Etik İlkeler Özlük Hakları
İKİ KOCA YIL OLDU HİÇ Mİ DERS ALINMADI?
HABERLER
Yayına Giriş Tarihi
2001-08-16
Güncellenme Zamanı
2001-08-16 14:38:26
Yayınlayan Birim
MERKEZ
BASINA VE KAMUOYUNA
16 Ağustos 2001

Depremin hemen sonrasında yaptığımız açıklamalarda oluşan büyük yıkımın nedenlerini, on binlerce insanımızın kaybedilmesinde sorumlulukları olanları ve onların suçlarının oluşturduğu zinciri tanımlamıştık. Geçen iki yıl boyunca gördük ki suç zincirindeki halkalar kırılmadı sapasağlam yerinde duruyor.

Eylemleri ve kararları ile can kayıplarında baş rolde olan ve bugüne kadar hiçbir şekilde cezalandırılamayanların iki yıl içinde işledikleri suçlar gelecekte olabilecek bir başka depremde çok daha fazla insanın yitirilmesine yol açabilecektir.

İki yıl içinde TBMM'den çıkarılan yasalarla; Yapı denetimi özelleştirilmiş, kamusal denetim olanakları ortadan kaldırılmıştır. Zaten yüksek olan inşaat yapım maliyetlerine % 10 civarında ek yük getirilerek halk kaçak yapıya yönlendirilmiştir. İşgal altındaki hazine ve orman arazilerinin "işgalcilere" satışını öngören yasa ile kaçak yapılara yasallık kazandırmanın yolu açılmış, üstü kapalı bir imar affı çıkarılmış, kaçak yapılaşma özendirilmiştir. Yapılacak kontrolsüz her yeni yapı yaşanacak yeni bir felakette onlarca can demektir.

Deprem bölgesinde on binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan nüfus yığılmasının gerçek nedeni, bu bölgede verimli tarım alanları üzerinde yer seçen sanayi tesisleridir. Sanayileşmenin belirli bir plan kararı çerçevesinde yerleştirilmesi ve bu tesislerde çalışacak insanların konut sorunlarının çözülmesi gerekirken, TBMM'den çıkarılan Organize Sanayi Bölgeleri Yasası ve Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Yasası gibi yasalarla da kamusal denetim devre dışı bırakılmış, bu tür tesislerin dilediği biçimde yapılaşmasının önü açılmıştır. Bu şekilde yapılacak her tesis bölgede yeni nüfus artışı ve yığılma, bu da yaşanacak yeni bir felakette onlarca can demektir.

Bunlar ve benzeri ülkenin, kentlerin ve kentlerde yaşayanların aleyhine kararlar nedeniyle, bu kararları meclise gönderen hükümet üyeleri ve bu yasalara el kaldıran vekiller açıkça suç işlemeyi sürdürmüşlerdir.

Deprem öncesinde olduğu gibi depremden sonra da sahip olduğu yetkileri yerinde ve zamanında, kentler ve kamudan yana kullanmayan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı; Eksikliği konu ile ilgili tüm kesimlerce kabul edilen üst ölçekli plan kararlarını gerçek anlamıyla hayata geçirmeyerek, Kendisi tarafından hazırlanan plan kararlarını iki satırlık genelgeyle delip, deprem bölgesinin tümünde yapı yüksekliklerini bir kat arttırarak, Yıkılarak boşaltılması gereken hasarlı yüzlerce binanın bilim dışı yöntemlerde onarılırmış gibi yapılmasına göz yumarak suç işlemeyi sürdürmüşlerdir.

3 kattan fazla yeni yapıya izin verilmeyen bir zeminde yer alan, orta hasarlı olarak tanımlanıp, onarım ve güçlendirmesi yapıldığı iddia edilen 7-8 katlı hasarlı konutlara, ağır hasarlı oldukları açık olan ve bir şekilde orta hasarlı raporu alıp, onarılmak istenen yapılara, yapı yasaklı alan olarak belirlenen, yeni yapı yapılmasına dahi izin verilmeyen bölgelerde, fay hattı üzerinde kalan hasarlı yapılara iskan ruhsatı verilmesi için Belediyeleri zorlayan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı suç işlemeyi sürdürmüştür.

Yaptıkları konutlar depremde yıkılan bazı firmalara ve müteahhitlere kalıcı konutların inşasının verilmesi esef vericidir. Bugüne kadar yapımı tamamlanan kalıcı konutların bazılarında ortaya çıkan hatalar gelecekte ortaya çıkabilecek büyük sorunların göstergesidir.

Kalıcı konutların yer seçimleri iyi niyetli tüm uyarılara rağmen yanlış yapılmış, verimli tarım alanları, meyve bahçeleri yapılaşmaya açılmış, Gölcük ve İzmit örneğinde olduğu gibi Jeolojik sakıncalı, heyelan alanlarında kalıcı konutlar inşa edilerek suç işlenmeye devam edilmiştir.

Yardım amacıyla toplanan milyarlarca paranın nereye harcandığı belli değilken, kamulaştırma bedellerinden dolayı bilimsel jeolojik etüt sonuçları değiştirilmiş, Gölcük'te 150 metre olarak belirlenen fay hattı üzerindeki yapı yasaklı alan Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nce 20 metreye indirtilmiş ve suç işlenmeye devam edilmiştir.

Ellerine geçirdikleri yetkiyi yöneticisi oldukları kentler lehine kullanması gereken Belediye Başkanları ve Meclis Üyeleri, deprem öncesinde olduğu gibi popülist uygulamalarından geçen iki yıl içinde de vazgeçmemiş ve suç işlemeyi sürdürmüşlerdir. Deprem sonrasında başlayan tartışmalar kentlerin "yeniden ve gerçekten" planlanması gerektiğini ortaya koymuşken, ele geçen bu fırsatı değerlendirmeyen belediyeler, aceleyle hazırlattıkları planlarda kat değişiklikleri dışında bir değişiklik yapmayarak büyük bir fırsatın yitirilmesine neden olmuşlardır.

Yukarıda bir kısmını ele aldığımız suçlar ve geçen iki yıl içindeki uygulamalar, 17 Ağustos depreminden hiç ders alınmadığını gösteriyor. Deprem bölgesinde yaşayanların sesini duyun ARTIK YETER.

17 Ağustos 1999 depremi ülke kentleri üzerinde dönen pazarlıkların, oynanan oyunların final sahnesidir demiştik, ancak geçen iki yıl boyunca yapılanlar gösterdi ki oyun bitmemiş.

Deprem unutuldu oyun sürüyor, rant yine başrolde. Depremde ortaya çıkanın FAY HATTI DEĞİL PAY HATTI olduğunu UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ.

Necati UYAR
TMMOB Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı
TMMOB
Şehir Plancıları Odası

Çerez Politikası & Gizlilik Sözleşmesi

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve çerezleri nasıl kontrol edebileceğinizi öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz

kişisel verilerinizin Odamız tarafından işlenme amaçları konusunda detaylı bilgilere KVKK sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

"/>