11. İdare Mahkemesi`nin 29/11/2021 tarihli 2021/1240 nolu kararında "bilirkişi raporu ve dava dosyasının birlikte incelenmesinden; davaya konu planların sürecinin planlama alanının rezerv yapı alanı olarak ilan edilmesiyle başladığı, bölgenin sanayi alanı olarak planlanmasının İller Bankası A.Ş. ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında imzalanan protokole bağlı olarak gerçekleştirildiği, 15.06.2009 tasdik tarihli Mer`i 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı (Ana Plan) vizyonunda "sürdürülebilirlik, kimlik, rekabet gücü, bilgi toplumu ve yaşam kalitesine" vurgu yapıldığı, İstanbul`un gelecekteki sektörel yapısında imalat sanayinin kademeli olarak kent dışına desantralizasyonunun hedeflendiği, imalat sanayinin kendi içinde bilgi ve teknoloji odaklı dönüşümünün önceliklendirildiği, dava konusu 2019 tasdik tarihli Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin gerekçesi olarak sunulan 2009 tasdik tarihli İstanbul Çevre Düzeni Plan`ın Ana Strateji 3: Sanayi sektörünün kent genelindeki yapısını sıhhileştirerek, yapısal dönüşümünü sağlamak" stratejisini plan bütününden ve bağlamından kopuk olarak düşünmenin yanıltıcı olacağı, bu stratejinin İstanbul`un sanayi dönüşümü ve desantralizasyonu politikasının bir parçası olduğu, davalı idarenin iddia ettiği gibi yeni sanayi alanları önermenin bir gerekçesi olamayacağı, nitekim, 2009 tasdik tarihli İstanbul ÇDP Raporunda "Avrupa Yakası`nda Silivri-Değirmenköy, Silivri-Kavaklı, KıraçHoşdere, Avcılar-Firuzköy ve Hadımköy; Anadolu Yakası`nda ise Pendik-Şeyhli ve Tuzla OSB kuzeyinde yer alan sanayiler için mevcut sınırları içerisinde sağlıklaştırılması kararının alındığı ve zaten Mer`i 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planında sanayi alanı olarak gösterildiği, yeni bir sanayi alanı için girdi oluşturmadığı, dava konusu alanın kritik bir ekolojik koridor sınırında yer alması ve suyun döngüsü açısından yine kritik olan vadi tabanı ile etkileşimde olması, dava konusu plan değişikliğinin 2009 tasdik tarihli Meri İstanbul ÇDP`nın ortaya koyduğu çevresel sürdürülebilirlik ile ilgili ilke ve hedeflerini olumsuz etkileyecek nitelikte bir karar olduğu, nitekim, ana planda benimsenen planlama ilkelerinde doğal ve kültürel çevreye uyum, hassas ve kritik ekosistemlere zarar verilmemesinin vurgulandığı, dava konusu alanın "Çevresel Sürdürülebilirlik Açısından Kritik Alan" lejantında kaldığı düşünüldüğünde bu nitelikteki alanların çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve etkilerin azaltılması için acil önlemlerin alınması gereken alanlar olduğu, önlemlerin çerçevesini ise ‘çevresel döngülerin kapanması`, ‘doğal alanların ve kaynakların korunması` ve ‘yaşama ortamlarının ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi` stratejilerinin oluşturduğu, Ana Plan`da "ekolojiekonomi dengesi gözetilerek ekonomide yeniden yapılanmanın sağlanması ve uluslararası rekabet üstünlüğü taşıyan veya taşıyabilecek sektörlerin desteklenmesi" vurgusu düşünüldüğünde dava konusu plan değişikliğinin (sanayi ve depolama kullanımı) buna hizmet etmediği gibi planlama alanında "tekstil, konfeksiyon ve deri ürünleri üretimi, kara araçları tamir ve bakımı, plastik ve kauçuk ürünleri üretimi, metal ürünleri üretimi, mobilya, makine imalatı,

basım ve yayın sektörlerinin yer seçeceğinin öngörüldüğü, bu sektörlerin bir yandan kirletici özelliğinin olması diğer yandan da bilgi ve teknolojiye dayalı olmayan sektörler olmasından dolayı Ana Plan kararları ile çeliştiği, 2009 tasdik tarihli İstanbul ÇDP`nda mevcut durumda Hadımköy bölgesinde var olan ve sıhhileştirilmesi gereken sanayiler için mevcut sınırları içerisinde sağlıklaştırılması kararı alındığı ve Meri Plan`da sanayi alanı olarak gösterildiği, plan projeksiyon yılı içinde yeni sanayi alanlarının özellikle de kirletici niteliği olanların- teşvik edilmediği, tersine İstanbul`da sağlıklılaştırılacak sanayi alanlarının ileri teknoloji kullanan, katma değeri yüksek üretim yapan, insan ve çevre sağlığına duyarlı bir yapıya dönüştürülmesinin amaçlandığı sabit

olduğundan, dava konusu plan değişikliği ile getirilen sanayi ve depolama alanı kararının Meri İstanbul Çevre Düzeni Planı ana kararlarını, sürekliliğini ve bütünlüğü bozacak nitelikte olduğu, dava konusu plan değişikliğinin konumu ve niteliği düşünüldüğünde bölgeye nüfus çekmesi, arazi değerlerini ve taşıt-yaya sirkülasyonunu artırmasının kaçınılmaz olduğu, bu çerçevede dava konusu plan değişikliğinin kentin kuzeyine doğru bir gelişme talebi yaratacağı, bunun da "kuzeye eğilim gösteren kent gelişimin engellenmesi" olarak tanımlanan Meri ÇDP ilkesine açıkça aykırı olacağı, 2009 tasdik tarihli İstanbul ÇDP`nda İstanbul Metropoliten Alan bütününde farklı alt bölgelere dağılım gösteren askeri alanların, İstanbul Metropoliten Alanı bütününde yetersiz olan sosyal altyapı alanları için kullanılması ve böylece kentsel yaşam kalitesinin artırılması hedeflenirken, dava konusu ÇDP Değişikliğinde ise askeri alanın sanayi ve depolama niteliğindeki bir çalışma alanına çevrilmesi ve yakın çevresinde yoğunlaşma yaratacak bir işleve ayrılmasının ana plan kararlarına aykırı olduğu, rezerv yapı alanlarının ilan edilmesi ile sağlıklı ve güvenli yaşama çevreleri oluşturarak kentsel riskli alanlarda dönüşümün sağlanmasının hedeflendiği, rezerv yapı alanlarının, riskli alanlar ve/veya riskli yapılarda ikamet edenlerin nakledileceği rezerv konut ve işyerleri olarak tanımlanmış olmasının beklendiği, dava konusu planlama alanına taşınacak olan yapıların mevcut durumda afet açısından risk teşkil etmesi ve söz konusu riskli

yapıların belirlenmiş olmasının gerektiği, o nedenle rezerv yapı alanlarına yönelik planlama çalışmaları yürütülürken, İstanbul`un hangi bölgesindeki yapıların rezerv yapı alanına getirileceği ve riskli alanların/yapıların değerlendirilmesine yönelik tespitlere yer verilmesinin beklendiği, ancak dava konusu planların raporlarında bu konuya yönelik herhangi bir değerlendirmenin bulunmadığı, dava konusu taşınmazların "Çevresel Sürdürülebilirlik Açısından Kritik Alan"`da kalmasından dolayı dava konusu nazım ve uygulama imar planlarında önerilen fonksiyonların Çevresel Sürdürülebilirlik Açısından Kritik Alanda yer alabilecek türden işlevler olmadığı, dava konusu nazım imar planı açıklama raporunda planlama alanında "tekstil, konfeksiyon ve deri ürünleri üretimi, kara araçları tamir ve bakımı, plastik ve kauçuk ürünleri üretimi, metal ürünleri üretimi, mobilya, makine imalatı, basım ve yayın sektörlerinin yer seçeceği ifade edildiğinden bu

sektörlerin genellikle kirletici niteliği olan sektörler olduğu, 15.06.2009 tasdik tarihli Mer`i 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı 8.4.2.2. Sanayi Alanları plan notunda belirtilen tanımlaya uymadığı, sanayi alanında yer alması düşünülen sektörlerin hangi yönleriyle ileri teknoloji kullanan sanayi alanı olarak düşünüldüğünün belirsiz olduğu, bu konuda imar planı açıklama raporunda yeterli bilgiye rastlanmadığı, dava konusu çevre düzeni planı, nazım imar planı ve uygulama imar planı raporları incelendiğinde; "rezerv yapı alanı" kapsamında değerlendirilmesi gereken alanlara yönelik yeterli etüt ve analize yer verilmediği, mer`i planlardaki koşulların değiştirilmesine yönelik plan kararlarının gerekçelerinin yeterli olmadığı ve bu konuda yeterli analiz, etüt ve tespitlerin yapılmadığı, mevcut durumda çevresindeki doğal yapı ve doğal değerlere yönelik yeterli analiz Yapılmadığı, dava konusu Çevre Düzeni Planı Değişikliğinin Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği 20. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen hükümlere aykırı olduğu sonuçlarına varılmakla, nihai olarak, 26.08.2019 tasdik tarihli İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Hadımköy Mahallesi, Sanayi Amaçlı 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, Hadımköy (İstanbul) Sanayi ve Depolama Alanı 1/5000 ölçekli Revizyon Nazım İmar Planı ve Hadımköy (İstanbul) Sanayi ve Depolama Alanı 1/1000 ölçekli Revizyon Uygulama İmar Planının şehircilik ilkelerine, yerleşmenin gelecekteki ihtiyaçlarına, planlama tekniklerine uygun olmadığı ve kamu yararını gözetmediği, dava konusu İstanbul İli, Arnavutköy İlçesi, Hadımköy Mahallesi, mülkiyeti Maliye Hazinesine ait olan olan alanın 6306 sayılı Risk Altındaki Alanların

Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2/1-c maddesi uyarınca "rezerv yapı alanı"olarak belirlenmesi sonucu, anılan alanın ana fonksiyon olarak "sanayi tesisi olarak planlanmasına" yönelik, 6306 sayılı Risk Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile 1 numaralı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 97. maddesi uyarınca onaylanan 17092,21 sayılı İstanbul İli 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliği, 38848 sayılı Revizyon 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı ile 38849 sayılı Revizyon 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planınında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı" sonucuna varılmış ve dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

 

 

 

TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>